Mega yatırımlar ve muhalefetin hali pür melali

Okuduğunuz Yazı
Mega yatırımlar ve muhalefetin hali pür melali

İçerik

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolunu yapmadığı Avrupa’nın en büyük hastanesi ünvanını taşıyacak olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japon Başbakanı Shinzo Abe tarafından açıldı.

Günde 35 bin hastaya hizmet verecek olan hastane 2 bin 682 yatak kapasiteli olacak. Fransa Devlet Başkanı Macron’un dünya da haber olan 85 yataklı hastane açılışını gözönüne getirirsek, açılışı yapılan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin büyüklüğünü daha iyi kavrayabiliriz.

Hastanenin açılışının Koronavirüs salgını günlerine yetiştirilmesi de ayrıca anlamlı. Erdoğan’ın 18 yıldır sağlık sistemine yaptığı yatırımların değeri ancak bugün anlaşılabildi. Erdoğan, Türkiye’yi sağlık turizminin merkezi haline getirerek büyük bir hizmete daha imza atmış oldu.

Erdoğan, mega yatırımlarla Türkiye’yi büyütürken peki muhalefet, CHP hangi işlerle meşgul dersiniz?

CHP bir yandan Atatürk ticareti yaparken, diğer yandan milletin camisiyle, namazıyla, imamı ve başörtüsüyle uğraşmayı sürdürüyor.

Bir yandan okunan ezanları tartışmaya açıyorlar, diğer yandan cami minarelerinden çaldıkları uyduruk marşlarla milleti rencide etmeye, kışkırtmaya çalışıyorlar.

Milletin sinir uçlarını kaşıyıp durmaları kuşkusuz anlamsız, hedefsiz değil; milleti ayrıştırarak, birbirine önyargılı, düşman hale getirerek kendilerince Türkiye’yi kontrol edilebilir bir dairenin içinde tutmak istiyorlar.

Milletin bir kesimini Atatürk ve cumhuriyet düşmanı, bir kesimini İslam düşmanı haline getirmek için kışkırtıp duruyor, büyük mesai harcıyorlar.

Türkiye’nin yakın tarihinin hikayesi zaten böyle değil miydi?

27 Mayıs’tan beri süre gelen, son olarak 12 Eylül darbesi öncesi ürettikleri sağcı-solcu çatışması neyin nesiydi? Ürettikleri Alevi-Sunni çatışmasıyla kaosun, darbelerin değirmenine su taşıdılar mı?

Darbenin gerçekleştiği gün bıçakla kesilen bu yapay kavgaların Türkiye’ye neler kaybettirdiğini bugün daha iyi görüyoruz.

Türkiye, Erdoğan liderliğinde adeta kaderi haline getirilen bu kısır döngüyü parçaladı. Erdoğan, yapay çatışmalara kapılmadan Türkiye’yi büyütme işine baktı. 1990’lardan sonra sosyolojiyi Türk-Kürt, Alevi-Sunni karşıtlığıyla zehirleyemeye çalışsalar da sonuç alamadılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapsayıcı liderliği ve AK Parti’nin demokratik çizgisi istismar alanlarını kapattı. Kürt ve Alevi açılımları, demokratikleşme paketleri terörün ve derin yapıların beslenme kaynaklarını kesti.

Ne var ki bugün ülke sosyolojisi yine İslam düşmanlığı ve Atatürk karşıtlığıyla birbirine karşı dolduruşa getirilmeye, zehirlenmeye çalışılıyor.

Türkiye, bir yandan dev projelerle büyürken diğer yandan da bu “zehirli” tartışmalarla gündemi meşgul ediliyor. Büyüme yoluna giren Türkiye’yi, sosyal mühendislik ürünü yeni ayrıştırma ve çatışmalarla geriye çekmeye çalışıyorlar. Ama bu kısır döngüyü büyük oranda aştık artık; dünyanın en iyi sağlık sistemine, Avrupa’nın en büyük hastanelerine sahibiz. Her alanda dünyanın önde gelen devletleriyle yarışıyoruz. 80 yıldır sakatlanan özgüvenimiz ilk kez Erdoğan liderliğinde kendine gelmeye başladı. Milletin ekseriyeti de bunun ne kadar değerli bir gelişme olduğunu biliyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yapay tartışmaları üretirlerse üretsinler bu büyük gelişmelere gölge düşüremeyecekler.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