ANADOLU’YU KUŞATMANIN UKRAYNA AYAĞINA DİKKAT!

Okuduğunuz Yazı
ANADOLU’YU KUŞATMANIN UKRAYNA AYAĞINA DİKKAT!

İçerik

Rusya-Ukrayna krizine dair gelişmeler yaşanıyor. Bu savaşı nasıl ve nereden okumalı diye sorguladığımızda karşımıza küresel emperyal güçlerin yeni dünya düzeninin güncellenmesi adına test uygulamaları yaptığına şahit oluyoruz.
Başlatılan savaşa da bu nazar itibariyle bakılması sağlıklı tahliller yapmamızı kolaylaştıracaktır.
Öncelikle enformatik ve hibrit savaş tekniklerinin bir arada uygulandığı bir tablo ile karşı karşıyayız.
Bununla eş zamanlı olarak Soroscu etki ajanlarının her iki kutup noktasındaki kontrollü hamlelerini tek tek gözlemliyoruz.
Bu meseleyi salt Rusya, ABD, AB ve Ukrayna üzerinden okumamak gerekiyor.
Gerçekte bütün denklemlerin ve projelerin ana hedefini Anadolu eksenli dünyaya yayılan direniş hattının kuşatılması ve direnişin bastırılması olarak görmek bize doğru bir bakış açısı tesis edecektir.
Şöyle ki ABD kılığında karşımıza çıkarılan emperyalizmin Siyonist omurgada başta Suriye olmak üzere Doğu Akdeniz, Adalar Denizi ve Trakya üzerinden Anadolu’yu kuşatmasının bitirici hamlesi olarak Ukrayna’yı görmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Bir diğer taraftan Kafkaslarda alan daraltmanın adımları atılırken, bizim de boş durmadığımız aşikar değil mi?
Kuşatmayı yarmak için Ankara’nın stratejik hamleleri atma zamanının geldiğini düşünüyorum. Bunu başta İdlib bölgesi olmak üzere Suriye koridorunda hayata geçirmek için fırsatlar sunacağı görülüyor.
İşte bu tez üzerinden hareket edeceğimizi bilen küresel emperyal güçlerin basamak olarak gördüğü Ukrayna platformunun ardından neleri hedeflediği ortaya çıkacaktır.
Kuşkusuz Rusya’nın da küresel emperyalizmin önceki aktörlerinden biri olduğunu yakinen biliyoruz.
Rusya’ya diz çöktürme operasyonu olarak sahneye konan kanlı tiyatronun final sahnesinin Anadolu’da tamamlanacağı çok aşikar oldu.
Oyunun perde arkasında hangi aktörlerin olduğunu çok iyi biliyoruz.
Dikkat ederseniz Başkan Erdoğan her iki savaşan aktörlere dönük temkinli dururken Montrö Antlaşması’na dair kararımızı deklare etmesi stratejik bir kararlılık vurgusu taşımaktadır.
Hükümet kanadından yapılan beyanatta “Montrö Antlaşması’nın objektif hükümleri uygulanacaktır” denmesi oldukça dikkat çekici.
Oyunun büyük bir kumpas denklemi olduğu NATO Genel Sekreterinin yaptığı açıklamada çok net okunuyor. “Demokrasi otokrasiyi yetecektir” ifadesinin alt satırında küresel emperyal güçlerin kurmay aklı Siyonizmin hedef olarak kimi seçtiği ve asıl hedeflerinin ne olduğunun şifrelerini veriyor.
Rusya-Ukrayna savaşının bize dair yansımalarını Kanal İstanbul, Montröcü generaller ve bağımlılık tezi üzerinden hareketlendiren içimizdeki işbirlikçi soroscuların aslında Atlantik bağlantılı reel ayakları üzerinden daha net görmemizi sağlayacaktır.
Son olarak dikkat çekici bir detay karşımızdaki projenin hangi ayaklar üzerinde durduğunu ve nereye hareket ettirileceğine dair net işarettir.
Ukrayna topraklarında bulunan vatandaşlarımıza dönük Türk Dışişleri ibaresi kullanılarak “acilen Ukrayna ordusuna katılım” mesajlarının gönderildiği tespit edilmiş. Bunun anlamı oyunu Anadolu’ya yönlendirmektir.
Devletimiz bize gösterilen tablo üzerinden değil, Milli Güvenlik temelli adımlar atıp, kararlar almıştır ve alacaktır. Etrafımızdaki bütün gelişmelerin düğüm ve bitiş noktasının Anadolu olduğunu unutmamak gerekiyor.
Rusya’nın bu ülkeye, devletimize, milletimize gerçek manada dost olmadığını çok iyi biliyoruz.
Türk kimliğine dönük düşmanca bakış açısına dair devletimizin derin bir birikimi olduğu aşikar. Reel politik sürece binaen devletimizin çıkarlarımıza uygun düşen hamleler yaptığını iyi kavramak lazım.
Ukrayna devlet başkanının açıkçası iki tarafa çalışan Siyonist bir provokatör olduğuna inanıyorum.
Bu süreçte Soroscu etki ajanları ve 5. Kol faaliyetinde aktif hareket eden unsurlara özellikle dikkat edelim.

Binnur Günay

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Binnur Günay