Gerçekten yeni dönem olacak mı?
Alttan alta yeni bir tartışma var fakat Koronavirüs mevzusu gündemi öyle kaplıyor ki insanlar “geleceğe odaklanma” işini unutup bir an önce kötü günlerin geçmesini bekliyor. Haksız sayılmazlar, fakat bu işin “yarını” olduğunu hatırlamakta fayda var. Tablonun tamamını gören ve birkaç adım sonrasını hesap eden az sayıda kişi var. En önemlisi ise Başkan Erdoğan’ın bu işin farkında olması! Ben de inanıyorum ki “yeni bir dünya gerçeği” var ve ilk hamleyi yapanlar kazanacak. Türkiye bu “ilk hamleyi» yapanlardandır. Bu iş “bir anda» olmaz elbette! “Dünya yenileniyor, haydi biz de azıcık atılım yapalım” demekle olmaz!
İşin şifreleri son 20 yılda yoğunlaşıyor. Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapılan anlaşma göründüğünden daha büyüktür. Akdeniz’de egemenlik ihtimali bile yeni bir tarih yazabilecekken Türkiye bu tarihe adımını sağlamca atmıştır. Ege’de de birileri rahatsız olmuş ama ülkemiz somut haritalar ortaya koymuştur. Birçokları farkında değil ama dünya şimdi Türkiye’yi konuşuyor.
Bir vakitler bizim “siyonizmi” konuştuğumuz gibi şimdi dünya Türkiye’yi konuşuyor. Kanal İstanbul ile ilgili doğru okumalar yapmak için Libya’yı da boğazları da Afrika’yı da doğru okumak lazım! “Türkiye’nin ne işi var?” diyenler aslında şunu demek istiyor: “Biz böyle iyiydik, rahatça sömürüyor, rahatça geçiyorduk. Siz nereden çıktınız?”
Evet, gerçekten yeni bir dönem olacak ama birdenbire her şey değişmeyecek. Fakat siz değişimi hissedin ve algı yönetimlerine dikkat edin! “Uganda Türkiye’den daha iyi yönetiliyor” diyenler Türkiye’nin de Uganda gibi İngiliz sömürgesi olmasını arzu edenlerdir!
Ne İngiltere ne ABD, ne Rusya ne AB, ne İsrail ne BM; hepsini bir kenara koy, Türkiye’yi bir kenara! Gücünü görüp kullanan Türkiye önümüzdeki yeni dönemin en önemli “oyun kurucusu” olacaktır!
“BABACAN VE DAVUTOĞLU AK PARTİLİ MİYDİ?”
Tabii ki Ak Partili idiler, hataları olmuştur ama genelde başarılı işler yaptılar. Ancak başarılı işleri Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yaptılar. Kılavuz önemlidir! Her ikisi de Başkan Erdoğan’ın çizgisinden çekildikleri anda karneleri zayıfladı. Babacan ekonomide söz dinlemeyip gerekli hamleleri yapmadı. Davutoğlu ise partiyi “Hocacılar-Reisçiler” tartışmasına çektiği gibi başkanlık sistemine de kazan kaldırdı. Büyük idealleri ve fırsatları kendi elleriyle ittiler.
Mevzu bu değildi aslında, esas diyeceğim şu:
Ali Babacan iyi bir şey söyleyince: “Vay be, işte budur, vizyon misyon hepsi var”..
Ali Babacan kötü bir şey söyleyince: “Zaten Ak Parti’nin bakanıydı, al işte, görüyorsunuz”..
Ahmet Davutoğlu iyi bir şey söyleyince: “Of of of, lider bee”..
Ahmet Davutoğlu kötü bir şey söyleyince: “Zaten Ak Parti’nin başbakanıydı”..
Artık onlar Ak Partili değil! Yeni kurdukları partilerde de henüz bir varlık gösteremediler. Bu gidişle parti kurucuları bile itirazlara başlayabilir. Her şey “0,5 ilâ 0,7 arası” oy koparmak için miydi? Bu soruyu kendi içlerinde sormaya başlayacaklardır.
“BABASINI DA SATAR BU ALÇAKLAR”
Sosyal medyada örgütlenmiş gruplar var. Bunlar illa bir partiye, gruba mensup değiller! Amaçları particilik hatta ideoloji falan değil. Tek ortak yanları var, o da satmak! Vatanını satan her şeyini satar.. Kendini de satar.. Sonra da pişmiş kelle gibi sırıtır. Gülüşleri çöplükten beter leş gibi kokar.. Sonra o leşe yine kendileri öyle bir çöker ki aklınız almaz.. Alçaktır.. Kudurmuştur! Cennetmekân Abdülhamid’e dün çökenler bugün yine benzer denemelerde bulunuyor.
Ey şerefini düğme gibi ilikleyip ecnebiye satanlar! Biz sizin tam da karşınızdayız. Dün Abdülhamid yalnızdı ve millet evindeydi; ama bugün biz evimizde değiliz, millet evinde değil! Yani zihinler açık, şuur açık, bilinç açık!
Milletin ekseriyeti böyle düşünmektedir ve son söz Allah’ın izniyle daima milletindir.
“TİLKİ’LER Mİ AKIL VERİYOR?”
Türkiye’nin GSYH’si 10 Trilyon TL olmalıdır! Bu bir temenni ve öneri! Gerçekleşirse bunu ben yapmış olmayacağım ama temennim gerçekleşmiş olacak. Bunu niye anlattım?
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ne yapıyor biliyor musunuz? Durmadan tavsiyede bulunuyorlar, gerçekleşince de birileri “Onlar istemişti, bakın oldu” diyor! Tamamen algı yönetimi, tamamen PR çalışması! Bir gün patlar ama önemli olan iş işten geçmeden gerçekleri görmektir!