Akdeniz’de yeni durum ve Rusya-Türkiye faktörü
Kaddafi’nin akıbeti; günümüz Batı dünyası ile anlaşmalarının ve verilen sözlerin, nasıl bir sabun köpüğü içeriği taşıdığını, tarihi süreç bize anlatmış oldu!
İtalya ve İngiltere Başbakanları Kaddafi’nin devrilmesinden bir kaç gün önce, anlaşma görüntüsü adıyla Libya’da boy göstermişti. O saate kadar “Kaddafi anlaşmak istiyor” ve Batı ile beraber hareket edeceğini taahhüt eden sözler vermişti. Sonuç ortada!
Şimdi geldiğimiz noktada Libya, Akdeniz perspektifinden bakıldığında kritik nokta ve tüm ilgili devletlerin bu kritik noktadan menfaat peşindeki tutumu, barışın yakın vadede sağlanacağı kanaatini oluşturmamaktadır.
Berlin’deki toplantıya davet edilen devletlerin hükümet temsilcileri ile birlikte anladık ki, Libya konusu sadece bir kaç taraflı anlaşma masası oluşturmayacaktır. Zaten işin çetrefilli boyutu da budur. Bu kadar talibin ortada olduğu bu durumda, Berlin konferansından barış anlaşması çıkmasa bile, silahların kullanılmayacağına dair ortak fikrin devreye girmesini sağlamak başarıdır.
Moskova’da Hafter’in masadan kaçmasının manasını biraz da Berlin’deki çok taraflı aktörler fraksiyonunun olması ile de anlamamız mümkündür!
Rusya – Türkiye ilişkilerinin bu durumda da nasıl bir etki oluşturma içeriği taşıdığını da, Berlin zirvesiyle bile yeniden anlamış olduk.
Peki, Rusya ile Libya konusunda uzun vadeli ortaklık kalıcı mı? Bunu söylemek şimdiden mümkün değil. Şu açıdan Rusya; Avrupa ve ABD ile ilişkilerini nasıl şekillendireceği ve ileride nasıl ittifaklar ortaya çıkacağı, bu sorunun yanıtında etkendir. Lakin net olarak şu var. Türkiye’ye kalıcı ve uzun vadeli ittifak sağlanması gereken taraf olarak bakıyor, Rusya. Ayrıca Akdeniz ve çevresi konularında da, Türkiye’siz adım atılmasının mümkün olmadığını bilmekte.
Rusya şu anda, ABD eksenli Batı ittifakının kendisine yönelik hamlelerini bildiği ve bu hamlelerin Rusya’nın çöküşü için planlamalar olduğunu öngördüğü için alternatif ortaklıklarla uzun vadeli siyaset inşasını tahayyül etmekte. Bu tutum, bölgedeki tüm siyasi atmosferi değiştirecek nitelikte!
Türkiye’nin artık Batı’nın ağzı ile konuşmayan, meselelerine Ankara merkezli siyaset anlayışı ile bakan Türkiye boyutu ile ortaya çıkması da, Rusya açısından ciddi bir argüman.
Rusya’nın içerisinde, çok katmanlı durumun olduğunu defalarca yazmışımdır. Son olaylarla Rusya’da referandum değişikliklerinin de, bundan sonraki aşamalar dâhilinde devlet içinde Batı ağzı ile konuşanlara mesafeli ortamın devreye gireceği sinyalini vermekte.
Bu neyi bize izah etmekte? Rusya; Libya, Suriye ve İran olaylarıyla sahayı iyice analiz etti. Uzun zamandır gerçek sahadan uzak kalan Rusya, sahada nasıl bir uzun vadeli planlamaların olduğunu görmüş oldu. Teorik olarak bildiklerinin, pratik alanda yansımasını bizzat yaşamış oldu.
Akdeniz’deki Batı çabalarının, Rusya doğalgazına muhtaçlıktan kurtulma çabası olduğunu da analiz etmekte. Alternatif doğalgaz hattının devreye girmesinin, en fazla Rusya’ya olumsuz yansıyacağını da aşağı yukarı bilmekte! Bu durumda, Türkiye’nin Libya hamlesini kabullenmesi, hatta bu ortamda destek vermesi, Rusya çıkarlarına hizmet etmektir. Tabii ki bunu yaparken, Ruslar artık sahada herkesle teması öngören siyaset aklını kullanmakta! ABD’nin yaptığını yapmakta ve herkesle teması sürdürmekle, kalıcı olmanın mümkünatını analiz ediyor.
Berlin konferansı ile birlikte; Batı’yı denklem dışı bırakmadan, kendisini taraflardan biri haline getirebildi. Rusya’nın bu noktaya gelmesinde, yeni nesil silahlarının olması faktörü ilk sırada gözükebilir. Lakin Türkiye ile anlaşabilmesi ve Türkiye’nin masada bir, sahada farklı davrananlardan ayrı olarak, eylemi ile söylemlerinin birbirini tutması, kalıcı siyasi itibarının da Rusya açısından temellerini atmış oldu. Bu ne zamana kadar yürür? Rusya çıkarları ile Türkiye çıkarları kesişmeyene kadar! Anlaşılan Rusya da, çıkarların kesişmemesini uzun vadede de çok arzu ediyor. Yani Türkiye ile Rusya hattı, geçmişte eğer savaşlarla tanzimlendi ise bundan sonraki aşamanın barıştan ilham alacağı açıktır. Bu durum ise sadece Orta Doğu genelinde değil, hem Rusya’nın hem de Türkiye’nin etki ve ilgi alanları olarak belirlenen bölgelerde de işe yarayacak niteliktedir.