Atalay kararı ve tarihsel sorumluluk
Türkiye muhtemelen bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma oranının en yüksek olduğu ülke.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 3 Ocak 2024 günü, Anayasa Mahkemesi’nce tutuklu Milletvekili Can Atalay hakkında verilen ikinci hak ihlali kararını da tanımadı. Daire “AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyor.
Muhalefet partileri ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u “Tarihi sorumluluğunuzu yerine getirin” diyerek göreve çağırıyor! Sanki ortada Can Atalay hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardımdan” kesinleşmiş bir hüküm yok gibi! Ne yapması bekleniyor acaba TBMM Başkanı’ndan? “Yargı kararını tanımıyorum” demesini mi istiyorlar?
Aslında bu çağrıyı yapanlar da Kurtulmuş’un Anayasa ve iç tüzük ne diyorsa ona göre hareket ettiğinin farkında. Tutuklu milletvekili üzerinden kendi siyasi şovlarını sergiliyorlar.
Ama kim ne derse desin, artık bu sürecin sonuna gelindi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın 84.Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan amir hüküm gereğince Can Atalay hakkındaki kesin hükmü iki kez TBMM Başkanlığına bildirmiş. Bu saatten sonra kesin hükmün TBMM Genel Kurulunun bilgisine sunulması dışında bir seçenek yok.
Peki TBMM Başkanı tutuklu milletvekili için muhalefetin iddia ettiği gibi hiçbir şey yapmamış mı?
Bunu söylemek haksızlık olur. Can Atalay’ın 28.Yasama Döneminde milletvekilliğinden doğan bütün mali ve özlük haklarından faydalanmasını sağlamış. Tutukluluk hali milletvekilliği devamsızlığı bakımından geçerli mazeret sayılmış. Yani Can Atalay yasama faaliyetlerine katılma dışındaki bütün haklarını kullanmış.
Yasama faaliyetine katılamaması Anayasa ve İçtüzük gereği and içerek göreve başlamamasından kaynaklanıyor. Kaldı ki Atalay hakkındaki kesin hükme konu Yargıtay kararı 29 Eylül 2023’te TBMM’ye ulaşmış. Geçmiş dönemdeki benzer örnekler dikkate alınarak ve Atalay’ın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunacağı ve yeni bir hukuki durum ortaya çıkabileceği değerlendirilerek dosya bekletilmiş.
Özetle TBMM Başkanı, Anayasa ve içtüzüğün elverdiği ölçülerde üzerine düşeni fazlasıyla yapmış. Kesin ve yalın gerçek bu. Gerisi kuru gürültü..
İki fotoğraf iki mesaj
Cumhur İttifakının İstanbul adayı Murat Kurum sahaya hızlı bir giriş yaptı.
Adaylığının açıklandığı günün akşamında ilk fotoğrafı Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile vermesi önemli. Çünkü yaygın kanaatin aksine İstanbullu öncelikli sorun olarak kentsel dönüşümü değil ulaşımı görüyor. Tüm araştırmalarda “Kentin birinci ve acil çözülmesi gereken sorunu ulaşım” diyenlerin oranı yüzde 65-70’lerde çıkıyor! Kurum da belli ki araştırmalardan yansıyan bu veriyi dikkate almış. Nokta atışı bir hamle..
Gelelim ikinci fotoğrafa.. Kurum’un Fatih Sultan Mehmet Han Türbesini ziyaretinden yansıyan o kareye… O da derin anlamlar içeriyor..
Bu ziyaretin rakibi İmamoğlu’nun o türbeye girerken sergilediği tavırları hatırlatması kaçınılmaz.
Ama Kurum’un derdi İmamoğlu değil. İstanbul’un Fatihine “Emanetine sahip çıkacağız” sözünü veriyor. Tabii İstanbulluya da…
İstanbul’daki adaylık rekabeti çok renkli ve kıyasıya bir mücadeleye sahne olacak.
Bunun işaretleri daha ilk günden ortaya çıktı.