Artık “onbaşı” bile değiller

Okuduğunuz Yazı
Artık “onbaşı” bile değiller

İçerik

Akit’e dünyada eşi görülmemiş şekilde 312 General’in aynı anda dava açmasının sebebi; bazı generallerin onbaşı bile olamayacak vasıflara sahip olduğunu anlatan bir köşe yazısıydı. Kesinlikle hakaret yoktu. Ama bu düşünce bile “suç” olarak gösterilmeye çalışıldı.

Ve bu hafta ne oldu?

28 Şubatçı 13 General’in rütbeleri alındı. Bundan sonra bırakın general olmayı “onbaşı bile” olamazlar! Buna çok mu seviniyoruz? Bilakis ülkemiz adına üzülüyoruz. Onlarca yıl kaybettiğimiz için, darbelerle insanımız ezildiği için üzülüyoruz. Sevindiğimiz şey hakikatin yerini bulmasıdır.

Ne demişler: Zamana bırak, hakikatin ortaya çıktığını ve birçok mevzunun çözüldüğünü göreceksin!

“AKİT; İNANANLARIN YÜZ AKI”

12 Eylül 1993’te yayın hayatına başlayan gazetemiz 28. yaşını tamamladı. Ben de Allah’a şükürler olsun 2003’ten bu yana görev yaptığım gazetemde 18. yılımı tamamladım. Allah nice 28’ler, 18’ler nasip eylesin.

“Gazete dağıtım elemanı arıyor musunuz?” diye başvurduğum gazetemizde bugün Ankara Temsilcisi olarak görev yapıyorum. Ama bize mesleğin inceliklerini öğreten, sahaya ve vizyona çıkaran ve bizi yetiştiren kişi Sayın Mustafa Karahasanoğlu ağabeydir. Allah ondan razı olsun.

Hukuk bilgisiyle Türkiye’nin en iyi avukatlarından biri olan Ali İhsan Karahasanoğlu ağabey ve yönetim kabiliyetiyle öne çıkan Nuri Karahasanoğlu ağabeyin emekleri bu günleri getirdi. Kıymetli Hasan Karakaya ağabeyi de rahmetle yâd ediyorum. Hepimiz bu yolun yolcusuyuz. Gazetemize emeği geçenleri tek tek saysam ve yaptıklarını anlatsam kitap yazmam gerekir. Allah, sevgili yol ve dava arkadaşlarımın başarılarını bu kutlu mücadelede daima açık eylesin. 

“EKREM BEYİ BU SEFER DE CHP ENGELLİYOR”

Ekrem İmamoğlu’nu şu anki karara göre “cumhurbaşkanı adayı” göstermeyecekler. CHP içinde kazan kaynıyor. “Mevcut belediye başkanları bu işin dışında tutulmalı” şeklinde ortak karara varıldı, ancak kesin deklarasyon henüz ilan edilmedi. Ekrem Bey bu kez de; “CHP beni engelliyor, mağdurum” diyecek mi? Şayet derse “engellenme konusunda” ilk kez haklı çıkacak.

“İSTANBUL ÇÖKERKEN”

Biliyorum şehirdeki hiçbir siyasetçi İBB Başkanı’nı “engelleme” derdinde değil; bu sadece Ekrem Bey ve ekibinin algısı! Biliyorum belediye meclisinde İmamoğlu haksızlıklar yapıyor. Biliyorum Ak Parti ve MHP olarak elinizden geleni yapıyorsunuz. Ama Ekrem İmamoğlu İstanbul’u yönetemiyor. Otobüsler cayır cayır yanıyor. Korkarım ki insanlar ve şehir bundan büyük ve telafisi imkânsız zararlar görecek. 

“İSTANBUL METROLARINDA U VE M KONUSU”

İddia ediyorum. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu canlı yayına çıksın. Önlerine İstanbul haritasını koyun ve “Buyurun metro hatlarını çizin” deyin. Sayın Karaismailoğlu duraklara varana kadar çizecektir. Sayın İmamoğlu’nun ise İstanbul’un ilçelerini bile çizip çizemeyeceğinden emin değilim!

Ulaştırma Bakanlığı, 2023’den önce İstanbul’a tam 103 kilometre uzunluğunda 7 metro hattı yapacak. 60 milyar liralık devasa bir yatırım iki yılda İstanbul’a kazandırılacak. “128 Milyar Dolar nerede?” diyenler bu yatırımı görmüyor elbette! İstanbul için önemli olan U veya M değil, bu tür yatırımlardır. Fakat Ekrem Bey bunları sanki “kendisi” yapmış gibi davranıyor. 

Şimdi soruyorum: Ulaştırma Bakanlığı metro duraklarına “U” yazınca İstanbul bir şey mi kaybediyor? Hayır, İstanbul değil ama Ekrem Bey kaybediyor değil mi? Neyi kaybediyor? Yapamadığı işleri “perdeleme” olayını kaybediyor.

“ADAYLIK MUHARREM İNCE’NİN HAKKIDIR”

Sayın İnce 2018 seçimlerinde % 31 oy alırken CHP % 22 aldı. Üstelik her partinin kendi cumhurbaşkanı adayı vardı. Buna rağmen Muharrem İnce diğer partilerden de “partilerin tek tek kendi adayları olmasına rağmen” % 8 fazladan oy almayı başardı.

Muharrem İnce hakikati nedir? Kendisi CHP’nin şu ana dek en başarılı olmuş siyasetçisidir. Ayrı parti kurarak CHP denkleminin dışına itildi. CHP kendi içindeki en başarılı olanlara işte böyle yapıyor. Şimdi bir aday bile bulamıyorlar.

“AŞI”

“Aşı dayatması karşıtıyım” diyenlere asla kızmıyorum; ancak bu işi “Erdoğan karşıtlığı” haline dönüştürmeye çalışanları da net görüyorum.

“MISS TURKEY İFADESİNDEKİ 

TURKEY KALDIRILSIN”

Adı “mis” olsa da kendisi “pis” yarışmalar bunlar! Adına “Güzellik yarışması” diyorlar ama gerçekte bu bir “köle kadınlar” pazarı! Kadını bir meta gibi pazarlama stratejisi izliyorlar. Dün köle pazarları vardı, bugün podyumlar var. “Miss Turkey”  ifadesindeki Turkey’in artık kullanılmaması gerekir. Biz bunlara milletçe “âlet olmak” zorunda değiliz. Bu çağdaşlık değildir. Turkey veya Türkiye ismi en görkemli teknolojik fuarlarda dalgalansın, bilimsel buluşlarda dalgalansın; ama kadınların bir eşya gibi kullanıldığı yerde benim ülkemin ne işi var?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI