Fransa Erdoğan’a saldırıyor, çünkü..!

Okuduğunuz Yazı
Fransa Erdoğan’a saldırıyor, çünkü..!

İçerik

Buna saldırı da denmez aslında, düpedüz “barbarlık” denir. Fransa’da bir vakitler insanlar veba hastalığından kırılıyor, tuvaletler sokak ortasına yapılıyor, insanlar içlerine cadı kaçtığı gerekçesiyle diri diri yakılıyordu. Büyüler, fallar, insanlık dışı uygulamalar almış başını gidiyordu. Daha 100-200 sene öncesinden bahsediyorum. Tam bir “Ortaçağ Karanlığı” içerisinde debeleniyorlardı. Bugün devir, şartlar ve yöntemler değişse bile “karanlık” aynı kaldı! 

Sanayileşmede birkaç adım önden atmaları yüzünden sömürgelere ulaşmaları zor olmadı. “Sömürge” basit bir kavram gibi duruyor ama arkasında kanlar, intiharlar, tecavüzler, zulümler, sapkınlıklar, alçaklıklar barındıran bir süreç yatıyor. Bu süreci üretenler bugün Erdoğan’a saldırıyor.

Fransa’nın karşı olduğu şey Erdoğan’ın barbarlık karşısındaki dik duruşudur! Daha somut söyleyecek olursak Fransa’nın derdi Türkiye’nin Afrika açılımıdır!

İçimizden birileri yine; “Ne işimiz var Afrika’da?” diye soracaktır. Aynısını sizce Fransa’ya niçin sormuyorlar, niçin onlara “Ne işin var” demiyorlar? Tıpkı Kıbrıs’taki gibi! “Türkiye, Kuzey Kıbrıs’a müdahale ediyor” diyenler bir gün dönüp de “Yunanistan Güney Kıbrıs’a müdahale ediyor” demedi! Onların bir şeyleri deyip dememeleri bizim için mevzubahis değil, ancak gerçekleri de konuşmak gerek ve neticede onların ne dediği değil bizim ne yaptığımız önemli!

Başkan Erdoğan ve heyetiyle 2 sene evvel Moritanya’ya gittiğimizde ülkede elektrik altyapısı yok, fakirlik almış başını gitmiş vaziyetteydi ve bugün de o vaziyetteler! Ülkede devasa “altın yatakları” var ama bir tane bile “sarraf” yok; çünkü ülkede altın yok! Hepsini götürmüşler! Tüm bunlara rağmen yerde oturan bir dilenci dahi Fransızca dileniyor! Bu gerçeğe bizzat şahidim!

Bu gerçekliğin değişmesi sizce de gerekmez mi? Bu vaziyeti gören Başkan Erdoğan ne yapacak, sırtını mazlumlara dönüp gidecek mi? Bir gazeteci olarak da Moritanya altınının, Afrika elmaslarının o ülkelerin halklarına verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu ancak Türkiye yapabilir.

Allah Afrikalıları “sömürülmek” için mi yarattı? Hâşâ! Afrikalılar ikinci sınıf olmak zorunda mı? Afrikalıların birçoğu Müslüman yahut İslam’a yatkın insanlarken biz neden onları birilerinin kanlı vicdanına terk edelim! Velev ki gayrimüslim olsunlar; o insanlar ezilmeyi hak etmiyor, hiçbir insan ezilmeyi hak etmiyor!

Kendisine çağdaş diyen Fransa sıra sömürmeye gelince çağdaşlığı unutuyor; Eyfel Kulesi’nden kan sızıyor, Şanzelize sokaklarının kaldırımları kemik kokuyor!

Bunun vebalini bu zulme karşı çıkmayanlar ödeyecek!

İşte Fransa’nın Erdoğan nefretinin sebebi budur!

Erdoğan Fransa’ya değil sömürü düzenine düşman; Fransa ise zulme ve sömürüye değil buna karşı çıkanlara düşman!

“İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A 

TEBRİK VE TEŞEKKÜR”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş artık bir teşekkürü hak ediyorlar! Fikir ve ruh dünyamıza büyük katkıları görmezden gelinemez. Bir buçuk yılda kendilerinden çok şey öğrendik.

Hele bir “Temel atmama töreni” vardı ki fikir dünyamız şaha kalktı, hücrelerimiz yepyeni alyuvarlar ve akyuvarlar üretti. Bu şahane fikir karşısında ruhumuz fotosentez yapma kıvamına geldi.

Haydi, şimdi söyleyin ey hükümet! O kadar baraj yaptınız, suları verimli hale getirdiniz, tek günde 11 milyon fidan dikim seferberliği yaptınız. Savunmada yerli silahlar ürettiniz, doğalgaz bile buldunuz. Eh, tamam daha birçok şey yaptınız ama haydi itiraf edin; hiçbirinizin aklına “temel atmama töreni” yapmak gelmedi!

Hele ki Mansur Yavaş! Belediyeden hiç çıkmadan, hatta masasından hiç kalkmadan öyle işler yapıyor ki aklınız almaz. Aklınız almayacağı için sadece alkışlamanız yeterlidir!

Mansur Bey bir twitle vatandaşa seslenip; “Aranızda para toplayın, bana verin, ben de esnafa vereyim; ama öyle her esnafa değil canım” diyerek tereyağından kıl çeker gibi iş yapıyor. Siz sokak sokak dolaşın, mazlumlara el uzatın falan geçin bunları! Mansur Bey bir twitle işi bitiriyor!

Ankara’da asfaltmış, kaldırımmış, altyapıymış falan bunlar önemli değil! Zaten yapılmıyor! Hiçbir belediyecilik hizmeti yapmadan başarıdan başarıya koşuyorlar!

Aralarında bir de “Cumhurbaşkanı adayı” olma yarışı var. Kendileri açıkça söylemiyor ama sosyal medya yıkılıyor!

Sizce de “hiçbir iş yapmadan büyük işler yapmak” gibi bir algısal kavram ürettikleri için tebriği hak etmiyorlar mı? Yahu tamam en azından yapraklar da alkışlamasın mı?

“Hizmet etmeden belediyeyi yönetme” taktiğinin mucidi bu belediye başkanlarına oy veren ama şimdi de beğenmeyen bir kitle var. Hem oy verdiler hem de şimdi beğenmiyorlar. Ama olmaz ki! Aha da bulutlar ağlıyor, yapmayın etmeyin kardaşlar!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI