Kanal İstanbul çevre dostu bir proje
Cumhurbaşkanı Erdoğan çevre ekseni üzerinden yapılan eleştirilere cevap verdi.
Sayın Cumhurbaşkanı, Kanal İstanbul Projesi’ni denizin tuz dengesini bozacak depremi tetikleyecek bir unsur olarak görenlere karşı belediye başkanlığı dönemindeki bir uygulamayı örnek gösterdi.
O dönemde Haliç’in kokusunun giderilmesi için ancak toprakla doldurulması ve kurutulmasıyla gerçekleşeceğini söyleyen akademisyenler olduğunu vurgulayan cumhurbaşkanı, ekibiyle birlikte ortaya koydukları vizyonla çevreci bir çözüm bulduklarını açıkladı.
Doğu Akdeniz’de öngörülü yaklaşımlar bugünkü sonucu verdi.
*Bir soru üzerine “Sevr’i ters yüz ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP bağlamında Doğu Akdeniz konusunu ele aldığındaysa Sayın Kılıçdaroğlu’nun duruşunu sorunlu bulduğunu söyledi. “Akdeniz de iktidar neden yok” diyen Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Yapılanları görmüyorlar” dedi. 2009 sürecinden bu yana öngörülü bir yaklaşımla Libya ile müzakerelere başlandığını, sondaj gemilerinin ve askeri gemilerinin sahaya gönderildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz konusunun çok kritik olduğunu ve gerekenin öngörülü bir şekilde sahaya yansıtıldığını açıkladı.
Güvenli gönüllü ve onurlu bir geri dönüş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küresel Mülteci Forumu’nda, Türkiye’nin sesini bir kere de Cenevre’den tüm dünyaya duyurdu.
Türkiye, dünyanın vicdanı…
Türkiye, insanlığın bittiği yerde, adeta toprağa atılan bir tohum gibi.
Toprağında en fazla sığınmacı barındıran ülke olarak, ülkemizin söyleyeceği çok şey var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki yerleşik düzene karşı “sistem eleştirisi” yapıyor. Hem de bunu BM’nin göbeğinde söylemselleştiriyor.
Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi’ndeyiz.
Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız röportajda çok başlık vardı: fakat bir cümle özellikle yüreklere dokundu: “Güvenli, gönüllü ve onurlu bir geri dönüş.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın insanlık, mültecilik, mazlumlar, savaşların sonuçları, barışın aciliyeti, dünyada tekelleşen zenginlik ve fakirliğin boyutlarına dair çok fazla açıklaması oldu; fakat tüm bunlar retorikte kalmadı.
Türkiye, sınır ötesi operasyonlarla savaşın çocuklarına güvenli alan oluşturuyor. Ve bu sürece dair de yine insani kriterleri ortaya koyuyor. Sayın Cumhurbaşkanı, Güvenli Bölge için 40 milyar dolar yatırım yapıldığını açıklayıp, “120 kilometrelik alanda, 32 kilometrelik derinlikte güvenliği biz sağlayacağız ve bizim için ‘Mülteciler Şehri’ni kurdular’ diyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda mültecilerin geriye dönüşü için ortaya koyduğu üç insani kriter var: Güvenli, gönüllü ve onurlu bir geri dönüş! Bu tanım Türkiye’nin tarihi vizyonuyla örtüşüyor ve aynı ruhla geleceğe baktığını ispatlıyor.
Türkiye hiçbir zaman mazlumu aşağılayan, ona sırt çeviren, iteleyen bir tavır içine girmedi. Bundan sonra da dileğimiz, tarihi misyonumuzla örtüşmeyen hiçbir söylemin iktidar yüzü görmemesi üzerinedir.