Kanmaz bu millet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir “Ekonomik Önlemler Paketi” açıkladı. Açıklar ve açıklayabilir elbet. Ama bu paketin içinden ekonomiden çok “PKK’ya özgürlük” çıktı.
Kemal Bey aynen şu ifadeyi kullandı: “Seçimle gelen belediye başkanlarının ancak seçimle gidecekleri güvence altına alınmalıdır” dedi.
Zaten öyle. Bunun tersi olamaz ki! Seçimle gelen belediye başkanı, kendi isteği dışında o görevden alınamaz. Ancak seçimle gider.
Tabi ki “belediye başkanından” söz ediyoruz. Bir insanlık suçu olan teröre destek verenler ve terör örgütü ile birlikte yol yürüyenlerden değil! Onlar belediye başkanı olarak adlandırılamazlar. Terör örgütü üyelikleri ön plana çıkar.
Modern hukuk böyle der…
Dünyanın her yerinde de bu şekilde bakılır onlara!
Eğer, her şart altında “Bu belediye başkanıdır, dokunulamaz” denilirse, “suç işleme özgürlüğü” çıkar ortaya. Adam, “belediye başkanı” sıfatını kullanıp, vurup kıranlara, yakıp yıkanlara, öldürüp yok edenlere destek verir. Onlara silah ve mühimmat taşır. Lojistik destek sağlar. Kimse ona dokunmaz ve meydanı boş bulursa, kendisi de bizzat o eylemlere katılır.
Tecrübe ile sabit. Yaşadık biz bunları…
Belediye başkanlarının talimatı ile iş makineleri hendekler kazmadı mı? O hendeklerden polis ve askerimize ateş açılmadı mı? Belediye binaları silah ve mühimmat deposu haline getirilmedi mi? Bazı başkanlar bu eylemlerin içinde bizzat yer almadılar mı? Kanlı katiller, belediyelerde maaşa bağlanıp, “paralı asker” misali devlete saldırtılmadı mı?
Masum halktan ve güvenlik görevlilerinden binlerce insanımızı kaybettik biz bu yapılanmalar sırasında!
Kılıçdaroğlu da bu ülkede yaşıyor. Bunların hepsi, O’nun da gözleri önünde gerçekleşti.
Bütün gerçeklere rağmen, halen temcit pilavı gibi aynı sözleri tekrarlayıp duruyorsa, belli ki suç işleme özgürlüğü istiyor!
Çünkü başka bir anlam vermek zor söylediklerine!
Demek ki…
Hukuk devleti ilkesini kenara atacağız. Suç işlemeyi güvence altına alacağız. Anayasa ve kanunları paspas gibi çiğneyeceğiz. Terör ve teröriste dokunulmazlık sağlayacağız. Vahşi Batının Texas’ına döndüreceğiz bütün ülkeyi.
Çünkü o süslü lafların ülkemizi içine sokacağı sonuç bu!
***
Anayasamız net.
Kanuni düzenlemeler ortada.
Karşımızda da bütün dünyanın “insanlık suçu” olarak gördüğü ve adlandırdığı terör yapılanmaları var.
Onlarla mücadele etmek devletin en temel görevi! Anayasa ve kanunlar çerçevesinde ne gerekiyorsa o yapılacak. Bugün de o yapılıyor zaten.
Kimsenin bu mücadeleyi kirletmeye, çarpıtmaya, istismar etmeye ve illüzyonlar yaparak gerçekleri çarpıtmaya hakkı yok.
Olmaz, yapılamaz…
Devletin en temel görevi olan vatandaşının yaşama hakkını koruması, milletin huzurunu, ülkesinin bütünlüğünü sağlaması engellenemez. Hele hele, “demokrasi” maskesi kullanılarak demokrasinin yok edilmesi için mücadele verilemez!
Bu millet, can güvenliğinin sağlandığı bir ülkede huzur içinde yaşamak istiyor. O yüzden kanmıyor ve kanmaz da bu oyunlara. Türkiye bir hukuk devletidir ve terörle yaşamak zorunda değildir.
Kemal Bey dahil, herkes bunu böyle kabul edip içine sindirmek zorunda!