Taktik saçmalama
İnsan durduk yere neden saçmalama ihtiyacı hisseder?
Kılıçdaroğlu tuttu en olmayacak lafı etti.
Utanmadan, sıkılmadan “FETÖ’nün siyasi ayağı Erdoğan’dır” dedi.
Saçmaladığının farkında olmalı.
Ne bu?
Futboldaki tabiriyle kaleyi boş bırakmak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi bir golcüye böyle pas verilir mi?
Gelişine vurdu tabii.
Erdoğan, Ak Parti Grup Toplantısı’nda Tolstoy’un “Birine çamur atmadan önce iyi düşün önce senin ellerin kirlenecektir” sözünü hatırlattı.
Ve sağlı sollu girişti.
Abandone durumdaki boksörlere hep üzülmüşümdür. Kılıçdaroğlu için de öylece üzüldüm.
***
“FETÖ, CHP’nin zayıf karnı”…
Net.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tabloyu hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya koydu.
Bu durumda Kılıçdaroğlu zayıf karnını açıp, kelimenin tam anlamıyla “gel vur” demiş oldu.
“17-25 Aralık Emniyet ve Yargı Darbesi” sürecinden bu yana “CHP-FETÖ birlikteliği” apaçık ortadayken yapılacak iş miydi bu?
Sormadan edemedim.
Kılıçdaroğlu acaba Ak Parti cenahından gelecek tepkiler sayesinde görünürlüğünü artırmaya mı çalışıyor?
***
CHP tabanının gözünden, gönlünden düştüğü aşikâr.
Anketlerin beğenilen liderler sıralamasında Kılıçdaroğlu’nun ismi diplerde.
Son il kurultaylarına bakın, işaret ettiği isimler delegelerden tepki görüyor.
Şimdi bu durumda Kılıçdaroğlu iktidar cenahının eleştiri oklarını üzerine çekip, gevşeyen tabanını sıkılaştırmaya çalışıyor olabilir.
Hal böyleyse adını koymak lazım.
Buna ne denir?
Taktik saçmalama…
Peki iş yapar mı?
Kılıçdaroğlu, CHP tabanını herhalde herkesten iyi tanıyor.
***
İşin bir de ajans tarafı var.
Hani şu meşhur ajans…
Ama iş bu boyutlara vardığına göre “ajansın üzerinde bir ajans vardır” demek durumundayız. En olmadık işlerden hiç beklenmeyen sonuçlar çıkarma iddiasındaki bu ajans üstü ajansın sürprizlerle dolu olduğunu görüyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar eline tutuşturulan metinleri olanca halleriyle okuduğunu hesaba katarsak “taktik saçmalama”dan sonraki hamle ne olacak acaba?