AB’de çanlar enerji krizi içi çalıyor… Türkiye için altın fırsat
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrasında başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok ülke enerji portföyünde hidrojen alternatifini değerlendiriyor.
Sektör raporlarından derlenen bilgilere göre, 2020’den bu yana dünyada yeşil hidrojen odaklı hedeflenen ve hayata geçirilen projelerin sayısı toplam 1120 olarak hesaplanıyor.
Dünya genelinde üretilen hidrojenin yüzde 95’i halen doğal gaz, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan elde ediliyor. Bu türden üretilen hidrojen gri, kahverengi ve siyah olarak sınıflandırılıyor.
Yeşil hidrojen olarak bilinen yakıt ise sadece geri kalan yüzde 5’lik kısımdan suyun elektrolizi yöntemiyle elde ediliyor. Söz konusu yöntemle hidrojen elde etmek için belirli miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç duyuluyor.
Yeşil hidrojen üretiminde kullanılacak elektriğin ise tamamen temiz enerjiden karşılanması gerekiyor. Suyun elektrolizi yöntemiyle elde edilen yeşil hidrojenin sadece yüzde 1,5’lık kısmı temiz enerjiden oluşuyor.
Hidrojen, bilinen yakıtlar içinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahip alternatif bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Ayrıca petrol türevlerine göre daha yüksek verim sağlamasının yanında çevre dostu olması, karbon içermemesi nedeniyle de sürdürülebilir bir enerji seçeneği olarak öne çıkıyor.
AB, 2030’A KADAR 5,6 MİLYON TON YEŞİL HİDROJEN ÜRETİMİ HEDEFLİYOR
AB, sera gazı emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı taahhüt ettiği “Fit for 55” anlaşması kapsamında, 2030’a kadar 5,6 milyon ton yeşil hidrojen üretmeyi hedefliyor.
Ayrıca, mart ayında açıklanan ve AB’nin 2030’dan önce Rus doğal gazından tamamen bağımsız olmayı hedeflendiği REPowerEu eylem planı kapsamında, Fit for 55 planına ilave 15 milyon ton daha yeşil hidrojen üretimi amaçlanıyor. Böylelikle Rusya’dan alınan yıllık 25 ila 50 milyar metreküplük doğal gazın ikame edilebileceği hesaplanıyor.
Rusya’nın Ukrayna savaşı sonrasında başta AB olmak üzere birçok ülke enerjide hidrojen alternatifini gündemine alıyor. Dünya genelinde 100’ün üzerinde ülke, hidrojen stratejisi ya da yol haritası belirledi. Bu kapsamda ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İspanya, Güney Kore, Şili, Çin ve Hindistan stratejilerini açıkladı.
AB’NİN HİDROJEN HEDEFLERİNDE TÜRKİYE’NİN ROLÜ ÖNEMLİ
Türkiye’nin, Avrupa ülkeleri içinde temiz enerji üretim kalitesinin yüksek olduğu ve maliyet anlamında diğerlerine kıyasla daha rekabetçi şekilde temiz enerji üretebileceği ifade ediliyor.
Rüzgar ve güneş gibi enerji kaynakları bakımından zengin bir ülke olan Türkiye, AB’nin yeşil hidrojen ihtiyacının belirli bir kısmını karşılayacak ülkeler arasında yer alıyor.
“HİDROJENDE SON İKİ YILDA ÇOK HIZLI BİR DÖNÜŞÜM SÖZ KONUSU”
Hidrojen Teknolojileri Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Dinçer, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın özellikle Avrupa’da kaynak çeşitliliği konusundaki çalışmaları hızlandırdığını ve hidrojen ekonomisinin oluşturulması çabalarında itici güç haline geldiğini söyledi.
Dinçer, Almanya’nın, 2030 için planladığı hidrojen piyasasına yönelik çalışmaları 2024’lere çektiğine işaret etti.
Hidrojen kullanımına yönelik teşvik, destek programları ve mevzuat çalışmalarının hızlandığını belirten Dinçer, şunları kaydetti:
“Hidrojen meselesinde son iki yılda çok hızlı bir dönüşüm söz konusu. Almanya’nın yanında Fransa da bu dönemde nükleer ve hidrojeni ön plana çıkaran ülkeler arasında. Türkiye için Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan önce bir çalışma yaptık ve tamamladık. Hidrojen çiftliği oluşturma çabalarına yön vermeye gayret ediyoruz. Türkiye’nin hemen her şehrinde yenilenebilir enerji kaynakları imkanları ve potansiyeli yüksek. Buna yönelik çalışmalar yaptık. Türkiye, hidrojen ihraç eden ülke olabilir mi? sorusuna yanıt aradık. Türkiye’nin yedi bölgesindeki güneş, rüzgar, jeotermal, hidroelektrik, biyokütle gibi farklı kaynaklar sayesinde hidrojen üretimi gerçekleştirilebilir.”