METASTAZ
En son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim. ODA TV nin sözde gazetecilik kisvesi altında yaptığı, devlete, millete karşı mutasyona uğramış, Barış Terkoğlu’nun sözleriyle ODA TV ye metastaz yapmış bir FETÖ operasyonudur.
Yerel bir gazetecinin haberini gündeme taşımak gibi masumane bir hava verilen bu hamlenin derin izler taşıdığı ve kirli ilişkiler yumağı ürünü bir algı operasyonu olduğu yakında anlaşılacaktır.
Oda Tv nin haberinde vesikalık fotoğrafından, kaç yıldır MİT te çalıştığı detaylarına kadar en ayrıntılı bilgilerin ifşa edilmesini yerel bir gazetecinin habercilik başarısı olarak görmek milletin aklıyla alay etmektir.
Yurt dışına kaçan ve Emniyet İstihbarat, Milli İstihbarat ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yapmış FETÖ’ cülerin ülkenin mahrem ve güvenliği için hayati önem taşıyan kozmik bilgileri yanlarında götürdükleri gerçeğini hatırlarsanız bu haberin hangi amaçla servis edildiği daha iyi anlaşılır.
Ancak biraz geriye gidip geçmişte yaşanan olayları değerlendirdiğiniz zaman gerçeğe giden yol aydınlanacaktır.
24 Mayıs 2010, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerinin, Mossad’ın, CIA’ nın ve Türkiye düşmanı pek çok ülke ve yapının MİT’i mercek altına aldığı gündür.Yani Hakan Fidan’ın MİT müsteşarlığına getirildiği tarih.
Bu atamadan sonra ülkenin yaşadığı olayları sebep, sonuç ilişkisi altında incelemezsek ODA TV nin Libya’da şehit edilen MİT’ çi haberini gerçek manasıyla anlayamayız. Mossad yetkililerinin Fidan hakkındaki küstah açıklamalarını, FETÖ’ nün algı operasyonlarını bir şekilde anlamak mümkün. Ancak CHP’ nin MİT’ i yıpratma ve itibarsızlaştırma amacıyla yapılan her algı operasyonunda başrolde olmasını inanın anlamak ve kabul etmek çok zor.
7 Şubat 2012 MİT kumpası ihanetini hatırlayalım önce.
FETÖ nün PKK ile ilişkisinin somut delillerle ispatlandığı bu olayda FETÖ cü Nurettin Aytuğ’un PKK’ nın içine sızdırılmış MİT elemanlarını deşifre ettirerek infaz ettirmişti.
Devletin mahrem bilgilerini kirli amaçları için kullanmaktan çekinmeyen bu örgütün sebep olduğu kayıpların acısı hala taze. Tıpkı ODA TV nin haberinde yapılmak istendiği gibi o gün de amaçlanan MİT’i zor durumda bırakmak uluslar arası kamuoyunda yıpratıp Türkiye’yi karalamaktı.
Yine bu gün olduğu gibi, FETÖ nün sufleleriyle siyaset yapan CHP’ nin MİT kumpasında da başrolde olduğunu görmek sürpriz sayılmaz.
13 Eylül 2011 de Hakan Fidan’ın yaptığı görüşmelerin basına sızdırılmasından 6 gün sonra, CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın her ne hikmetse Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na Hakan Fidan ve Afet Güneş hakkında suç duyurusunda bulunmasını bu gün yaşananlarla ilişkilendirebilirsiniz.
O yıllardaki olaylar ayrıntılı incelenmezse, bu gün millete dayatılan ” ODA TV de gazeteciler, haber yaptıkları için tutuklandılar” algısına yenik düşersiniz.
Yukarıda anlattığımız olaylardan devam edelim. 13 Eylül 2011 den 4 ay sonra 26 Ocak 2012 de FETÖ’ nün Amerika imamı Faruk Taban ve ekibinin 26 Ocak 2012 de CHP Genel Merkezinde Kemal Kılıçdaroğlu ‘nu ziyaret etmesinden 12 gün sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ekibinin ifadeye çağrılmasını nasıl yorumlamak lazım? Bu kadarla kalsa iyi. Dahası da var.
