Ak Parti’nin oyları neden arttı?
Rakam vermeyeceğim ancak Ak Parti’nin ve MHP’nin oylarında artış görülüyor. Devlet Bahçeli’nin “çıkarsız” şekilde “devletin bekâsı için Erdoğan” şiarından geri adım atmaması MHP tabanında “sürdürülebilir siyaset” etkisi yaparak tabanı konsolide ediyor. Başkan Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı’ya “rol model” olduğu açık! Fransa’nın beceremediğini Türkiye’nin Başkan’ı çözüyor!
Neredeyse her hafta gelen “zamlara” rağmen Türkiye vatandaşları bu mevzunun çözümünün de yine mevcut iktidarda olduğunu söylüyor.
“ANKARA ESNAFI NE DİYOR?”
Ankara’nın nabzını en iyi “Şentepe esnafı” tutar. Demetevler’de şöyle bir gezin; seçimden önce yaptıkları öngörüler tutuyor. Bir esnaf abinin dükkânına girdim. CHP’ye oy veriyor. 2023’te milletvekili adayı olarak yine CHP’nin adayına oy vereceğini söylüyor, ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Aday belli değil, çok geç kaldılar, gerekirse boş atarım” diyor. “Kurulan masalar” rahatsız ediyor. Ak Parti’ye oy verdiğini bildiğim başka bir esnaf ise; “Ekonomik açıdan kardeşim zorlanıyoruz. Bazen Ak Parti’den başka nereye oy verelim diye bakıyoruz. Bu muhabbetin sonunda herkes aynı cümleyi kuruyor ve ‘Yaparsa yine Erdoğan yapar’ deyip onu takip ediyoruz” diyor.
“SEÇİMDEN ÖNCE ERDOĞAN GİBİ,
SONRA MANUKYAN GİBİ”
Seçimlerden önce Recep Tayyip Erdoğan’ı “taklit” eden bazı yerel ve genel siyasetçiler, seçimlerden sonra Manukyan gibi oluyorlar. “Alacak-satacak” adam arıyorlar. Taklitleri kenara bırakırsak muhalefet arenasında Başkan Erdoğan’a alternatif “siyasi lider” var mı? Bunun cevabını CHP ve İyi Parti veremedi.
Başkan Erdoğan’ın tüm yol haritası meydanda; ancak rakipleri henüz yol haritası oluşturamadı. Ben bunu söyleyince; “Ak Parti’yi savunuyorsun” diyorlar. Söylediğim yanlışsa ve insanları yanıltıyorsam tamam; ama söylediklerimin doğruluğunu en iyi bilenler muhalefet yöneticileri; onlarla görüştüğümde; “Bizim yol haritamız belli değil” diyorlar. Ben de isim vermeden onların tespitlerini paylaşıyorum. Varsa “yol haritaları” söylesinler, yazalım!
“KULİS”
İyi Parti artık HDP denkleminin olgunlaşma vaktinin geldiğine karar verdi. Millet İttifakı’nın paydaşları seçime az vakit kala “Ortak Cumhurbaşkanı Adayı” ile girmenin hazırlığını yapıyorlar. İyi Parti kendini buna göre dizayn ediyor. Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’nun yönetimden by-pass edilmesi İyi Parti’nin selameti için değil; HDP’nin ittifaka resmen dâhil olmadan destek vermesi için yapılmış “rahatlatma” hareketi! Yavuz Bey mükemmel siyasetçi mi? Partisi ne ise Yavuz Bey de o; ancak Yavuz Bey’i kendi arkadaşları yedi!
“İTTİFAK KENDİ EVLATLARINI YİYOR”
Bana, “Ağıralioğlu neden görevden alındı?” diye soruyorlar. Araştırdım, sordum, çıt yok, herkes susuyor. Hatta daha Yavuz Bey’in kendisi niçin görevden alındığını bilmiyor. İstişare etmemişler, “âni kararla” Yavuz Bey’i yönetimden çıkarmışlar.
Peki, siz daha muhalefet partisi iken görevden aldığınız adamlarınızın “Niçin görevden alındığını” söyleme zahmetine girmiyorsunuz da sıra iktidara gelince; “Şu müdür yardımcısı neden değişti?” diye soruyorsunuz. Ağıralioğlu belki partisinin kuruluş felsefesine yakışıyordu ama mevcut İyi Parti yönetiminde yeri yok; çünkü “yeni yapı” artık yeni kurbanlar istiyor. Suskunluğun sebebi bu!
Millet İttifakı an itibariyle sadece CHP ve İyi Parti’den oluşuyor. Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti’nin ittifakta olup olmayacağı “kesinlik” kazanmadı, genel başkanlar toplanıyor ama seçime nasıl girecekleri hâlâ muamma? Abdullah Gül bile bu kadar “muğlak” değildi. Seçime kendi listeleriyle mi ortak listeyle mi girecekler? Belli değil! Cumhurbaşkanı adaylarını her parti kendi mi ilan edecek yoksa ortak adayla mı girecekler? Netlik yok! Hiçbir şey belli değil ama hep beraber ülkeyi yönetecekler.
“YURTTA SULH, CİHANDA SULH”
“Yurtta barış dünyada barış” diyenler hep darbe yaptılar. Bu söz ilk defa ideolojik bağlamından ayrı olarak üst düzeyde uygulanıyor. Türkiye savunma sanayisini geliştirmeseydi, ilgi ve etki alanını genişletmeseydi Rusya-Ukrayna görüşmeleri İstanbul’da yapılmazdı.
Güçlüyseniz “odak ülke” olursunuz. “Yurtta barışı” sağlayan ve ülkesini güçlendiren Başkan Erdoğan artık “dünyada barış” sağlama kimliğini de kartvizitine çoktan yazdırdı!
“EKONOMİ VE ALIM GÜCÜ”
Vatandaşın alım gücü geçen seneyle kıyaslandığında düştü. 340 dolara tekabül eden asgari ücret şimdilerde 290 dolara denk düşüyor. 50 dolarlık fark var; zamanla kapanabilir ve eski alım gücüne ulaşılabilir. Ancak fahiş fiyatları halletmek gerekiyor. Bunun için “denetimleri artırmak” şart! Serbest piyasa demek “önüne gelenin fiyat artırdığı sistem” olmasa gerek! KDV indirimlerinin kısa vadede vatandaşları “heyecanlandırmadığını” söylemem gerekiyor.
“RAMAZAN”
Allah, tutulan oruçları kabul eylesin!
Kitabımız Kur’an, menzilimiz Kızılelma, önderimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’dır