AFRİN’DE CONİ’YE VE KUKLASINA AF YOK!
Gelişen konjonktürel değişimleri takip ederek ülke olarak mevzi almamız gereken yerlere doğru, hem iç hem dış dengeler adına adımların atıldığına şahit oluyoruz. İç dinamiklerin dış dinamiklerden ayrı düşünülemeyeceğine dair kanaatimiz oldukça net.
Ne zaman ki hücum etseler iç dinamiklerimizden kaynaklanan hatta oradan başlatılan hamlelerin gerçekte dış destekli projeler olduğunu 15 Temmuz’da daha net gördük.
İdlib hamlemizin aslında bölgeyi kontrol altında tutmanın ötesinde coğrafyadaki değişimlerin olduğuna vurgu yapmıştım.
Operasyonumuzun sonraki ayağında gerçekleşecek hamlelerin Afrin’i de içine alan baştan başa kurulmak istenen terör koridorunu bertaraf etmek adına sistematik bir hamleler zinciri olduğu netti.
Bugün geldiğimiz nokta bahsettiğim Afrin gerçeği ile YPG, PKK ve Coni sarmalındaki duruşları, vaziyet alışları minimize edecek daha geniş amaçlı bir operasyonla karşı karşıyayız.
Herşeyin inceden inceye hesap edildiği “şartların oluşmasının” beklendiği ve davranıldığı günlerdeyiz. Reisin tabiriyle her gece gelmeye ahdetmiş bir kararlılık…
Coni’de biliyor ki sınırlarımızın dibinde bir devlet kurmak hayal. Hatta Coni’nin istediği de görünürde bir Kürt devleti kurmak olmadığıdır. Coni taşeronlardan teşkile edilecek bir devlet projesi kendi çıkarına değil, aksine çıkarlarına ters bir projedir.
Coni’nin gerçek amacı bölgede kendi kontrolünde ve kaotik boşlukta kalacak alan üzerinden Ortadoğu’daki güç dengelerini şekillendirmekten ibarettir. Uydu yöneticilerin ihdas edilmesi yerleşik devlet gücünden daha iyi sonuçlar verir. Bu tecrübelerden ders alan Coni’nin silah yığmaktaki amacı devlet kurulması değil bölgeyi Sykes Picot temelinde şekillendirip kontrol altında tutmaktır.
Yani enerji koridorunun idaresini kimseye vermemek, kaptırmamaktır.
Bu hamleler her ne kadar askeri boyutta cereyan ediyor gibi gözükse de toplumsal boyutta bölge ülkeleri başta olmak üzere dünyaya kamuoyunu şekillendirecek aktörler üzerinden daha etkin yaptığı görülüyor.
Afrin’e doğru Türkiye’nin kararlılığını görmesi önlenemez bir durum olduğundan genel menfaatlerinin Türkiye ile paylaşılması algısının akla yatkın olduğundandır. Ankara’nın hedef ve tehdit algısı Coni’nin hedef algısıyla uyuşmasa da geçici olarak tasvip edip desteklemesi de bir taktiktir.
Taşeronları bir diğer taşeron örgüt ile kapıştırma sahnesi geride kaldı. Şimdi hepsini bu düzlemde Ankara üzerine salma vaktidir!
Bakalım bu sahnede yer alacak aktörler kim ve kimler olacak. Ankara’nın Afrin hamlesine sivil halka katliam(!) ve demokratik(!), mazlum(!) yalanlarına, sloganlarına kimler katılacak, bekleyip göreceğiz.
Şu gerçek ki İdlib’te ne işimiz varsa Afrin’de de onun için varız!
Ankara’ya ilk tepki kendi içimizdeki hainlerden gelecek.
Binnur Günay