Elma dersem çık, armut dersem erken seçim!
Yakında “İki doz aşısı vurulmuş parlamenter sistem” demeye başlayacaklar.
“Deniz manzaralı sistem” demelerine ramak kaldı!
“Dublex mi tripleks mi?” diye soracağız neredeyse!
“Erken seçim” söylemini de yıprattılar. Her mevzunun sonunu oraya bağladılar. “Yılın ilk karı yağdığına göre erken seçim yapabiliriz” derlerse şaşırmam! Elma dersem çık, armut dersem erken seçim!
Halkın esas gündemi fahiş fiyatlar! Bunu konuşmak gerekiyor. Hükümet bir dizi önlem açıklıyor. Muhalefet partileri ise “erken seçim ve sistem değişikliği” diyor da başka şey demiyor. Milleti durmadan bu mevzulara hapsediyor.
“PARLAMENTER SİSTEMDE DE
AK PARTİ KAZANDI”
Ak Parti’nin 19 yıllık iktidarının 16 senesi parlamenter sistemde geçti, 3 yıldır cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Her iki sistem de halk seçimine dayanıyor.
Yani, “Parlamenter sistem gelince CHP ve İyi Parti kazanacak” diye bir şey yok! Orada da 16 yıldır hep Ak Parti kazanmış.
Muhalefet öyle yanlış başlık açtı ki şimdi kendileri işin içinden çıkamıyor.
Eğer Sayın Kılıçdaroğlu ve Akşener’in dediği parlamenter sistem tekrar gelecekse önümüzde bir “seçimler silsilesi” duruyor. Onlara göre şöyle olacak:
1) 2023’te cumhurbaşkanı seçilecek.
2) Kendi adayları seçilirse 2023’ün sonunda tekrar sandığa gidilip referandum yapılacak.
3) Referandumdan istedikleri sonuç çıkarsa 2024’te yine sandığa gidilip tekrar seçim olacak.
4) Tekrar seçim sonrası koalisyon hükümetleri kurulması için çalışmalar yapılacak.
Sizce bu tablo Türkiye’yi ileri götürebilir mi?
SONUÇ ŞU: Cumhur İttifakı’nın adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı seçerseniz yeni dönemle atılımlara devam edilecek. Millet İttifakı’nın “henüz adı açıklanmayan” adayını seçerseniz önce referandum yapılacak, sonra tekrar seçim yapılacak, sonra hükümet kurma çalışmaları yapılacak! Takdir milletindir.
“NEDEN ADAY BULAMADILAR?”
Millet ittifakı henüz “cumhurbaşkanı adayını” bulamadı. Çünkü millet ittifakı “Türkiye ekseninde” buluşamadı. Amaçları önce iktidarı ele geçirmek, sonra bir yol haritası çizmek!
Oysa cumhur ittifakı çoktan yol haritasını çizdi ve “Türkiye ekseninde” buluştu.
Meral Akşener; “Adayımızı neden merak ediyorsunuz?” diye soruyor. Sanırsın ki adayları pop yıldızı da özel hayatını irdeliyoruz. Size bir siyasi parti olduğunuzu hatırlatıyor ve doğal olarak adayınızın kim olduğunu soruyoruz.
İş magazine dönüştü. Lokanta çıkışı «Çekmeyin arkadaşlar» diyen pop yıldızı gibiler!
“ÇÖZÜM YERİ HDP Mİ DEVLET Mİ?”
Bazı CHP’li ve İyi Partili yetkililere, “Diyarbakır Anneleri’ni neden ziyaret etmediniz?” diye sorunca şu cevabı veriyorlar: “Onlar HDP İl binası önünde oturuyorlar. Evlatlarını HDP’den istiyorlar. Evlatlarını oradan değil, devletten istemeliler”.
Bu cevap başta mantıklı geliyor, ancak olaya çok yönlü bakınca işin rengi değişiyor. Çünkü evlat nöbeti bekleyen bazı aileler, “Biz evladımızı en son HDP’ye girerken gördük, sonra Kandil’de olduklarını öğrendik. Sorumlular bu binada” diyorlar.
Bir de şu var. Madem evlat nöbeti bekleyenler için çözüm yeri devletse o vakit neden Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp; “Kürt sorununun çözüm yeri HDP’dir” dedi.
PKK söz konusu olunca HDP’yi hiç anmayıp direkt devleti işaret edenler sıra Kürt mevzusuna gelince yetkili olarak HDP’yi gösteriyor!
“CHP SEÇERSE TARAFSIZ, SEÇMEZSE DİKTATÖR”
“Tarafsız Cumhurbaşkanı olacak” diyen Kılıçdaroğlu, Akşener ve Pervin Buldan kendileri ne kadar tarafsız ki aday gösterecekleri kişi tarafsız olsun?
Cumhurbaşkanını halk seçince “taraflı” oluyor, fakat İyi Parti ve CHP yöneticileri seçince “tarafsız” oluyor! Sonra hep beraber buna inanıyoruz!
PKK’ya ve 100 yılın kardinali FETÖ’ye Başkan Erdoğan ve ekibi diz çöktürsün; sonra birileri çıkıp durmadan; “Osman Öcalan TRT›ye çıktı” diye papağan gibi konuşsun..! Bu cümleyi kurarak PKK’ya diz çöktürenleri hedef alıyorlar. Uyanık olalım!
“MİLLET FIRTINAYA DEĞİL, LİMANA BAKAR”
Millet gemiyle fırtınada nasıl mücadele ettiğinize bakmaz, gemiyi limana ulaştırıp ulaştıramadığınıza bakar. Erdoğan 19 yıldır her fırtına sonrası gemiyi limana getirdi. E-muhtırada, 367 garabetinde, 15 Temmuz’da, PKK’yla mücadelede, teknolojik gelişmelerde gemi hep limana geldi. Şimdi milletin tecrübe edilmiş bir kaptanı var. Ama diğerleri diyor ki biz geminin rengini, odalarını, tayfa düzenini değiştireceğiz! Peki, kaptanınız kim? Hele yola çıkalım da kaptanı açıklarız. Fırtınayla mücadele edecek kaptanınızı bile açıklamıyorsanız millet sizin parlamenter söylemlerinize bakmaz. Kaptan önemli değil havası verirseniz millet sizi ilk fırtınada gemiyi batıracak bir ekip olarak görür.