17-25 Aralık 2013 yargı ve Polis darbesinden önce yurt dışına çıktığına pek şahit olmadığımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ye yaptığı ziyareti ve burada FETÖ’ cü Faruk Taban ve Emre Çelik’le resmi programda olmayan ve basına kapalı görüşmenin satır aralarını da iyi incelemek lazım. Bu ziyaretten 10 gün sonra 17-25 Aralık kumpasının gerçekleşmesini ve sonrasında Kılıçdaroğlu’ nun meclis kürsüsünden FETÖ nün montaj tapelerini okumasını da bu olaylardan ayrı tutmayın.
Aslında anlatacak çok detay var ancak ayrıntıda boğulmamak ve resmi net olarak görmek için hatırlamaya devam edelim.
Halen gündemin sıcak maddelerinden biri Türkiye’nin Libya ile imzaladığı münhasır bölge anlaşması ve Akdeniz’de Türkiye’nin doğalgaz ve Petrol arama faaliyetleri.
Türkiye’nin tarihi hamlesini hazmedemeyen devletleri biliyoruz ama bu hazımsızlar topluluğuna FETÖ yü de ekleyin.
Bir devletin bekası ve menfaatleri için attığı adımları sorgulamak kimsenin haddi değil. Ama güçlü bir Türkiye’den rahatsız olan FETÖ nün kirli ajandasını Libya konusunda da açtığını görüyoruz.
Hatırlamaya devam edelim.
15 Temmuz sonrası yurt dışına kaçıp, dünyanın hemen her ülkesinde Türkiye karşıtı lobi faaliyetlerinin baş aktörleri FETÖ cü teröristler.
Bu teröristlerden biri Abdullah Bozkurt. İsveç’ te yaşayan ve sosyal medyada Türkiye karşıtı aktif paylaşımlarının yanında, yönettiği Nordie Monitor sitesinde Libya mutabakatı ile ilgili yalanlarla dolu algı operasyonlarını yöneten, FETÖ’ nün kapatılan Today’s Zaman Gazetesinin Ankara temsilcisi tescilli hain.
2019 yılının Temmuz ayında Libya’ da görevli MİT mensuplarının kimliklerini yayınlayıp sözde “ihbarda” bulunup uluslararası kamuoyunda Türkiye’yi sıkıştırma hamlesi, ODA TV’ de yapılan haberin işaret fişeğidir. O gün fazla üzerinde durulmayan ve firari bir FETÖ’ cünün bu bilgilere nasıl sahip olduğunu sorgulayıp ülke gündeminde yeri göğü inletmesi gerekenler ne yazık ki konu MİT, Hakan Fidan ve en önemlisi Erdoğan olduğu zaman, tam tersine Türkiye’yi sorgulama yarışına girdiler.
CHP’ nin ve HDP’ nin ret oyu verdiği Libya’ya asker gönderme tezkeresinin onaylanmasından hemen sonra aşırı sol haber sitelerinde: “ MİT cihatçıların Libya’ya transferi için devrede. 2 bin dolar maaş verilecek” haberlerinin kaynağı da tıpkı ODA TV deki haberin kaynağı gibi açık ve net FETÖ’ cü Abdullah Bozkurt’tu.
7 Ocak 2020 tarihini hatırlayalım. Hani milletin gururu MİT’ in yeni binasının açılış törenlerini eleştiren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın sözlerinin satır aralarını okuyalım. Her cümlesi skandal ifadelerle dolu açıklamanın bizi ilgilendiren kısmı detaylarda saklı.
