HAYALLER KÜRDİSTAN, GERÇEKLER ERMENİSTAN
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırısının zamanlaması oldukça önemli.
Saldırı öncesinde her iki ülke liderinin buluşması ve ardından Ermenistan’ın sivil yerleşim bölgelerine yönelik saldırısı Türkiye’ye dönük kuşatma harekâtı olarak aşikar olmuştur.
Olayın görünür yüzü bu olsa da, gerçekte PKK ve türevi örgütlerin daha güvenli bölgelerde üslenmesinde aktif rol oynayan Ermenistan’ın, işgal ettiği Karabağ’ın statüsü üzerine bir dizi projeler için hazırlık safhası olduğunu gözden kaçırmamakta fayda var.
Bugüne kadar PKK ve türevlerinin özellikle Dağlık Karabağ bölgesine üs ve kamplar inşa etmesine neden izin verilmiştir ve Fransa’nın, İran’ın bu projedeki payları nedir bu detaylıca tahlil edilmelidir.
Gelen bilgilere göre Karabağ bölgesinde PKK’nın 4.000’in üzerinde aktif teröristi bulunduğu biliniyor.
Bunlar bölgeye hangi zaman aralığında ve ve hangi yollarla ulaştırılmıştır?
Bakü merkezli gelen bilgiler Ermenistan’ın bu projeye hız vermesi adına başta Fransa olmak üzere ABD, İsrail ve İran’ın da dahil olduğu grubun yoğun siyasal baskılarına maruz kaldığı yönünde.
Kukla bir devlet konumundaki Ermenistan’ın Kafkasya politikalarımız adına önemli bir bend teşkil edeceğine dair siyasi tespitler yapılmışsa da, gerçekte Türkiye’yi topyekûn kuşatma harekatının önemli bir parçası olarak görmek zaruridir.
Özellikle Ermenistan’a yapılan silah sistemleri hibeleri ve satışlarını sadece Karabağ üzerinden okumak oldukça yanıltıcı olacaktır.
Bir diğer taraftan Ermenistan’ın terör örgütü PKK ile olan ilişkilerini de iyi tahlil etmek durumundayız.
PKK’ya yeni silah sistemlerinin tedariki ve lojistik destek unsurlarının takviyesi Karabağ kamuflajında saklanmak istenmektedir.
Ermenistan saldırısının zamanlamasına dikkat çekmiştik. Zira Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerinde sıkı bir diplomatik ve askeri hareketlilik olduğuna dair bölge kaynaklarının önemli tespitleri var.
İsrail’in başını çektiği bloğa destek veren BAE ve Suudi aktörlerin PKK’nın güçlendirilmesi ve Ankara’nın dikkatini bu bölgeden uzaklaştırmak adına bölgeye olağandışı finansal ve askeri destekte bulunduğu gözlemlenmiştir.
Eş zamanlı olarak Ermenistan’a hem ekonomik, hem savunma desteğinin bu provakasyonla aşikar olmasına şahit olduk .
Türkiye bölgedeki provokasyonun gerçekliğinden hareketle Azarbaycan’a sonuna kadar her türlü desteğin verileceğini daha önce de deklare etmişti.
İşte tam da burada tıpkı “MİT tırları” hakikatinde olduğu gibi içimizdeki işbirlikçiler yine devreye girerek Azerbaycan’a silah ve ekipman yardımı yapılmasını dünyaya servis ederek, bölgedeki inisiyatifimizi sekteye uğratma alçaklığına düştüler.
Görünen o ki mevzu Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sıcak çatışma değil, Türkiye’yi her cepheden kuşatma ve önünü kesme girişimi olarak karşımıza çıkmıştır.
MİT tırları operasyonunu servis edip, organize edenlerle Azerbaycan’a yaptığımız yardımı servis edip, sonuç bekleyenler neden aynı odaklar ve aktörler?
Haçlı güçleri her cephede birleşirken içimizdeki uzantılarının “başları” alınmalıdır.
İçeriden dışarıya topyekûn bir operasyon şart olmuştur.
Binnur Günay