AK Parti yeniden birinci parti
Kurulduğu günden bu yana birinci parti olan ve 2010’lu yıllarda hâkim parti kimliği kazanan AK Parti, son yerel seçimde ilk kez ikinci parti konumuna düşmüştü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ülke genelinde yerel seçimlerde aldığı oy oranlarını hiçbir zaman genel seçimlerde yansıtamamıştı. Ancak, 2024 Mart yerel seçimde aldığı oylara yakın bir oranı genel seçimlerde de koruyabileceği gözlemlendi. GENAR’ın Türkiye Raporu kapsamında yaptığımız son araştırmada, «Bugün bir genel seçim olsa» sorusuna karşılık, AK Parti %32,9, CHP ise %33,4 oy oranında gözüküyordu. Bu tablo bir ay önce böyleydi. Türkiye Raporu›nda «CHP’de durağanlık, AK Parti’de toparlanma» başlığını kullandık. Bu eğilim, aralık ayında AK Parti’nin yeniden birinci parti olacağına işaret ediyordu.
Türkiye, iç politika gelişmeleriyle dış politik olayların iç içe yaşandığı bir ülkedir. Çoğu zaman dış politikadaki gelişmeler iç politik dengeleri de etkilemektedir. Hükümet Afrin’e yönelik askerî harekât başlattığında toplumsal destek %90’lara ulaşmıştı. İlginç bir şekilde, iki küresel gücün varlığına rağmen Suriye topraklarında askeri operasyon yapma kabiliyeti, millet tarafından büyük bir heyecanla karşılanmıştı.
Ukrayna-Rusya savaşı tüm hızıyla devam ederken, Dolmabahçe’de yapılan barış görüşmelerinde Cumhurbaşkanımızın etkileyici bir konuşma yapması, sahada savaşan iki devlet temsilcileri tarafından ayakta alkışlanmıştı. Türkiye’de ve dünyada bu konuşma olağanüstü derecede takdir topladı. O dönem yaptığımız araştırmalarda, AK Parti’nin oy oranı %3 artış göstermişti. Zaman zaman dünyadaki gelişmelere karşı Türkiye’nin hakkaniyetli tutumu ve Sayın Erdoğan’ın olağanüstü liderlik kapasitesi, iç politikayı kökten etkileyecek sonuçlar üretmektedir.
Bugün Suriye’de ortaya çıkan halk devrimi, tüm dünyada Suriye halkının bir başarısı olarak görülmekle birlikte, bu başarının arkasında Türkiye’nin uyguladığı sığınmacı ve genel anlamda Suriye politikalarının etkisi olduğu inkâr edilemez.
Batı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan ırkçı, ötekileştirici, göçmen ve yabancı düşmanlığına dayanan siyasal yaklaşım zamanla merkez partileri esir aldı. Ülkemizde de benzer partiler kuruldu. Herhangi bir konuda politika geliştiremeyen CHP, zaman zaman bu rüzgârın cazibesine kapıldı. Türkiye’de göçmen karşıtlığı, bütün araştırmalarda herhangi bir siyasi partinin kaldırabileceği düzeyin üzerine çıktı. Bu ağır şartlara rağmen, tam da seçim öncesinde Erdoğan’ın adaletten, hakka-niyetten ve mazlumdan yana tavır koyması, Suriye politi-kasının en etkili sosyal temelini oluştur-muştur.
İran, Esad rejimi ve Rusya, sahadaki meşru unsurlar gibi görünseler de, Suriye halkına işgalci gibi davranarak meşruiyetlerini kaybettiler. Buna karşın, Suriye halkının geleceğini düşünen ve Suriye devletinin toprak bütünlüğü tezinden vazgeçmeyen Türkiye ve muhalifler, süreç içinde Suriye halkının tamamında meşru temsilciler konumuna yükselmiştir. Bu durum, savaştan yorulmuş halk için bir devlet kurma umudu doğurmuş ve tüm dünya bir anda yüzünü Türkiye’ye ve yeni devletin kurucularına çevirmiştir.
Sayın Erdoğan’ın Türkiye ve AK Parti’nin bu gelişmelerden prestij kazanması, CHP ve DEM Partisini rahatsız etmektedir. Aynı zamanda, rotasını şaşırmış, ülke gerçekliğinden kopmuş bazı entelektüeller de bu durumdan hoşnutsuzdur. CHP’nin oy endişesi, DEM’in PKK’nın pozisyon kaybetme korkusu. Üçüncü grubun ise hiçbir olumlu gelişmeyi Erdoğan ve Türkiye’ye yakıştıramayan müstemleke ruhlu bir bakış açısı içinde oldukları gerçeğidir.
Son iki haftada yaptığımız tüm araştırmalarda, AK Parti’nin bazı bölgelerde %2, bazı illerde ise %5 oranında oy artırdığı görülmektedir. Önümüzdeki hafta tamamlanacak olan Türkiye Raporu sonuçlarının da benzer şekilde çıkacağını öngörüyoruz.
Bir ay önceki eğilim, doğal olarak AK Parti’nin yeniden birinci parti olacağını haber veriyordu. Suriye’deki ani gelişmeler ve dünya liderlerinin Suriye ile diplomatik ilişki kurmak için Türkiye’nin kapısını çalması, dünya medyasında Sayın Erdoğan’ın politik başarısına vurgu yapılması, Ukrayna-Rusya barış görüşmelerinde olduğu gibi AK Parti’nin oy artışını tetiklemiştir. Parti için önemli olan, bu yükselme eğrisini sabit tutmak ve korumaktır.