Altay açıklamasının bir yerinde :” Libya’ da TSK unsuru olmayan farklı ekiplerin kim” olduğunu sorması, bu ekiplerin MİT’e ait olduğunu bildiklerini ve bunu hükümeti ve Erdoğan’ı sıkıştırmak için kullanacaklarını gösteren net bir ifadedir.
17- 25 Aralık’ta, MİT TIR’ larına operasyonda FETÖ’ nün verdiği suflelerle MİT üzerinden Erdoğan’ı ve Ülkeyi itibarsızlaştırma çabalarına eklenmiş yeni bir hamlenin CHP eliyle yürütüldüğünü göstermesi bakımından önemli bir detay.
Aynı günlerde tesadüfe bakın ki firari FETÖ cülerin “ Türkiye Libya’da BM kurallarını ihlal ediyor” yaygaraları ve BM ‘nin Türkiye’ye yaptırım uygulayacağı yalanıyla servis ettikleri algı operasyonlarının benzerinin CHP üzerinden yürütülmesini de gözden kaçırmamak lazım.
Bu arada konuyu fazla dağıtmadan 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Davudoğlu’ nun sürdürdüğü istikşafi görüşmelerde CHP’nin kurulacak bir koalisyon için tek şart olarak, Erdoğan’ı ve Hakan Fidan’ı istenmeyen isimler olarak zikretmesi hatta Fidan’ın görevden uzaklaştırılmasını ya da istifa ettirilmesini olmazsa olmaz bir talep olarak dayatmasını da unutmayın. CHP’ nin MİT hazımsızlığının, Hakan Fidan’a kişisel husumetin çok ötesinde FETÖ’ den gelen direktiflerle yönetildiğini açıkça belli eden bir kanıttır.
Şimdi gelelim ODA TV’ nin yerel muhabirinin haberine. Her şeyden önce CHP Manisa İl Başkan yardımcısı Bektaş Kılınç’ ın kızı olması ve daha önce yaşanan olaylar ışığında değerlendirdiğiniz zaman işin içinde yine CHP’ nin geçmesi manidar.
Olayı basit bir gazetecilik refleksi ya da haber özgürlüğü kılıfında dillendirip kamuoyu yaratma çabalarına güler geçeriz.
FETÖ’ nün nasıl sinsi bir terör örgütü olduğunu en iyi biz biliriz edalarıyla televizyonlarda boy gösteren, gazetelerde yazan ve bu konuda kitap yazacak kadar FETÖ ‘ nün taktiklerini irdeleyip çözdüğünü zannedenlerin hali perişan.
FETÖ’ nün siyasi ayağı, kolu, bacağı tartışmalarının gölgesinde milletin kafasını karıştırma çabalarında gelinen nokta, FETÖ’ nün eliyle rezil olmak.
FETÖ’ nün algı operasyonlarını nasıl kullandığını anlamak için Ergenekon mağduruyduk yine mağdur olduk güzellemelerine karnımız tok.
Her detayı özenle servis edilmiş, MİT’i, şehitimizi, ailelesini açıkça hedef gösteren bu algı operasyonun görünen yüzünde Hülya Kılınç ve Barış Terkoğlu var. Ya görmediğimiz yüzünde kimler ve hangi kirli ilişkiler var?
Sehven yapılmış ve sehven yayınlanmış bir haber değildir bu. Alenen ve planlı bir operasyondur. Haberin yayınlandığı günün hemen öncesinde ve sonrasında yaşanan olayları da bu algı operasyonuyla ilişkilendirirseniz sonuca daha da yaklaşırsınız.
Kılıçdaroğlu’nun bayram değil seyran değil :” Yakında iktidar olacağız. Tabanımız buna hazırlıklı olmalı” çıkışını, Engin Özkoç’un Erdoğan’a karşı skandal açıklamalarını , CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın “ son 1 ayda İdlip’te 59 şehitimizi ne uğruna kaybettik” sorusunu ve sağduyudan uzak bu tavırlarla neyin amaçlandığını birlikte değerlendirin.