G7 fiyaskosu

Okuduğunuz Yazı
G7 fiyaskosu

İçerik

1975’te kurulan G7, dünyanın en büyük ve en etkin yedi ülkesini bir zenginler ve seçkinler kulübü olarak yıllar boyunca bir araya getirdi.

Rusya, 1998’de Bill Clinton’ın teklifiyle, Sovyetler Birliği sonrası dönemin ilk lideri Boris Yeltsin liderliğinde bu kulübe kabul edildi. Clinton’ın kafasındaki Rusya’yı Batı’ya yaklaştırmaktı yaklaştırmasına ama, Soğuk Savaş’tan öte, Rusya’nın o dönemde ciddi borç içinde olması ve diğer ülkelere göre ekonomisinin küçük olması nedeniyle diğer üyelerden tepki gördü. Yine de kulübe alındı ve G7 artık G8 olmuştu.

Putin döneminde Rusya’nın yükselişi, kulübün diğer üyelerini rahatsız ederken, 2014’te Kırım’ın ilhakı sonrası Moskova’nın üyeliği askıya alındı.

Aslında G7 ülkelerini rahatsız eden sadece Rusya’nın eski gücünü kazanması değildi. Çin’in ve gelişmekte olan ülkelerin yükselişi ile G7’nin zengin ve de seçkin ülkeleri, etkin ve de en büyük olma özelliklerini kaybediyordu. Örneğin 19 yıl önce kurulan G20, bugün, Çin, Meksika, Hindistan, Güney Kore, Türkiye gibi ülkelerin katılımıyla dünyanın gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 80’ine ve dünya nüfusunun üçte ikisine hitap ediyor. Bu haliyle çok daha demokratik, temsil açısından zengin, ve dünya tek kutuplu dünyaya “Hoşçakal” derken küresel etki gücü daha yüksek bir topluluk olarak karşımıza çıkıyor.

Sadece bu da değil. G7’nin iç problemleri, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın gelişiyle, çözülemeyecek hale gelmiş durumda.

2018 Kanada G7 zirvesi

Örneğin, 2018 yılında Kanada’nın ev sahipliğinde gerçekleşen G7 zirvesindeki şu meşhur fotoğrafı kim unutabilir ki?

Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in ofisi tarafından paylaşılan üstteki fotoğraf kısa süre içinde sosyal medya kullanıcıları tarafından, Trump’ın ‘Çırak-Apprentice’ adlı ünlü televizyon şovundaki sahnelere, Rönesans fotoğraflarına benzetildi, ve bir anda espri malzemesi oldu. Fotoğraf komik olmasına komikti ama aynı zamanda sahne arkasındaki anlaşmazlığı da gözler önüne seriyordu.

2018’in G7 liderler toplantısı, ABD’nin AB ülkelerine tek taraflı vergi uygulamasının, Trump’ın yeni başlattığı ticaret savaşının ve Rusya’nın ABD’deki seçimlere etki ettiği iddialarının ayyuka çıktığı günlerde gerçekleşmişti.

Trump tartışmalar sonrası diğer liderleri zirveyi terk etmekle tehdit etti ve etti de. Rusya’nın geri alınması için baskı yaptı. Ve en önemlisi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile kavga ederek ortak bildirideki imzasını geri çekti. Trump bir ay sonra Putin’le buluşmak üzere geldiği Finlandiya’da bir CBS muhabirine verdiği röportajda “ABD’nin en büyük düşmanı kim?” sorusuna “Avrupa Birliği” cevabını verecekti.

Yazının devamı için tıklayınız…

www.superhaber.tv/amp/yazar/merve-sebnem-oruc

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Merve Şebnem ORUÇ