ABD’ye verilen süre doldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’taki BM Genel Kurulu’nda, Ankara’nın gündemindeki “güvenli bölge” planının ayrıntılarını ilk kez paylaştı. 3 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine dönmelerini sağlayacak bu plan için Erdoğan, Batı’dan da destek istedi.
Ankara’nın kurmayı planladığı “güvenli bölge” Türkiye sınırı boyunca 480 km’lik hattı kapsıyor. 30 km derinliğinde olması öngörülen alan Kamışlı, Kobani, Resulayn, Amude, Münbiç ve Tel Abyad gibi stratejik yerleri içine alıyor. Suriye’nin doğusunu batısına bağlayan M4 karayolu da “güvenli bölge”nin sınırları içinde.
Türkiye’nin amacı güney sınırı boyunca uzanan hattı terör örgütü PKK/YPG’den temizlemek ve Suriyeli mültecilerin eve dönüşünü sağlamak. Hali hazırda ABD ile -uzunluğu ve derinliği sınırlı da olsa- bu güvenli bölge planı üzerinde bir mutabakata varılmış durumda. Fakat ABD’nin kafasındaki güvenli bölge planı ile Türkiye’ninki birbirinden özde büyük bir farklılık gösteriyor.
Bu nedenledir ki Türkiye, kendi planını kendi başına uygulamanın eşiğinde duruyor. Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda söz konusu planla ilgili sunum yapması, Batı’dan da -en azından- mülteciler için lojistik destek istemesi uluslararası medyada da Ankara’nın kısa sürede harekete geçeceği şeklinde yorumlandı.
Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan da eylülün son haftasını işaret ederek, ABD’nin oyalama taktiklerine daha fazla tahammül gösterilmeyeceğini açıklamıştı. Cumhurbaşkanı’nın, ABD Başkanı Trump’la zirvede yaptığı görüşmelerin ayrıntıları medyaya henüz yansımadı. “Güvenli bölge”yle ilgili neler konuşulduğunu da henüz bilmiyoruz. Ama içerik ne yönde olursa olsun Ankara’nın -ABD’yle ya da ABD’siz- bu planı uygulamaya kararlı olduğu yansıyor.
Türkiye’nin ABD’ye verdiği sürenin sonuna yaklaşılırken -Eylülün son haftası- Pentagon da boş durmuyor. Irak üzerinden terör örgütü PKK/YPG’ye silah, mühimmat ve lojistik sevk etmeyi sürdürüyorlar. Münbiç’te olduğu gibi Pentagon, Ankara’yı oyalamaya ve bu arada da terör örgütünü takviye etmeye devam ediyor.
Tabii, bütün bu gelişmeler Ankara’nın gözü önünde gerçekleşiyor. ABD’nin niyetini şüphesiz Ankara da okuyabiliyor. Ancak Erdoğan, harekat öncesi titiz bir diplomasi gerçekleştiriyor; uluslararası ortamı hazırlıyor. ABD oyalama taktiğine devam eder ve “güvenli bölge”yi iki araba gezdirmek, bir helikopter uçurmaktan ibaret kılmaya çalışırsa Ankara’nın da harekat için düğmeye basması kaçınılmaz olacak. Ve anlaşılan böyle bir kararı vermek için de çok süre kalmadı.