ABD algılarda yıkıldı
Hiç şüphesiz ‘algı yönetimi’ni dünyada en iyi yapan ülkedir ABD.
Onca düşünce kuruluşu, onca medya kurumu yıllardır ABD’nin işgal ve sömürü düzenini, sözde demokrasi diye dünyaya satmadı mı?
Kabil, Bağdat önce algılarda işgal edildi.
Chomsky boşuna dememiş; ‘Rızanın imalatı’.
Her şey bu iki kelimede gizli. Önce rızayı inşa edecek zemini oluştur, ardından hedefine koş.
Verilen siyasi demeçler, bu demeçleri bilimsel olarak temellendiren akademisyenler, ikna edici medya yayınları…
ABD, “Irak’a demokrasi götüreceğim” diye yola çıkarken herkes buna inanmıştı.
Türk televizyonları gece saatlerinde Bağdat’ın bombalanışını canlı yayınla verdi.
Canlı yayında katliamları izlemek…
Ne kadar acıydı… Ve hala çok acı!
Sonra, bir ABD askerinin “sivilleri hedef alırken kendimi bilgisayar oyununda gibi hissediyorum” diye gazetelere röportaj vermesi…
Amerika’nın günah defteri çok kabarık… Bu sadece bir örnek.
Amerika’nın rüyasında, Müslüman coğrafyaya yönelik ilgisinin ne denli geniş çaplı olduğunu ortaya koymak için ABD Dışişleri Eski Bakanı Condoleezza Rice’ın 2003’de yazdığı makaleye bakmak yeterli. Rice, 22 Müslüman ülkenin sınırlarının değişeceğinden bahsetmiş ve görevdeyken de bunun için elinden geleni ardına koymamıştır.
Gün oldu devran döndü. Ortadoğu’da yaşanan ve yaşanmakta olan onca acının ardından bugün ABD’nin acziyetini konuşuyoruz.
Evet ABD yıkılmadı.
İki günde de yıkılmayacak.
Biz “Yıkılasın İsrail”, “Yıkılasın ABD” demeye devam edeceğiz, o ayrı…
207 YILIN ARDINDAN İLK DEFA
Rüyalar ülkesi Amerika!
Süper Güç Amerika!
ABD’de kongresinin göstericiler tarafından basılması, dağıtılması ve hatta bir günlük de olsa işgal edilmesi, dünyadaki ABD algısını sarsmıştır. En çok da kendi halkını şoke etmiştir.
ABD kongresi; İngiliz işgalinde gerçekleşen olaylardan sonra yani 207 yılın ardından ilk defa böyle bir olayı yaşadı.
Olay kontrol altına alınacaktır fakat Biden’ın açıklamasına bakılırsa; ABD’de geniş çaplı bir “cadı avı” başlatılacak.
Açıkçası olanlar veya olacaklar için üzülecek değilim. Belki bu süreçte enerjilerini daha çok içeriye dönük harcarlar da, dünya mazlumları azıcık nefes alır.
BİDEN’IN TERÖRİSTLERİ
Biden’ın konuşmasında en dikkat çeken husus, göstericileri “terörist” olarak nitelemesi oldu.
Terörle mücadeleye on yıllarını vermiş, beş koldan farklı terör örgütleriyle ayrı ayrı mücadele eden bir ülkenin vatandaşı olarak kıyaslama yapmadan geçemeyeceğim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Gezi sürecindeki sözde protestoculara “vandal” tanımını kullanmıştı.
Biden, kongreyi basanları anında “terörist” olarak fişledi.
Biz teröristleri iyi biliriz. Bize sorsa kendisine detaylı bir ders verirdik.
Malum, Meclis’imizi bombalayan FETÖ’cü teröristleri ABD’den istediğimizde bizden daha fazla delil istediler. Pensilvanya’daki elebaşının terörist olduğuna inandıramadık bir türlü! Yani tescillenmiş teröristleri bizden sakladılar.
Çifte standart adetleridir.
Anlaşılan kendileri için “yeni, kullanışlı terörist” icat etme peşindeler.
Fakat bu tehlikeli oyunlar dönüp dolaşıp yine kendilerini vuracak.
TÜRKİYE’NİN REFLEKSİ KÖTÜ HİSSETTİRDİ
Efendim, ABD’de kongre işgal edildiği gün, isyancılar sokakları karıştırdığında T.C. Dışişleri Bakanlığı Amerika’da yaşan Türk vatandaşlarımıza yönelik, koruyucu tedbirleri hatırlatan anlık bir refleks gösterdi ve bir bildiri yayınladı.
Bununla birlikte, İletişim Başkanı Fahrettin Altun: “ABD’de demokrasinin tüm kurum ve teamülleriyle bir an önce işler hale geleceğine olan inancımızı koruyoruz” mesajını paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise mesajında; “ABD’de yaşanan gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz” dedi.
Bu ifadeler, Amerikan medyasını çileden çıkardı. ABD’nin kaos oluşturduğu coğrafyalarda olay sonrası kullandığı kalıp ifadelerinin aynıydı çünkü.
Diğer yabancı ülkeler de elbette gelişmeleri değerlendirdi fakat Türkiye’nin kullandığı dil, adeta ABD’yi bir özeleştiriye veya empatiye davet ediyordu. Farklı bir taraftan bakarsanız nispet içeriyor da olabilir.
Sonuç olarak; son gelişmelerin ABD’ye hayır getirmeyeceği çok açık. Biz de yakından takip edeceğiz.