Kemal Bey, 15 Temmuz’u yeterince anlayamamış
Kamuoyu her sene olduğu gibi bu 29 Ekim’de de CHP’nin abartılı, sahte “cumhuriyet, laiklik, demokrasi” demagojisine (ya da mesajlarına diyelim) maruz kaldı.
“Abartılı” olan kısım ortadaki sahtekarlığı örtmeye yarıyor. Gerçekte ne cumhuriyetle ne demokrasiyle ne laiklikle ne de Atatürk’le uzaktan yakından işleri olur. Aksine bütün dertleri halk iradesiyle, her seçimde tecelli eden millet iradesiyledir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Ekim dolayısıyla verdiği mesajlara bakıldığında, başımıza getirilmek istenen felaketler rahatlıkla görülebilir.
Kemal Bey’in birinci mesajı “100. yılında cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracakları” yönündeydi. İkincisi ise son dönemde dillerine doladıkları “erken seçim”!
Birincisinden başlayalım; kamuoyu bu “demokrasi getireceğiz” söylemlerine hiç yabancı değil. 1990’lardan itibaren ABD öncülüğünde Batı sisteminin Ortadoğu’ya getirdiği felaketin adı aslında “demokrasi”dir. Irak’a, Afganistan’a, Libya’ya, Suriye’ye getirilen “demokrasi”, buradaki devletlerin çökmesiyle, milyonların ölümüne sebep olan kanlı iç savaşlarla, bölünmüş toplumlar ve göç yollarında kaybolan hayatlarla sonuçlandı.
Ayrıca “Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma” hedefini Türkiye’de en çok dillendiren, bunun üzerine külliyat üreten ve CHP’ye kadar ulaştırarak dolaşıma sokan İmralı ve Kandil’den başkası da değildir.
Kemal Bey’in bahsettiği “cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız” sözleri Amerikan hedeflerinin yansımasından ibarettir ve bu planın taşeronluğunu da Kandil ve İmralı yapmaktadır. Ancak tek başına bu da yeterli olmadığı için Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, bu planın hayat bulması için devreye alınmıştır. HDP ile CHP ittifakı bu projenin gerçekleşmesi için gündeme gelmiştir, başka bir nedenle değil.
Ne var ki 15 Temmuz’da Türkiye, Amerikan planlarını etkisiz kılacak bir güç elde etmiş; işgale kapılar kapatılmış, devletin çökertilmesi ve ülkenin bölünmesi engellenmiştir. Deyim yerindeyse cumhuriyetimiz yüz yıl daha vakit kazanmıştır.
Kemal Bey’in ikinci mesajına gelirsek; burada Biden’ın olası bir seçim zaferi üzerine şekillendirilmek istenen bir planı dillendiriyorlar aslında. Biden kazanırsa, ülkeyi seçime götürmek için harekete geçecekler. Arkalarına ABD’yi alarak kaos, sokağa dökülme, terör saldırıları vb. biçimlerde erken seçimi zorlayacaklar.
ABD’de seçimi kim kazanırsa kazansın içerideki 5. Kol faaliyetlerinin sonuç alması imkansız. “Neden imkansız” sorusunun yanıtı 15 Temmuz’da yatıyor. 15 Temmuz’u anlamadan Türkiye’nin geleceğini anlamak mümkün değil zira.