Açıktan isyan çağrısı
Hafta sonu Ankara’da HDP’nin büyük kongresi vardı. Gerekli güvenlik tedbirleri alındı, yollar kesildi. Geçmişin aksine herhangi bir olay da yaşanmadı. Ancak, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki sanat kurslarına katılan yüzlerce öğrenci perişan oldu. Bazıları barikatları aşıp merkeze ulaştı, bazıları ise geri döndü.
HDP Kongresi gençleri, öğrencileri vurdu!
Bir de devlete yönelik mesajlar vardı. HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, öyle laflar etti ki, yenir yutulur gibi değil. İktidarı ve devleti hedef alarak, şu ifadeleri kullandı:
-Ama şunu göremiyorlar. Karşılarında Gezi ile Cizre ittifakı vardır.
Apaçık bir tehdit ve isyan çağrısı bu!
Gezi’de de Cizre’de de devlete baş kaldırıldı. Her ikisi de organize bir hareket. Her ikisi de dışarı ile bağlantılı. Her ikisi de demokrasiye karşı sokağın hareketlendirilmesi.
Gezi’de Başbakanlık Ofisi’ne, Başbakan’ın konutuna ve devlet binalarına saldırıldı. Cizre’de ise silahlı PKK militanları tarafından hendekler kazılarak devlete meydan okundu ve baş kaldırıldı.
İşte Pervin Buldan, bu iki yasadışı hareketin birleşmesinden ve birlikte hareketinden bahsetti. Bu arada, sokakları hareketlendiren, teröre methiyeler düzen ve “terör suçlusu” olarak cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın mesajları okundu.
Görüldü ki, HDP cephesinde değişen bir şey yok! Dün neyse bugün de o. Hamam da aynı tas da.
Burada önemli olan CHP’nin durumu!..
HDP’nin ittifak ortağı olarak gördüğü CHP ne diyor bu sözlere? O da aynı düşünce içinde mi acaba?
Herhangi bir tepki vermediğine göre, bu soruya “evet” cevabını verebiliriz. Kurultay’da Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’le temsil edilen Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile telgraf gönderip kutlayan Ali Babacan’ın da durumu farklı değil. Onlardan da “Ne diyorsun sen, bu ne biçim ifade” diyen çıkmadı.
Demek ki…
Önümüzdeki dönem Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ve Babacan bu ittifakla yol yürüyecek. İyi Parti ise ya bunların arasından sıyrılacak ya da yavaş yavaş eriyip gidecek.
***
CHP’li seçmenin büyük bölümü alışık buna. Böyle bir birlikteliği sindirmeleri diğerlerine nazaran daha kolay!
1991’de HEP’lileri SHP listelerinden Meclis’e taşıyan Erdal İnönü’ydü. Bu ittifaka Deniz Baykal sert tepki göstermişti. Daha sonra ipleri eline alıp, SHP zihniyeti ile mücadele etmiş, CHP’yi hastalıktan kurtarmıştı.
Biraz da bu yüzden FETÖ’nün kaset kumpası ile karşılaştı. Baykal’ın gitmesiyle engeller ortadan kalktı.
CHP artık geçmişe dönebilir. Zaten uzun süredir tiyatrolar oynanıyor, seçmene yönelik “alıştırma operasyonları” yapılıyor. Pervin Buldan açıkladı bunu. Bir tiyatro oyununda Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun eşleriyle bir araya gelmelerinin önemli bir adım olduğundan bahsetti.
CHP-HDP kanadında işler planlandığı gibi yürüyor…
Ben asıl Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan kanadında neler yaşanacağını merak ediyorum. Belli ki onlar da aynı ittifaka eklemlenecekler.
Peki bunu nasıl yapacaklar?..
Ne diyecekler yıllarca birlikte yol yürüdükleri insanlara? Bu savrulmayı nasıl izah edecekler?
Gerçekten ciddi bir merak konusu bu!