AK Parti yerel hizmetleri ile CHP reklamcılığı yarışıyor

Okuduğunuz Yazı
AK Parti yerel hizmetleri ile CHP reklamcılığı yarışıyor

İçerik

Muhalefetin dağınıklığından dolayı yerel seçimlere kısa bir zaman kaldığı halde seçim havası oluşmadı. Seçim gününe bir hafta, on gün kala mitingler üzerinden kısa dönemli bir polemik iklimi oluşur. Muhtemeldir ki önceki seçimlere benzer bir atmosfer oluşmadan seçim bitmiş olacak.

Seçimler yaklaşırken seçime hangi atmosferde girildiği önemli. Bir önceki yerel seçimde Millet İttifakı büyük bir motivasyona sahipti. Üç büyük muhalefet partisi CHP, İYİ Parti ve HDP (DEM Parti) 2019 yerel seçimlerini kazanıp daha sonra Erdoğan’ı yeneceklerdi. Bu büyük rüya gerçekleşmedi. Yerel seçimde başarılı oldular fakat partilerin uygulamış olduğu siyasi kargaşa ve uyumsuzluk genel seçim başarısını ortaya çıkarmadı.

AK Parti, 2019 seçimlerine giderken yerelde de iktidar koltuğundaydı. Muhalefet için iktidar partisinden belediye almak gibi bir motivasyon önemlidir. Şimdi tam tersi bir durum söz konusu. AK Parti muhalefetten belediyeleri geri almak için politika geliştiriyor.

CHP kurultayından sonra kafa karışıklığı devam ediyor. Siyaset söylemi daha çok genel başkan söylemidir. Bir partinin kendi aktörleri de rakipleri de genel başkanın siyasetini takip eder. Kurultay, CHP’deki liderlik sorununu çözmedi. İmamoğlu, Özel ve Kılıçdaroğlu üç başkan görüntüsü veriyor. Kurultay öncesi bir kanaat serdetmiştim “CHP’de kurultaylar serisi başladı” diye. Muhtemeldir ki seçimden sonra bir kurultay, sonrasında bir kurultay daha devam eder. Su yatağını buluncaya kadar bu süreç tekrarlanır.

Seçim yenilgisinden sonra Millet İttifakı partilerinin kimlik arayışları devam ediyor. İlk bakışta kimlik arayışında sorun İYİ Parti’de gibi gözükse de Millet İttifakı’nın bütün partilerİ büyük sarsıntı yaşadı. Her biri kendi iç sorunları ile uğraşmaya devam ediyor. Kokusu dışarıya en az çıkan DEM Parti’de vesayetin Kandil, Avrupa PKK’sı ya da YPG’de mi olduğundan tutun da CHP ile yapılan ittifak nedeniyle YSP’nin oy kaybına kadar birçok konu derinlemesine tartışılıyor. Demirtaş’ın parti üzerinde etkisinin oluşmaması için özel bir çaba söz konusu. Bütün bunların yanı sıra CHP ile yürütülen müzakerelerin sancısı geçmiş değil.

Türkiye genelinde bütün illerde, ilçelerde ve beldelerde seçimler var. Seçim tartışması birkaç büyükşehir ve İstanbul tartışmasından ibaret kalacak.

Seçim tartışmasını İstanbul özelinde ele alacak olursak İstanbul seçiminde AK Parti ve CHP’nin öne çıkan yönleri var. Her iki partinin de olağanüstü derecede başarılı olduğu alanlar var. Geçtiğimiz yıllarda “Türkiye’de hizmeti AK Parti yapacak ve aynı hizmetin reklamını, iletişimini CHP yapacak. AK Parti 100 yıl iktidarda kalır” anlamında bir paylaşımda bulun-muştum.

AK Parti 25 yıl boyunca İstanbul ele alıp önce yönetilemez olan şehri yönetilebilir, kontrol edilebilir hale getirdi. Sonra adım adım sorunlarını çözdü. Devamında İstanbul belediyesinin başarılı fen işleri uygulamaları dünyada örnek alınmaya başlandı. İstanbul’un ulaşımı, su temini, sağlıklı konut inşasından planlamaya kadar bir çok alanda dünyadaki metropol ölçekli kentler seviyesinde bir yönetim başarısı ortaya koydu. İstanbul’da bu olağanüstü hizmet, memnuiyet başarısından sonra partinin siyaset üretimi ve sosyolojiyi ihmal etmesi ve 2019 seçimlerindeki kafa karışıklığından dolayı İstanbul’u CHP kazandı.

CHP, İstanbul seçimlerini kazındıktan sonra AK Parti’nin İstanbul’u kaybetmesini kötü hizmete bağlamış olacak ki her bir iş ve işlemin kötü olduğu teziyle işe koyuldular. Süreç içerisinde hangi iş kalemine hangi kuruma bakıyorlarsa olağanüstü bir kurumsallık ve başarı ile karşılaşıyorlar. Bu tutum İmamoğlu’nu şöyle bir kanaate sevk ediyor: ‘Kadir Topbaş ileriye dönük beş yıllık hizmeti de tamamlamış ben yatırımlarla uğraşmak yerine siyaset zemini oluşturacak işlere odaklanacağım.’

İmamoğlu, İstanbul’un gündemine girmeden beş yıl İstanbul’u yönetti. Daha çok ‘engelleniyorum’ tezini ileri sürdü. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, kurultaylar derken seçim gelip çattı. İstanbul’da yapmış olduğumuz araştırmalarda İBB ve Başkanın başarısı yüzde 50’nin altında gözüküyor.

Murat Kurum başkan adayı olarak rasyonel bir şekilde İstanbul’un sorunlarına odaklandı ve adım adım hangi sorunu nasıl çözeceğine dair ikna edici bir kampanya süreci yürütüyor.

İmamoğlu, ayırdığı milyar dolarlık reklam bütçesiyle hizmete karşı reklam kartını öne sürdü. Seçimlerde genellikle hizmet ve vizyon yarışı olur. Bu seçimde AK Parti’nin hizmet sunma kampanyasına karşın CHP’nin reklam üzerinden siyaset yapma tarzı yarışacak.

İstanbul her 24 saatte binlerce kalemde icraat yapılarak ayakta kalacak bir şehir. Bugüne kadar kentin güçlü altyapısından dolayı bu noksanlık hissedilmedi. Birkaç yıl daha bu hal devam ederse İstanbul ikinci İzmir olur.

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
İhsan Aktaş