Akşener’den itiraf: Erdoğan insan üstü güçle çalışıyor
Bu hafta Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Nurdağı, Hatay, Defne ve İskenderun’daydım.
İletişim Başkanlığı’nın desteği ve Anadolu Yayıncılar Derneği’nin organizasyonuyla bölgedeydik. Son bir haftada 120 gazeteci “hep beraber” bölgede depremzedelerle bire bir konuştuk, taleplerini dinledik.
Çalışmalarıyla ve kurduğu sistemle Türkiye’ye yepyeni iletişim teknikleri kazandıran ve bunu kurumsallaştıran Prof. Dr. Fahrettin Altun hocamıza sonsuz teşekkürler ediyorum.
İletişim Başkan Yardımcısı Çağatay Özdemir‘e de biz basın mensuplarını ve bölgedeki vatandaşlarımızı yalnız bırakmadığı için teşekkür ediyorum.
Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Gaziantep Valisi Davut Gül ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’den, Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’dan doğrudan bilgiler aldık.
Devlet millet el ele, omuz omuza daha da güçlenerek ayağa kalkacağız.
Depremzedelerin çadır eksiği yok, ancak hepsi konteynerlere geçmek istiyor. Çok kısa zaman içinde çoğu konteynere geçmiş olacak. Gıda ve yakacak problemi yok… Bunları yazınca “tamamen problemsiz” demek istemiyorum. Çadırda kalmak bile zaten başlı başına problem; lakin asrın felaketi karşısında bunlar acil önlemlerdir. Evinde yemek hazırlamak varken aşevinden yemek almak “çok mükemmel” denilecek bir şey değil! Fakat evleri yıkılmış insanlar için bunlar elzemdir, acildir. Devletimizi Rabbim daima güçlü eylesin…
Depremden en çok etkilenen illerin başında Hatay geliyor. İlde çadırsız kalan yahut gıda, yiyecek sıkıntısı olan yok… Çadır kenti de sokakları da gezdim. Ancak insanlar çadırlarda doğal olarak daha az kişiyle kalmak istiyorlar ve çadır talepleri var. Bu, “Çadır yok” anlamına gelmiyor.
“Enkaz altında yakınım vefat etti, hâlâ bekliyor” diyen yok; enkaz kaldırma, kurtarma hızı diğer şehirlerle paralel yürümüş, yürüyor. Enkazlar üç ay içinde büyük oranda kalkmış olacak.
Hatay’da 14 vali görev yapıyor. Şehirde siyaset konuşulmuyor; ancak birilerinin bahsettiği gibi İstanbul ve Ankara Belediyeleri burada yok!
Deprem bölgelerinde vatandaşlar; “Cumhurbaşkanı Erdoğan evlerimizi yapıp teslim edecek, hiç şüphemiz yok” diyorlar.
Herkes mi öyle diyor?
“Yapamaz” diyen bir kişiyi bile görmedim. Çadırları tek başıma gezdim, orada yaşayanlarla baş başa ve rahat görüştüm. Yüzlerce aileyle çadır ve konteyner içerisinde sohbet ettim.
Muhalefet sahada mı? Yoklar, yoklar, yoklar…!
Ben durumu anlatmakla mükellefim!
Gelelim şimdi siyasete!
Hani şu muhalefetin, “İlle de seçim” dediği siyasete!
Hani şu muhalefetin kendi kendine kriz çıkarıp deprem bölgesini unutturma noktasına getiren siyasete!
Meral Akşener geçtiğimiz günlerde tv100’de konuşarak; “Partili cumhurbaşkanlığı meselesinin yaptığı yanlışlıklar bir insanın bir haftada 36 bin imza atmak zorunda olması ne demek? Aldığım bilgiye göre öyle. Yetkilerin devredilmesi gerekirken bir kişi de toplanması insan haklarına aykırı. Bir insanın böyle bir iş yapabilmesi imkânsız” dedi.
Aslında Meral Akşener bir itirafta bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “insan üstü bir gayretle” çalıştığını kendisi de deklare ediyor.
Erdoğan’ın “imkânsız” gibi görülen birçok işi azim ve kararlılıkla hayata geçirdiğini herkes biliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çalışma döneminin çoğu günlerinde günlük birkaç saat uykuyla çalışıyor.
Niye?
Daha fazla yatması yasak mı?
Deprem bölgesine defalarca gidip her yeri dolaşmaz da şöyle birkaç yere gidip dönemez mi?
Kendisine yedi yardımcı atayıp tüm devlet işlerini onlara havale edemez mi?
Niye etmiyor?
Çünkü sorumlu, çünkü kendisini bu millete hizmet etmekle yükümlü görüyor!
Çünkü varlığını bırakmış, özel hayatını feda etmiş, her şeyi “millete hizmet” olmuş!
Ben yine gördüğümü ve şahit olduğumu yazıyorum.
Hepimiz yazdıklarımızdan ve yazmadıklarımızdan sorumluyuz!
2051’in planını yapmış olan Erdoğan’a karşı daha ne plan yaptıklarını birbirlerinin bile bilmediği bir muhalefet…!
Öyle bir seçim havası estirdiler ki sanki 11 şehirde deprem olmamış gibi…!
Sessiz bir çoğunluk sabırla sandığı bekliyor!
14 Mayıs 2023’e kadar yukarı yönlü bir ivme olacak; kimden yana?
Deprem bölgelerinde yaşayan vatandaşlar Erdoğan’a güveniyor.
Türkiye geneli duruma baktığımızda da 21 yıllık iktidara rağmen “yıpranan tarafın” muhalefet olduğunu görüyoruz.
Cumhur ve Millet İttifakı’nın an itibariyle “eşit oya sahip olduğu” vurgulanıyor.
Önümüzdeki süreçte Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyleyecek pek de “yeni sözü” kalmadı gibi!
Herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne söyleyeceğine bakıyor.
Erdoğan ise hedeflerinden milim sapmıyor!
Öncelikle ve her şeyiyle deprem bölgesini ayağa kaldırmanın planlarını yapıyor.
TOGG, yerli savunma, Karadeniz gazı, EYT kanunu ve şayet sayarsak bu yazının hacmini aşacak faaliyetleri sekteye uğratmadan hayata geçiriyor.
Sayın Akşener’in dediği gibi bunlar “Bir insanın böyle bir iş yapabilmesi imkânsız” dedirtecek şeyler!
Hülâsa; Recep Tayyip Erdoğan’ın millete söyleyeceği daha çok söz var.
SON SÖZ: Bu yazıyı bir enkazın kenarında yazdım. Burada insanlar devletine güveniyor. Ruhu enkaza dönmüş ve amacı “insan” olmayanları böyle büyük bir imtihanda hep beraber görüyoruz.