“Atanamayan öğretmenler” in hepsi öğretmen mi?

Okuduğunuz Yazı
“Atanamayan öğretmenler” in hepsi öğretmen mi?

İçerik

Soru tuhaf biliyorum ama doğru.

Sebebini anlatacağım.

Geçtiğimiz günlerde beklenen 50 bin öğretmen atamasının yalnızca 20 bini gerçekleşti.

Başlıklar hazırdı:

“Atanamayan öğretmenler hayal kırıklığı yaşadı”

Derhal yorumlar yapıldı “Bu yılın ihtiyacı olan 30 bin öğretmenin yerine kim ders verecek?” diye.

Devlet verilerine göre kamu ve özelde çalışan öğretmen sayısı 1 milyon 200 bin civarında. Bu sayının yalnızca 200 bini özel okullarda.

Atanamayan öğretmenlerin sayısı 500 bin kadarmış.

Devlet beklentilerini karşılayacak sayıda öğretmen alamıyor. Hem bütçe meselesi hem de bu kadarı ihtiyaç fazlası.

Öğretmen adayları da biriktikçe birikiyor. Ortaya çıkan kaotik durumu çözmek için de kimse elini taşın altına sokmuyor.

Oysa şu başlıkta basit soruya cevap vererek başlayabiliriz sorunu çözmeye.

Soru şu:

Atanamayan öğretmenlerin hepsi öğretmen mi?

Değil.

EĞİTİM FAKÜLTELERİ MEZUNLARININ KÂBUSU

Meseleyi ilk baştan ele alalım.

Öğretmen okullarını ve eğitim fakültelerini biz neden açtık?

Öğretmen yetiştirmek için.

Hangi bölümler var?

Eğitim Bilimleri Bölümü

Matematik ve Fen Bilimleri Eğitim Bölümü

Özel Eğitim Bölümü

Temel Eğitim Bölümü

Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü

Yabancı Diller Eğitimi Bölümü

Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü

Yani hangi derslerde öğretmen ihtiyacı varsa onları yetiştirmek üzere EĞİTİM FAKÜLTELERİ açılmış.

Sonra ne yapıldı?

Her şehre üniversite açmak gibi anlamsız bir gayretle yurdun dört bir yanını eğitim fakülteleri ile donattılar.

Ülkemizde 97 aktif eğitim fakültesi var. Geçen yıl bu fakültelere 44 bin 740 öğrenci kayıt yaptırdı.

Mezun sayısı yılda en az 40 bin civarında.

Ve bu okullar her yıl 40 binden fazla öğrenci mezun veriyor.

Emekli olan öğretmen sayısı ise 15 bin. Kalıyor 35 bin.

Her yıl biriktikçe birikmiş.

Ancak bekleyen 500 BİN ATANAMAYAN ÖĞRETMENİN TAMAMI eğitim fakültelerinden mezun olanlar değil.

ÜÇ AYLIK PEDAGOJİK FORMASYONLA ÖĞRETMEN OLUNUR MU?

Çünkü devlet üniversite mezunlarına da öğretmen olma hakkı veriyor.

Misal filanca üniversitede sosyoloji bölümünü bitirdiniz, iş de bulamıyorsunuz ne kalıyor geriye? Bari öğretmen olayım!

Ama özelde değil. Hem güvencesi yok hem de maaşı az. Üstelik eşek gibi çalıştırıyorlar adamı. Artı bir de şımarık velilerin ve çocuklarının kahrını çek durduk yerde.

Ama devlet öyle mi? Maaşı özelden en az iki kat fazla. Evladiyelik iş garantisi artı emeklilik. İki ay yıllık tatil. Diğer tatiller de cabası. Negatif yanı çocuklar çok yaramaz, okul konforu görece daha az. O kadar kusur kadı kızında da bulunur.

Böylece üniversitelerin ne kadar bölümü varsa iş bulamayan ve ÜÇ AYLIK PEDAGOJİ FORMASYONUNU tamamlayan herkes soluğu KPSS sınavında alıyor.

Eh 70 puanın üzerini tutturan da ATANAMAYAN ÖĞRETMEN olarak beklemeye geçiyor. İş arayacak halleri yok ya, devlet bizi atasın diye sosyal medyayı inletiyorlar. Sonra da yılda birkaç kez Cumhurbaşkanı ya da milli Eğitim Bakanı’nın gözünün içine bakıyorlar kaç öğretmen alınacak diye.

Tabii her defasında on binlercesinde hayal kırıklığı.

Geçen haftalarda yaşandığı gibi.

ŞİMDİ ASIL SORU

Öğretmenlik, “Piyasada iş yok öğretmenlik yapayım bari” denilecek bir meslek mi?

ÖĞRETMENLİK bilerek ve isteyerek tercih edilmesi gereken bir MESLEK olmalı. Söz konusu olan çocuk ve birey eğitip yetiştirmek.

Üç ay dışarıdan formasyon alarak yapılacak şey midir öğretmen olmak?

Durum böyle olunca da 500 bin atama bekleyen kişi kapıda bekler elbette.

Başlıktaki sorunun cevabı sanırım alındı.

Atanamayan öğretmenlerin en az yarısı gerçekte öğretmen değil.

Ne peki?

Üniversite mezunu, formasyon almış ve KPSS ye girip atama bekleyen kişilerdir.

Bir anlamda dört yıl boyunca öğretmenlik mesleği için eğitim fakültelerinde öğrenim görerek mezun olan insanların geleceğine ortak olan bir kesim.

NE YAPILMALI?

Özel okullar da öğretmen sayısı fazla olunca adeta bir sömürü mekanizması çalıştırıyor, karpuz seçer gibi öğretmen seçip adeta analarını ağlatıyorlar. Hem de asgari ücretten hallice bir maaşla. Düşünün, devlette yeni başlayan bir öğretmene bile 35 bin lira maaş ödenirken, özelde çalışanların 17-25 bin arasında ücretlerle çalıştırılmaları zulüm değil de nedir?

15 Haziran özel okullarda sözleşme dönemi ve bu yüzden Devlet özel okullardaki öğretmenler için acilen bir TABAN FİYAT belirlemeli bu arada.

O halde bekleyen öğretmen sayısını azaltmak için ne yapmalı?

1-Öncelikle her üniversite mezununun (Fen fakülteleri dışında) öğretmen olmasının önü kesilmeli.

2-Eğitim fakültelerinin sayısı azaltılmalı.

Bu olursa ancak 10 yılın sonunda eşitlenir mezun olan öğretmen ve istihdam edilecek öğretmen sayısı.

Benden söylemesi.

Yoksa gelecek yıl olur 600 bin, seçim yılı 2028’de de 1 milyon.

Al sana yeni bir EYT…

Çık çıkabilirsen işin içinden.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Fuat UĞUR