CHP’nin vagonları
HDP ile İYİ Parti arasında tartışma çıktı.
“Ortak mıyız, değil miyiz” diye aralarında tartışıyorlar.
HDP “ortağız” diyor, İYİ Parti “değiliz” havasında.
Hangisi haklı?
Bence hiçbiri.
Çünkü ikisinin de ne söylediğinin önemi yok.
Önemli olan CHP’nin ne dediği…
Lokomotif o…
Vagonların ne anlamı var?
Nasıl olsa CHP nereye giderse onlar da oraya gidecek.
Baksanıza CHP ne derse aynısını tekrar ediyorlar.
Var mı söyledikleri farklı bir şey?
Duydunuz mu?
Bir de hikaye uydurmuşlar.
Neymiş?
“Parlamenter Sisteme Dönüş” hedefiyle bir araya gelmişler.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde de yalandan aynı lafı etmişlerdi.
Ama nedense hiçbiri seçim beyannamesinde “Parlamenter Sisteme Dönüş”ten söz etmedi.
Üstelik sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hayata geçirilebilecek vaatlerle çıktılar seçmenin karşısına.
CHP’nin adayı Muharrem İnce “en az 2 yıllık restorasyon süreci ve güçlü liderlik” sloganıyla parlamenter sistem laflarını çöpe atmıştı.
Yani CHP’nin lokomotif diğerlerinin vagon olduğu bu muhalefet katarında ilke, prensip filan yok.
Bakıyoruz, Kılıçdaroğlu şimdi de Davutoğlu ile Babacan’a el attı.
Onlara da grup kurduracakmış.
Peşine katıp sürükleyecek.
Yakında onlar da çıkıp “Parlamenter Sisteme Dönüş için bir araya geldik” filan derler.
Sanki böyle bir şey bu saatten sonra mümkünmüş gibi.
Peki CHP nereye gidiyor?
Peşine İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi’ni takıp, Davutoğlu ile Babacan’ı da vagonları arasına katmak isteyen CHP’nin yönünü kim belirliyor?
Asıl soru bu…
Yoksa “İYİ Parti HDP ile ortaklaştı mı ortaklaşmadı mı” tartışması boşa vakit kaybı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve temsil ettiği zihniyetten zerre miskal rahatsızlık duymayan İYİ Parti’nin kiminle ortaklaşıp ortaklaşmayacağını belirleyebilecek iradesi mi var?
Neyi tartışıyoruz?