AK Parti’nin ikinci 20 yılında iktidar partisi değişimi, muhalefet partileri statükoyu temsil ediyor

Okuduğunuz Yazı
AK Parti’nin ikinci 20 yılında iktidar partisi değişimi, muhalefet partileri statükoyu temsil ediyor

İçerik

AK Parti iktidara geldiğinde, Türkiye’de çok önemli, vizyoner ve nitelikli bir parti olarak ortaya çıktı. Türkiye’de siyaset derin bir bunalım yaşıyordu. Bir yönüyle ülke genelinde bir fetret havası vardı. Ekonomi çökmüştü.

AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde bir siyasi partinin ya da hükümetin kendi gönlüne göre çalışma imkanı yoktu. Çünkü 28 Şubat sürecinde devlete el koyan ordu mekanizması, bir yönüyle siyaseti yönetmeye devam ediyordu.

AK Parti hükümetinin önünde onlarca problem vardı. Öncelikli olarak, ekonomi iflasın eşiğindeydi ve halka güven vererek ekonominin iyileştirilmesi gerekiyordu. Demokratikleşmeyle ilgili halledilmesi gereken onlarca problem vardı. Her zaman olduğu gibi, askeri ve bürokratik vesayet de siyaseti geçici olarak görüyorlardı. Yani bugün işe başladılar, yarın çekip gidecekler modundaydılar.

AK Parti adım adım, halkın problemlerini çözdükçe güven kazandı ve her bir adımda, her bir seçimde oyunu artırarak %34’ten %50’lere kadar tırmandırmayı başardı. Öncelikler konusunda da, belki de yalnızca Türkiye’de değil, dünya tarihinde örnek olacak bir tutum sergiledi. Hükümet, ekonomik öncelikleri, demokratik öncelikleri, vatandaşın sıkıntılarını, yatırım önceliklerini bir bir sıralamayı başladı. Ve bu öncelikleri doğru sıraladığı için de çok başarılı oldu. Mesela ekonomik sorunları çözmeden, halkın güvenini kazanmadan, demokratik çözümlere yönelmedi.

Günü geldiğinde de, 1960 ihtilalinden bugünlere kadar yaşayan vesayeti alt etmeyi başardı.

AK Parti vesayetle mücadelesini daha bitirmeden, Türkiye menfaatlerini Batılı devletlerin menfaatlerine göre öncelediği için, bir yönüyle de Batılılarla karşı karşıya geldi. 200 yıldır dünyadaki bütün devletleri keyfine göre yönetmeye çalışan ABD ve Avrupa Birliği’nin güçlü devletleri, Türkiye’nin bu yükselişinden çok da memnun olmadılar.

AK Parti iktidarda olduğu sürece siyaseten yönetilebilen demokratik bir ülke haline gelen Türkiye, bu zaman zarfında tüm altyapı yatırımlarını tamamlayarak, altyapıda dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine yükseldi. Ulaşım, sağlık, eğitim, enerji, tarım, lojistik gibi yatırım kalemlerinde 20 yılda on binlerce icraat ve proje gerçekleştirdi.

Kurulduğu günden bugüne kadar, adım adım tam bağımsızlık yolunda ilerlemeye çalışan Türkiye, AK Parti yönetiminde tam bağımsızlık yolunda önemli adımlar attı. Bugün, Erdoğan Türkiye’si küresel bir etki üretbilen bölgesel bir güç haline gelmiştir. Bunda hiç şüphesiz savunma sanayiindeki devrim niteliğindeki atılımın etkisi çok büyüktür.

AK Parti, siyasetin, toplumun, küresel ilişkilerin pozisyonuna göre kendini yeniledi ve sürekli yenilenmiş olarak halkın karşısına çıktı.

Bir önceki yerel seçimde muhalefet partileri görece bir başarı elde etmişti ve bu başarıyı iktidara taşımak için olağanüstü bir motivasyon kazanmışlardı. Dört yıl neredeyse her hafta seçim gecesi gibi geçti ve muhalefet baskın bir dil kullandı. 2023 seçimleri kazanıldıktan sonra bugün, AK Parti ikinci 20 yılını planlayarak yeni bir programa hazırlanıyor. Vak’a şu ki, AK Parti yine değişimi temsil ediyor, yine değişme dair emareler var. Hep ileriye giden, hep değişen, yenilenen ve dinamizmini koruyan, vizyoner bir parti olma yolunda çabalarını sürdürmeye devam ediyor.

AK Parti’nin siyaset tarzı dünyada artık hakim parti olarak ün aldı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, sadece Türkiye sınırları içerisinde değil, artık dünyada konuşulan, adından söz ettiren, dengeli, vizyonlu, diplomasiyi küresel ilişkilerde adeta satranç oynar gibi kullanan bir Genel Başkan ortaya çıktı.

AK Parti ile alakalı çok şey söylenebilir ama kanaatimce AK Parti’nin en büyük özelliği reformcu, devrimci ve yenilikçi karakterini hiç kaybetmemiş olmasıdır. Bu da onun sürekli gelişmesinin altyapısını oluşturmaktadır.

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
İhsan Aktaş