Akşener’i aşiret anasına çeviren teklif
Demirtaş, eşi kolunda evin kapısına yanaşır.
Saat henüz sabahın ilk vakitleri. Kapıyı çalar, birkaç kez. Kapı açılır, gülümseyen bir ifadeyle Akşener karşılar konukları.
Selahattin Demirtaş: Kahvaltıya geldik, kabul buyurursanız?
Akşener: Biz törelere çok bağlıyız. Kanlımız bile olsa misafiri geri çevirmeyiz…
Kulağa film gibi gelen bu diyaloglar Güneydoğu’da geçen aşiret filmlerinden bir kesit değil şüphesiz. Selahattin Demirtaş ve Meral Akşener arasında medyaya yansıyan karşılıklı diyaloglar.
Ama bu konuşmalardan anladığımız; iki tarafın da yan yana gelebilmek ve siyasal bir ilişki kurmak için önce aşiret dizisi tadında bir PR çalışmasına başvurduğudur.
Evet, bu iki partinin yan yana gelebilmesi için ciddi bir kamu diplomasisi yapması gerekir ki, görüldüğü gibi bunu da böyle medya üzerinden oynanan küçük oyunlarla gerçekleştiriyorlar.
Bu oyundan etkilenen, duygulanan oldu mu bilmiyorum; ama gördüğüm, 2023 hazırlıklarının şimdiden başladığıdır. Demirtaş’ın kapısına dayandığı isim Akşener olunca, oyun kurucunun adresi de haliyle deşifre oluyor. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP tabanını PKK ve HDP’ye alıştırmayı başardı; aynı sorumluluk şimdi anlaşılan Akşener’in omuzlarında. Bunun için de tiyatroda, oyunculukta, edebiyatın diğer alanlarında ustalaşmaları gerekiyor. Çünkü İYİ Parti ve HDP arasındaki ittifak sağlamak için oyunculukta harikalar yaratacak bir performans sergilenmesi şart!
Başka türlü siyasi gerçekleri saptırmak zira çok zor. “Ülkücü milliyetçi” hareketle HDP’yi yan yana getirmek, bir ittifak potasında eritmek için “akıl”dan, kuru siyasetten fazlasına ihtiyaç var. Bunun için özellikle drama alanında yoğunlaşmak gerekebilir. Akşener’in “Kanlımız da olsa içeri buyur ederiz” repliğinde olduğu gibi…
Yalnız, Akşener’i Güneydoğulu bir aşiret anasına çeviren bu oyunun başarılı olduğunu kabul edelim. Kılıktan kılığa girmek bir sanat işidir ve daha da önemlisi, onu icra edecek olan sanatçının meziyetidir. Akşener’in de son derece başarılı olduğu ortada değil mi?
