ABD bizi kandırıyor meselesi
Fırat’ın doğusuna müdahale kimsenin aklında bile yokken Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirildi. El-Bab’a, Azez ve Cerablus hattına, İdlib ve Afrin’e başarıyla müdahale edenin, Türk askerini gönderenin Erdoğan olması gibi. “ABD bizi kandırdı, Fırat’ın doğusuna girmeliydik” diyenler bu gerçeği ne çabuk unuttu?
ABD’nin planlarından devletin haberi yok mu? ABD’nin ikiyüzlülüğünü, hainliğini, Türkiye karşıtı hesaplarını Erdoğan’dan daha iyi kim bilebilir? Darbeye maruz kalan Erdoğan değil miydi? 15 Temmuz darbesinin Pensilvanya’dan yöneltildiğini Erdoğan bilmiyor mu?
Ankara, Güney sınırımızda “terör koridoru” oluşturanın, terör örgütüne binlerce TIR silah sevk edenin ABD olduğundan habersiz mi?
Demem o ki her şeyin bir yolu, yöntemi ve sırası var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney sınırlarımızdaki yapılanmanın ülkemiz için tehdit olduğunu gündeme getirerek MGK’da “Barış koridoru” oluşturulmasını karara bağladı. ABD, Erdoğan’ın kararlılığının farkında olduğu içindir Türkiye ile masaya oturdu ve “barış koridoru”nun oluşturulmasına “ortak” oldu. Türkiye, hedeflerine ulaşabildiği kadar masada kalacak, yoksa tek başına yoluna devam edecek.
Bu sürecin karışık diplomatik müzakereleri gerektirdiğini yok sayarak “ABD, Erdoğan’ı kandırdı, bizi yine oyalayacak” demenin devlet sorumluluğuyla bağdaşır bir yanı yok. Dünyada, hele bölgemizde işler sanıldığı gibi “ben yaptım, oldu” rahatlığıyla yürümüyor. Yabancı bir ülkeye askeri müdahale birtakım görüşmeleri, karşılıklı anlaşmaları zorunlu kılıyor; elinizde masaya sürecek kozlarınız, stratejik planlarınız, hazırlıklarınız olmalı; ayrıca bir sürü etkiyi hesaba katarak, kırk düşünüp bir adım atmanız gerekir.
Strateji parçalamakla olmuyor bu işler. Sırtında küfesi olmayan için her şey kolay, hatta çocuk oyuncağı; ama devleti sırtında taşıyanlar için bu işler hiç kolay değil. Fırat’ın doğusuna müdahaleyi, ‘Barış koridoru’nu ve ABD’yle varılan anlaşmayı değerlendirirken aceleci olmamak gerekiyor. Zira devlet sandığımızdan daha fazla bu işe hakim. Süreci izlemek, anlamaya çalışmak en doğrusu. En kötüsü de bilmeden konuşmak ve ahkam kesmek.