Alo Amerikalı

Okuduğunuz Yazı
Alo Amerikalı

İçerik

ABD liderliğindeki koalisyon güçleri, Suriye’nin Rakka kentinde hava saldırıları nedeniyle hayatını kaybeden sivillerin sayısını kendisi açıkladı. “Biz öyle çok sivil öldürmedik” dedi.

“Sadece ve sadece 800 kişicik” diye ekledi. Bağımsız bir kuruluş olan Airwars ise “Saldırılarda yaşamını yitiren sivillerin sayısı 5900’ü buluyor” açıklaması yaptı. Son olarak da Uluslararası Af Örgütü önceki gün, Rakka’da koalisyon güçleri tarafından uluslararası hukukun çiğnendiğini ve sivil katliamının açıklananlardan çok daha fazla olduğunu dünyaya ilan etti. Peki ne oldu?… Hiiç… Kılını kıpırdatan çıkmadı.

Koalisyon güçlerini kimse “Katil” diye suçlamadı. Dünya ayağa kalkmadı.
Hayat aynen devam ediyor… Hesap soran yok. Bunlara “Hoop” diyen asla çıkmaz. İşte dünyada böylesine acımasız bir düzen var. Bu acımasız düzenin amiral gemisi de Amerika… Yanındaki sandallar da Avrupa ülkelerine ait.

Yıllarca dünyayı oluk oluk kan akıtarak ve de sömürerek, kendi halklarının refah içinde yaşamasını sağlıyorlar. Ardından da “İnsan hakları” dersi veriyorlar.
Avrupa’ya sandal derken bunu boşuna söylemedik. Mesela Almanya, ikinci dünya savaşındaki mağlubiyetten sonra tamamen Amerika’nın kontrolüne geçmiş zavallı bir ülkedir. Bakmayın siz onların seçimlerde Erdoğan’a miting yasağı koyup efelenmelerine ve diğer partilere sonuna kadar kapıları açmalarına…

CIA’nın merkezi aslında Almanya’dadır.
Amerika üsleri ve binlerce askeri ile Almanya’yı işgal edip sandala çevirmiştir.
İşte o Amerika’nın Berlin Büyükelçisi Richard Grenell’in gitti bir röportaj verdi. Avrupa’da sağcı politikacıları güçlendirmeyi kendisine görev edindiğini açıkladı…

Ve Avrupa’da aşırı sağ hızla yükseliyor. Yani ABD elçisi “İşimi iyi yapıyorum” demeye getiriyor. Richard Grenell ve Almanya’yı bütçesinde savunma harcamalarına yeterince pay ayırmamakla suçladı. “Yahu bunların yüzen bir tek denizaltıları bile yok” dedi. Bir Amerikan elçisi Almanlara fırça atıyor iyi mi… Alman partileri de ayağa kalkıyor, “Kim bu Amerikan elçisi? Kendisini ne sanıyor?” diye bağırıyorlar. Bu öfkenin finalinde ise “Ne o biz sömürge ülkesi miyiz?” diye nara atarak aslında baklayı ağızlarından kaçırıyorlar. Evet Almanya bir Amerikan sömürgesidir. İliklerine kadar tamamen Washington tarafından kurulan sistemle yönetilmektedir. Bir Amerikan elçisi bile o ülkede çıkıp hiç utanmadan ve çekinmeden “Avrupa’da sağcı politikacıları güçlendirmeyi kendime görev edindim” diye pervasızca konuşabilecek kadar sömürgedir hem de. Bakın adam sadece Almanya’da demiyor…

Tüm Avrupa’da sağcı politikacıları güçlendirmekle görevli olduğunu söylüyor. Dedik ya Almanya bunların merkezi… Berlin’den tüm Avrupa’ya operasyon çekiyorlar.

Sonra da bunu geğirerek açıklıyorlar. İşte bu güç, İtalya’dan alacakları sebebiyle batmakta olan Alman Deutche Bank’ın iflas etmemesi için İtalya’da gizli darbe yapıp Coterelli’yi Başbakanlığa getirdi.
Bu işe Coterelli bile şaşırdı… Peki kim bu Coterelli…

2003’ten önce IMF’in Türkiye’ye atadığı sömürge valisi olarak atadığı bir memuru… Bizim bakanlıkların koridorlarında gezip, bir gecede yasalar çıkaracak kudrete eriştirilen kişi. Şimdi İtalyanlar kemer sıkıp borç ödeyecek, Alman Deutsche Bank kurtarılacak. İşte “Avrupa’dakendimize yakın hissettiğimiz partileri güçlendiriyoruz” diyen bu Amerikalılar bizim bazı siyasi partilerimizle de bugünler de bir hayli içli dışlı…

Hatta bizde ekranlara çıkıp “Beni Amerikalılar aradı” diye hava atarak söze başlayan parti liderlerimiz bile var.
Erdoğan aleyhine hem de seçim öncesi bilgi verecek kadar da bu memlekete güya sevdalanmış bir Amerikalı devamlı bizden birilerine “Alo” diyor iyi mi?..

E Amerikalılar arayacak, soracak, kovalayacak… Ne diyor Amerika’nın Berlin elçisi Richard… “Kusura bakmayın… Bu benim görevim” diyor. “Ben istediğim partiyigüçlendiririm” diye de ekliyor. Acaba Amerikalı Richardlar, bir başka ülkede bir başka partiyi güçlendirmek için neden kendini yırtıyor? Bizim asıl bu soruya cevap bulmamız gerekiyor. Yoksa kimler kimleri aramış önemli değil… 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Bekir HAZAR