11 milyon fidan dikiliyor, Geziciler nerede?
Amacım birilerini “dışlamak” yahut buradan bir siyasi karşıtlık oluşturmak değil!
Dikilen bir fidan varsa bu hepimizindir! Sağcı solcu, partili partisiz fark etmez!
Bir çam ağacının kokusunu içinize çekerken o çam ağacı sizin kimliğinizi sorgulamaz!
“Senin sakalın biraz uzun olmuş, sana koku falan yok” demez!
Ben bugüne kadar hiçbir elma ağacının “GBT kontrolü” yaptığını görmedim!
Yahut bir kiraz ağacının yanına geldiğinizde, “Önce araba taksitlerini öde” dediğini falan duymadım!
Şunu da söylemeden edemeyeceğim! Bu ülkede ağaçları, yeşili, ormanları sanki sadece “bir kesim insan” seviyormuş da diğerleri hepsine düşmanmış havası oluşturanlar var. Gezi Parkı eylemlerinde bunu gördük! En son Kazdağları’nda başlarını şöyle bir uzattılar lakin ne hikmetse(!) hemen geri çekildiler.
11 Kasım 2019 günü Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ve bakanlık yetkililerinin koordinasyonu ile Türkiye Geneli’nde 11 milyon adet fidan dikimi yapılacak. Daha fazla da dikilebilir, küsuratlar olabilir.
Dikkat edin; bu bir siyasi organizasyon değil!
Bu bir “sadece Ak Parti” organizasyonu değil!
Bakanlık bir site açmış. Oraya “dileyen herkes” girerek bir fidan bağışlayabiliyor yahut bir fidanı sahiplenebiliyor. Zorlama yok, cebir şiddet baskı yok, öteleme yok, görmezden gelme yok! Gönül rızası var.
Fidan dikilecek fidan! Tohumlar fidana döndü; şimdi de fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönecek Allah nasip ederse!
Fakat şurada etkinliğe 1 hafta kalmış ama ortada hiçbir “Gezi Parkı ve Kazdağları eylemcisi” hiç kimse gözükmüyor! Hayır, işi siyasallaştırmıyorum; gerçekten ortada yoklar!
Gezi Parkı eylemleri “ağaçlar” için değil Recep Tayyip Erdoğan “devrilsin” diye yapılmış bir eylemdi! Eylemin adındaki “park” kelimesi tamamen işin üstünü perdelemeye dönük bir sihirli sözcüktü!
Oysa 11 milyon fidan dikme etkinliği herhangi bir siyasi partiyi yok etmek için değil gerçekten de “ağaçlar” için yapılan bir eylem! Ülkesini sevenler o ülkenin ağacını, pınarını, suyunu, dağlarını, ovalarını da sever!
Fidan dikmek bir eylemdir, bir başkaldırıdır ve üstelik bu eylemin “siyasi ve ideolojik” bir yönü asla yoktur! Bu başkaldırının kimseye zararı da yok!
Gezi Parkı ve Kazdağları tamamen “siyasi” olmakla birlikte “Acaba aralarında gerçekten doğayı ve ağacı düşünenler yok muydu?” diye bakıyoruz.
Kol kola girip Taksim’de yürüyen hiç kimsenin şimdi bu fidan dikme eylemine katılmadığını görmek inanın “sevindirici” değil!
Keşke o insanlarla kol kola girip bu “11 milyon fidan dikme” etkinliğine beraber katılsaydık!
Biz buna hazırız, toplum buna hazır; ama onlar maalesef bu tür işlere yanaşmıyor bile!
Biz de ne diyoruz? Kendiniz bilirsiniz!
Madem siz toplumla iç içe olmuyorsunuz, madem siz millete sırtınızı dönüyorsunuz; o vakit milletin de size sırtını dönmeye hakkı vardır.
Şimdi bize düşen dikilecek bu 11 milyon fidanı takip etmek olmalıdır. Dikildikten sonra tuttu mu, büyüyor mu? Şayet fidanların bir kısmı tutmazsa Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri muhakkak gerekeni yapacaktır. Biz yeter ki haber verelim, duyarlı olalım.
Bu sene bir arkadaşımızın bahçesine 10 adet meyve fidanı ektik. 8’i tuttu ama 2’si maalesef tutmadı. Yani dikilen tüm fidanlar tutmayabilir. Önemli olan bu tespiti yapıp takip etmek ve yerlerine yenilerini dikmektir.
Yazın kavurucu güneşin olduğu günlerde bir büyük ağaç gölgesinde oturup çayımı yudumlamak kadar beni dinlendiren başka bir faaliyet yok! Şu yalan dünyada bizim zevkimiz de budur! Tabii bir de akşama doğru ayaklarımız toprağa basa basa mangal yakıp o ateşin rengarenk görüntüsünü seyretmek!
Allah’a sonsuz şükürler olsun ki güzel bir vatanımız ve güzel bir milletimiz var. Gökyüzümüz günde 5 defa ezanlar ile güzelleşiyor.
Bizim mücadelemiz işte bu güzellikleri çiğnemeye, toplumu algı yönetimleriyle aldatmaya çalışanlara karşıdır!
