Davutoğlu ne kadar ‘etik’ davranmış?

Okuduğunuz Yazı
Davutoğlu ne kadar ‘etik’ davranmış?

İçerik

Şehir üniversitesi tartışmalarına eşlik eden diğer bir gündem de Ahmet Davutoğlu’nun kuruluş çalışmalarını tamamlayarak ilan etmeye hazırlandığı “yeni parti”. Görünürde birbiriyle alakasız iki tartışma gündemi gibi duruyor ama aslında “Şehir üniversitesi” meselesi, biraz da bu “yeni parti” sebebiyle köpürtülüp gündem yapılmak isteniyor.

Zaten siyasette iyice moda oldu, mikrofonu eline alan önce sıkı bir “mağduriyet” hikayesi anlatıyor. Kuralmış gibi siyasete giren önce kendisine bir “mağduriyet” hikayesi uyduruyor, sonra siyasete giriyor. Ahmet Davutoğlu da, AK Parti’den ayrılıp yeni bir parti kuruyor. Partisini ilan etmenin arifesinde nedense partisini değil de “Şehir üniversitesi” meselesini tartışıyoruz.

Masum bir hikaye anlatılıyor. Kaç gündür tanık olduğumuz bu hikayeye göre de çocukların okulunu elinden almaya çalışan kötülerle mücadele ediliyor. “Kötü” olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “iyi” olan ise Ahmet Davutoğlu ve eğitim camiası!

Hababam Sınıfı’nın da böyle bir “masum” okul hikayesi vardı; filmde çocukların elinden okullarını almaya çalışan paragöz zorbalar ve buna müsaade etmeyen kahraman eğitimciler anlatılıyordu. “Şehir üniversitesi”ni de kamuoyuna böyle dramatize ederek sunuyorlar.

Oysa bu hikayedeki “iyi”ler ve “kötü”ler hiç de anlatıldığı gibi değil. Davutoğlu, yangından mal kaçırırcasına, 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce Dragos’taki araziyi kendi vakfının sahibi olduğu üniversitenin üstüne geçirmiş. Bu ne kadar etik? Bu ülkede bir sürü vakıf var. Hiçbiri devlet gücünü kullanarak bir araziyi ele geçirip, bunun üzerinden de kredi elde ederek üniversite sahibi olmamış. Herkes gibi vakıflar da yasalar karşısında eşittir, hepsini bağlayan tabi oldukları yönetmelikler vardır. Siyasi bağlantılarıyla, devlet gücünü kullanarak, kamu bankasından elde edilen parayla üniversite kurup bunun hayır hasenatını toplamaya çalışmak ne kadar “etik” olabilir? En son bu türden kirli işleri FETÖ çeviriyordu, değil mi?

Tabii, netice itibarıyla ortada çözülmesi gereken bir sorun var. Öğrencilerin, akademisyenlerin mağdur edilmediği bir çözüm bulunmak zorunda ve anlaşılan burası Marmara Üniversitesi’ne dahil edilerek kimseyi mağdur etmeden bir çözüm yoluna gidilecek.

Ancak parti kurmak için kendisine elverişli siyasal iklim oluşturmaya çalışan Ahmet Davutoğlu ve çevresinin “Şehir üniversitesi” konulu sahte mağduriyet yaratma çabaları devam edeceğe benziyor. “Şehir üniversitesi” için başvurdukları etik dışı yolların aynısını yeni parti kurarken de izliyorlar. Bu kadar çok “etik”ten bahsedenlerin dönüp kendi eylemlerine bakmaları, etik mi, değil mi diye sorgulamaları daha doğru, ikna edici ve “etik” olur.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