Kaçma, saklanma zamanı!

Okuduğunuz Yazı
Kaçma, saklanma zamanı!

İçerik

Bu defa durum farklı! Şimdi kahramanlık etme değil, kaçma, saklanma zamanı! Çünkü, bu savaşın kuralları çok farklı.

Kaçan, saklanan, kendini izole eden kazanacak!

Üstelik, çarpıcı örnekler var önümüzde. İşte İtalya ve Fransa: Kaçmadılar, efelik tasladılar, meydan okudular. Sonuç bozgun oldu: Diz çöktüler, kaybettiler, teslim bayrağını çektiler.

Fransa Devlet Başkanı Macron, belki de ilk olarak çok doğru sözler söyledi. Fransızlara şu sözlerle seslendi:

-Biz size kurallara uyun dedik, uymadınız.

Kimse de kalkıp, “Peki nerede bu devlet? Suç devletindir” demedi:

-Uymadıysak, uydursaydın bizi.

Çünkü, bir faydası yok bu sözlerin. Devletin alacağı tedbirler bir yere kadar. Bu savaş, daha çok bireysel çaba gerektiriyor. Devletin uygulayacağı yaptırımlar, düşman safındaki koronavirüse işlemiyor!

***
“Savaş” dediysem, bu kelimeyi bilinçli olarak kullandım…

Fransa’da Ordu sokağa indi. Avrupa’da Schengen Anlaşması rafa kaldırıldı, sınırlar yeniden ortaya çıktı ve kapatıldı. İtalya’da barikatlar oluşturuldu. Nedendir bilinmez, ama ABD’de halk silahlanmaya başladı.

Yönetimlerde seferberlik, halkta ise panik hali mevcut!

Çünkü, dünya üzerinde yüzbinlerce vaka var. Böyle girerse milyonları bulacak. Almanya Şansölyesi Merkel, halkın yüzde 60-70’ine koronavirüs bulaşacağını söylerken yadırgamıştık. Ama gidişat pek iç açıcı değil.

Bizi ise Türkiye ilgilendiriyor. Kononavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Alpay Azap, ülkemizdeki vaka sayısının 3-4 hafta içinde 5 bine ulaşmasının beklendiğini açıkladı.

Azaltabilir miyiz bu sayıyı? Ya da daha fazla artmasını önleyebilir miyiz?

Cevabı: Evet…

Ama bunu devlet yapmayacak. Artık ipler milletin elinde. Devlet, alacağı tedbirleri aldı, gerekli uyarıları yaptı. Bundan sonrası milletin işi!

Kaçar, kendimizi ve çevremizi koruyabilirsek eğer, biz bu belayı en az hasarla atlatabiliriz. Bu savaşın kamuflajı iyi izole olabilmek!

***
Korona sinsi bir düşman…

Ama biz de hazırlıklıyız. Ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Ortaya çıkacak en ufak bir zafiyetin felaket olacağının farkındayız. Bütün muharebelerde olduğu gibi cephelerin birinde ortaya çıkacak hata, bize savaşı kaybettirir.

Bu savaşın olmazsa olmazı, teması azaltmak, en asgari seviyeye indirmek…

Kalabalık yerlerden kaçacağız. Riskli bölgelerden uzak duracağız. Çoluk çocuğumuzu uyaracak, onlara sahip çıkacağız. Hijyene özen göstereceğiz. Bir de beslenmemize ve uyku düzenimize dikkat edeceğiz. Sözün kısası, bir müddet dişimizi sıkacak, daha farklı yaşayacağız.

Hepsi bu kadar. Kolay aslında.

Kaygıya ve paniğe gerek yok. Hatta bu durumu fırsata bile çevirebilir, ihmal ettiğimiz yakın çevremize daha fazla zaman ayırabiliriz.

Unutmayalım…

Hiçbir mikrop ve virüs, bizden güçlü değil! Toplum olarak hep birlikte gerekenleri yaparsak, korkmamıza gerek yok onlardan.

Önümüze konulan yol haritasına uyacağız, uymayanlar varsa uyaracağız. Birbirimize destek olup bu saldırıyı püskürteceğiz.

Şöyle bir geçmişimize bakalım: Biz ne büyük saldırı ve belaları püskürttük! Onları hatırlayıp, aynı dayanışmayı gösterelim yeter!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Emin PAZARCI