Türkiye’nin mi, büyükelçilerin mi vekilisiniz?

Milletin meclisi TBMM’de PKK’yı kınayamayan ve PKK’ya sırtını yaslayan vekil istemiyorum! Milletin meclisi TBMM’de şehit ailelerine küfreden vekil istemiyorum. Milletin meclisi TBMM’de terörist cenazelerine katılan vekil istemiyorum!

Siz kimin vekilisiniz? Türkiye’nin mi yoksa 10 büyükelçinin mi?

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DİYORDUNUZ YA?”

Sayın Akşener; “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyordu. Yani tek başına bu sözleşme ile kadınlar şiddetten korunacaktı. Oysa İyi Parti’nin vekili Lütfü Türkkan “hiç tanımadığı bir kadına” namusu üzerinden küfretti. O kadını kim koruyacak? Meral Akşener’in temsil ettiği siyasi irade mi yoksa İstanbul Sözleşmesi mi? Lütfü Türkkan, “O an sinir gerginliği var” dedi. Her sinirlenen bir diğerinin bacısına namussuzca küfür mü edecek?

“ASGARİ ÜCRETTE YETKİLİLER 

DIŞINDA KONUŞANLAR”

Bir ara “Bakan Toto” oynayanlar vardı, milleti yanılttılar. Hiçbiri de kulis adı altında hatalı bilgi verdiği için toplumdan özür dilemedi. Şimdi de asgari ücret üzerinden milletle oynamaya başladılar. Tahminlerimizi yazalım; ama asgari ücretin açıklanmasına 2 ay varken ve tüm parametreler netleşmemişken “Asgari ücret şu kadar” diye söylemek garibanların umuduna haksızlık olur. Ekonomi “tartışılacak” konu değildir. Aman dikkatli olun, her habere inanmayın! Üstelik önemli olan asgari ücretin ne kadar arttığı değil; alım gücüne karşı ne kadar dayanıklı olduğudur.

“ERDOĞAN KARŞITLARI İTTİFAKI”

Millet İttifakı’ndan millet için çözümler bekleniyor ama onlar her seferinde Erdoğan’ın sağlığından, büyükelçilerin uyarılarının öneminden, laiklikten, siyasi cinayetlerden bahsedip gündemi meşgul ediyorlar.

Meral Akşener bir ara çözüm olarak ticari ilişkilerde nakit kullanımını ortadan kaldıran “Artagan” diye bir formül açıklamıştı. Ne oldu o formül? Bugün konuşulmuyor. Koskoca parti formül açıklayacak ama unutulup gidecek mi?

Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu 22 Mayıs 2010’dan beri “Benim adım Kemal, ben yaparım” diyor ama 11 yıldır “tık” yok! “İktidara gelemedi ki tıklatsın” diyeceksiniz ama sorun bu işte; ismini “garanti” gösteren Kemal Bey’e millet inanmıyor.

Geriye ellerinde tek ortak nokta kalıyor: 19 yıldır halkın teveccühüyle iktidar olan Başkan Erdoğan’a düşmanlık! Artık vaatleriyle değil Erdoğan karşıtı duruşlarıyla ön plana çıkmaya başladılar.

Parti yönetimleri düzeyinde Erdoğan karşıtı olup milliyetçi camiadan kopanlar İyi Parti’de, Ak Parti’den kopan çok az bir grup Gelecek Partisi’nde, sekülerler Deva’da, kendini hâlâ milli görüşçü zannedenler Saadet’te, FETÖ’cüler tüm partilerin içinde hamur kıvamında, Kürtleri kullanıp yine onlara düşmanlık edenler HDP’de, büyükelçiler gibi rakip yahut düşman unsurlarla bir arada olanlar CHP’de toplaşmış vaziyette! Burada “seçmenleri” değil, yönetimleri kastettiğimi de belirteyim!

Elbette herkes Erdoğan karşıtı değil ama “hepsi birleşince tek ortak yönleri” Erdoğan karşıtlığı! Yoksa HDP ile İyi Parti’nin mesela Ekrem İmamoğlu üzerinde birleşmesi mümkün olabilir miydi?

“SIKICI BAZI KARAKTERLER VE MEVZULAR”

• Lokantada 4 kişi otururken ikisinin siparişini hemen getirip diğerlerini yarım saat sonra getiren yönetimsizlik anlayışı..

• Garsonun bardağı getirirken parmaklarıyla bardağın içinden tutması.

• Yıllarca özgürlük türküleri söyleyip, kasetleri yüzbinlerce sattığı halde birdenbire millet düşmanı kesilen sözde sanatçılar..

• Sıkışınca Mustafa Kemal diyenler! Trafik kazası yapıp suçlu olsa, ama ben Atatürkçüyüm diyecek adamlar var.

• Laiklik dedikten sonra İslam düşmanlığı yapanlar ama bunu bir türlü kabul etmeyip “Benim dedem Hacı” diyenler.

• İnce belli bardakta getirilen çaya iki şeker atanlar; oldu olacak şekerinizi çayla mı verelim diye sorulsun.

• İnsanları sürekli manipüle edip kandıranların, siz gerçeği söylediğiniz halde size dönüp; “Ama insanları kandırıyorsun” demesi.

• Kokoreç yemeyi büyük bir sportif etkinlik zannedenler.

• Tüm insanlık diye söze başlayıp sıra Filistin’e gelince, “Canım onlar toprak sattı” diyenler! Bari tüm insanlık deme, “bazı insanlık” diye söyle de az samimi ol.

• Filtre kahve ile demli çayın birbirinin alternatifi olduğunu düşünenler! Yahu ikisi ayrı dünyaların insanları, birbiriyle karıştırmayın.

• Necip Fazıl Kısakürek’in Çile adlı şiir kitabını hâlâ okumamış olanlar; var mı böyleleri diye şaşırabilirsiniz ama varmış.

• Cem Yılmaz’ın üçüncü sınıf esprilerle bezeli kalitesiz filmlerinde derin, entelektüel ve felsefi bir mânâ arayanlar.

• Türkiye’deki en büyük devrimci siyasilerden birinin Necmettin Erbakan olduğunu anlamayanlar.

• Türkiye’nin dünyanın en güzel ülkesi olduğunu bilmeden Türkiye’de yaşayanlar.