Kurgu-montaj dalında ödül İmamoğlu-Kaftancıoğlu çiftine…
Eskiden Amerika’ya bağlı Özel Harp Dairesi Başkanlığı bakardı dezenformasyon işlerine. Birçok kurum ve kuruluşu da kullanarak algı operasyonları yaparlardı. Çapına, boyutuna göre kullandıkları araçlar da değişirdi; bazan radyo ve fısıltı gazetesi, bazan da -çapına ve büyüklüğüne göre- televizyon kanalları kullanılırdı. Teknoloji gelişince o ciddi “Psikolojik Harp” operasyonlarının yerini internet üzerinden dolaşıma sokulan ucuz kurgu ve montaja dayalı dezenformasyon çalışmaları aldı.
Öyle ki, artık her gün onlarca fabrikasyon ürünü kopya kurgu-habere rastlıyoruz. Çok da özenilerek yapılmış işler sayılmazlar, bazısına “Psikolojik harp çalışması” demek bile fazla gelir; zira ortada ne yakalanma korkusu kalmış, ne utanma duygusu. Koskoca parti genel başkanları, belediye başkanları, siyasi aktör ve medya mensupları her gün ayrı bir yalanla suç üstü yakalanmalarına karşın hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlar. Rezil olma, insan içine çıkamama gibi bir endişeleri yok. Ne ahlaki bir sınırlamaya sahipler, ne siyasi ve ne de hukuki. Hiçbir yaptırıma maruz kalmadıkları için de bu işleri rutine bağlamış durumdalar.
Türk siyasetine bu “dezenformasyon” hastalığını ağırlıklı olarak FETÖ bulaştırdı. Doğrudan Amerikan Özel Harp Dairesi’ne bağlı çalıştıkları için, bu alanda kimse onların ellerine su dökemez. Son dönem Türkiyesi’ni yalan haberlerle, kurgu ve montaja dayalı spekülasyonlarla adeta kırıp geçirdiler.
FETÖ’nün siyasete soktuğu isimlerin en temel karakteristik özelliği de karektersizliğidir. Sabah akşam yalan konuşurlar. Verdikleri bilgilerin teki bile doğru çıkmaz. Her sözleri dezenformasyon içerir. Yatsıyı bulmadan yalanları ortaya çıkan bu siyasetçilerin yüzlerinde ise herhangi bir utanma duygusuna rastlayamazsınız. Hiçbir şey olmamış gibi yeni yalanlar söylemeye devam ederler.
Bugün ağırlıklı olarak CHP’de kümelenmiş durumdalar. Aralarında genel başkanları, belediye başkanları, il başkanları var. FETÖ’nün kaset darbesiyle tepeyi ele geçirince aşağıyı da kendilerine benzettiler. Diğer partilerde de kuşkusuz en etkili makamlarda bulunuyorlar.
Bunları her gün görüyoruz, sosyal medyada her gün ayrı yalanla gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Köşeye sıkıştıklarında, suç üstü yakalandıklarında da dezenformasyona başvurarak gündem saptırmaya uğraşıyorlar. Bunun son örneği, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP İstanbul İl Teşkilatı Başkanı Canan Kaftancıoğlu ortak yapımı bir kurgu haber.
Canan Kaftancıoğlu, Mersin’in Erdemli ilçesinde biri kameraman diğeri limon satıcısı bir vatandaşın kamera arkası konuşmalarını içeren görüntüyü paylaşarak, AK Parti’yi ve bir kısım medyayı, İBB Başkanı İmamoğlu’na “kumpas kurmak”la suçladı. Bu ciddi bir suçlama olduğu için de muhatap olarak işaret edilen AK Parti’nin ilçe teşkilatı harekete geçerek söz konusu olay ve kişilerle ilgili suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine başlatılan soruşturmayla da işin rengi değişti.
Mizansenin kamera arkasını çeken kişi, görüntüleri CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi Koordinasyon Merkezi Başkanı V. U.’a yolladığını itiraf etti. Bu mizansenin hazırlanmadan önceki telefon kayıtları da bu trafiği doğruluyor. Bu kurgu haberi sosyal medya hesabından paylaşarak gündem yapanın Canan Kaftancıoğlu olması da zaten siparişin kimden geldiğini göstermekte.
CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu anlaşılan burada bir taşla iki kuş vurmaya çalışmış. Bu kurgu haberle hem İBB Başkanı İmamoğlu’nu hem de kendisini kurtarmaya çalışmış. Zira İmamoğlu, son günlerde eleştirilerin hedefi durumunda. Korona günlerinde İstanbul’da hiç iyi sınav veremedi. Özellikle de toplu taşıma konusundaki hataları sebebiyle her gün puan kaybediyor. Hediye paketlerine sıkıştırdığı broşür kaynaklı tepkiler de cabası. Canan Kaftancıoğlu da, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evini gözetlettirirken suç üstü yakalandı. Haklarında soruşturma başlatıldı ve ayrıca kamuoyunun eleştiri okları da uzun süredir bu ikilinin üzerinde.
Netice itibarıyla kurdukları tuzak deşifre oldu. Kumpas hazırlayan, kurgu haber oluşturarak AK Parti’yi hedef gösterenler kendi partilerinin çalışanı çıktı. Bakalım, bu kez hangi yalanla, kurgu-haberle düştükleri çukurdan çıkmaya çalışacaklar?