Artık susun, milleti daha fazla zorlamayın

Okuduğunuz Yazı
Artık susun, milleti daha fazla zorlamayın

İçerik

En zaruri ihtiyacımız iç barıştır.

Türkiye üzerinde hesapları olan emperyalistlerin en çok korktuğu şey de budur. Bu yüzden, özellikle 2. Abdülhamid Han’dan bu yana zaman ve zemine göre farklı argümanlar kullanarak birlik ve beraberliğimizi engelliyorlar.

Görüntüde herkes birlik ve beraberlik istiyor; ama ne yazık ki en çok da bu konu istismar ediliyor.

Seçim öncesinde CHP ve yandaşlarının en güçlü seçim vaadi “iç barış” idi, “herkesle kucaklaşacaklarını” söylediler.

Geçen pazar Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde saldırı oldu.

Tabii ki tasvip edilemezdi. Nitekim medya ve AK Parti başta olmak üzere herkes net bir duruş sergiledi. Kimse “Yumruk terapisi” başlığı atma seviyesizliğinde bulunmadı.

Fakat CHP ve mankurt medyası bu saldırıya öyle abandı ki…

Kendilerinden olmayan herkesi o yumruğun peşine takan bu tavır, seçim öncesindeki söylemlerinin çok çirkin bir samimiyetsizlik ve istismar olduğunu gösteriyor.

 

“Planlı” ise şüpheli CHP’dir
Utanma duygusu olmayanlar, başkalarına her türlü haksızlığı doğal hak görür.

Sayın Bekir Bozdağ saldırıya uğradığında bırakın kınamayı, Kılıçdaroğlu bıyık altından gülmüş, kimi CHP’liler ise işi saldırganı teselli etmeye kadar götürmüştü.

Saldırı onlara yönelik olunca, rakipleri; kendilerinin gösteremediği tavrı göstermiş olmasını takdir etmeleri gerekirken, herkesi “saldırgan” ilan edip yargısız infaz yapıyorlar.

Soruşturma verileri “Organize bir eylem değil, anlık öfke” derken, Kemal bey ilk andan itibaren “Planlı” olduğuna karar vermiş ve öyle devam etmektedir.

Madem bu kadar emin, kimin planladığını da söylese bari.

“Planlı” ise bence tek şüpheli de CHP’dir.

Bu saldırı üzerine bina edilmeye çalışılan “Yumruk siyaseti” çabalarına bakılırsa başka bir ihtimal akla gelmiyor.

“Yok, ortalığı karıştırmak için tezgâhlandı” diye inanıyorsanız, o “karıştırıcılar”a neden bu kadar prim veriyorsunuz?

Hem “Bana yapılan saldırı Türkiye’nin bütünlüğüne yapılmıştır” diyeceksiniz, hem de onu gram gram istismar edeceksiniz. Üstüne de, “Bu linç girişimi affedilir gibi değil ama sağduyulu olmak zorundayız” gibi laflarla bu istismarın üzerini kapatıp “erdemli” görüntüsü vereceksiniz.

Ben böyle bir “matruşka tipi istismarı” bir FETÖ’de gördüm, bir de Kılıçdaroğlunda…

 

Aynaya bakın
İstismarı meslek edinen samimiyetsiz insanların işi çok zordur. İstismarlarının çelişmemesi için çok dikkat etmeleri gerekir.

Fırat Kalkanı Harekatı’nı yürüten askerlerimizin ailelerine, “Sizin çocuklarınız orada neden ölsün ki, Suriye’de ne işimiz var” diyerek, istismarın dibini bulan Kılıçdaroğlu, şimdi şehit yakınlarını, PKK ile aynı kefeye koymaya kalkıyor.

Yavaş ol… Bu yaptığın hakaret, şehit yakınları için en az PKK katillerinin verdiği ıstırap kadar acıdır.

Çok yanlış bir davranıştı, tepki ve takip gerekliydi, yapıldı, yapılıyor. Ama bunu saçma sapan noktalara götürüp şehit ailelerine PKK’lı muamelesi yapamazsınız.

Ayrıca siz, PKK’nın saldırgan bir örgüt olduğunu şimdi mi fark ettiniz?

Sizin arkadaşlarınız bize mi saldıracak!..

Öyle olsa PKK’nın siyasi maskeli temsilcilerini 24 Temmuz’da TBMM’ye, 31 Mart’ta ise belediyelere sokar mıydınız!

Ayrıca o şehit yakını terörist falan da değil, elbette ziyaret edilebilir.

Siz, katilliği tescil edilmiş PKK uşaklarına gitmek için nasıl sıraya dizildiğinizi hatırlayın.

***

Bence susun ve aynaya bakın.

PKK yandaşlığınıza, 15 Temmuz kaypaklığınıza sabreden bu milleti daha fazla zorlamayın. 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Nuh ALBAYRAK