Atatürk ile aldatmanın dayanılmaz hafifliği
İzmir’e özel para ve bayrak bastıracakmış!
İzmir’in göbeğindeki yüzer iskeleye Yunan Kralı Agamemnon’un ismini vermiş…
Terör örgütünün kontrolündeki Sur Belediyesi’ne kayyum atandığında “Darbeye karşı asıl şimdi tankların üstüne çıkmalı” demiş!
İzmir’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Yunan işgalinden kurtarılışının 100’üncü yıl dönümünü “Barışın 2’nci yüzyılı” afişleriyle sulandırmaya çalışmış!
En son İzmir’in kurtuluş gününde Osmanlı’yı işgalci gibi gösterip Yunan’a tek laf etmemiş… Vs. vs. vs…
Farkında mısınız? Bütün bu tartışmalar ne Soyer’i ne de ona oy verenlerin büyük bölümünü hiç ama hiç etkilemiyor. Nasılsa elinde Atatürk gibi bir koz var. Sıkışınca “Nutuk’ta ne yazıyorsa onu söyledim” deyip kitlesine selamı çakıveriyor. Çıkıyor yandaş medyasına bir güzel kendisini aklıyor. Soyer mutlu, kitlesi mutlu…
Yıllardır koca bir sosyolojiyi Atatürk ile aldatıyorlar. Atatürk bunları görse kızılcık sopasıyla kovalar. Ama adamlar uyanık. Kitleyi çözmüşler. Bir 10’uncu Yıl Marşı, üstüne “İzmir’in dağlarında çiçekler açar”, bir de Tarkan konseriyle işi bitiriyorlar.
Perde arkasında dönen dolapları yazanları, sahte Atatürkçülüklerini yüzlerine vuranları da “Yandaş” ilan edip gemilerini yürütmeye devam ediyorlar.
Uyan İzmirli… Uyanın Atatürkçüler… Sizi Atatürkçülük maskesiyle fena halde kandırıyorlar.
Üç yıl önceydi… İzmir’de 2012’den beri 200 bin çocuğun evine her ay 8 litre süt dağıtılan “Süt Kuzusu” projesi yıllardır dağıtımı başarıyla yapan kooperatifin elinden alındı. Başında Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer’in bulunduğu Köy-Koop – S.S. İzmir Tarımsal Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği’ne verildi. Her ay 200 bin eve giren 8’er litre sütün bedeli de belediye tarafından Neptün Hanım’ın kooperatifine ödenmeye başlandı. Ne güzel İzmir değil mi?
Şunu iktidar partisinden bir belediye başkanı yapsa ortalık ayağa kalkar. Biz bunu yazalı üç yıl oldu. Ama yoldaş ve fondaş medyadan kimse bu haberi görmedi! Vardır bir bildikleri… Ya da aldıkları mı demek lazım bilemedim şimdi.
CHP’nin eski İl Başkanı Kemal Karataş’ı bilir misiniz? Tarkan konseri ve Soyer’in skandal konuşmasıyla gölgede kalan 9 Eylül ruhu için “Ben 9 Eylül derim, sen Tarkan anlarsın” başlığıyla bir yazı kaleme almış. Her satırı ibretlik.
İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş gününde Tarkan şarkılarıyla coşmak güzeldi demek.
Hepinizi mest ettiler.
Ah be gülüm… Beyin yıkamayla gelen yozlaşma nedir bilir misin?
Hiç farkına bile varamazsın nereye sürüklendiğinin. Saf ve temizsindir. Elinde bayrak, sallarsın sağa, sola. Yüreğin kıpır kıpırdır.
O 350 metre bayrak altında yürürsün de neden yürüdüğü bilmezsin. Akşam Tarkan konserine gideceksin. 9 Eylül’ün anlamı uçar gider. Kafanda tek şey kalır. Tarkan konseri.
Bunun adı algı yaratmaktır. 9 Eylül’ü önemsizleştirmek. Onun ruhunu gölgelemektir.
Sonra ne mi olur? Bir gün gelir. Ben 9 Eylül derim. Sen Tarkan anlarsın. Üç yıl üç ay 22 gün esaret altında kalan bu milletin yaşadıklarını unutursun.
Lay lay lom konserlerle bana tarihimi unutturma demezsen gülüm…
Sana gelecek yıllarda 9 Eylül’leri Fatih Ürek’lerle kutlamak kalır.
Haydi, eller havaya…
İmamoğlu’nun fırçası
CHP İstanbul İl Örgütü’nün hafta sonunda Abant’ta gerçekleştirilen toplantısından yansıyan ilginç bir kulis bilgisi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, basına kapalı toplantıda CHP’nin genel başkan yardımcıları Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı’ya sert sözlerle yüklenmiş. İstanbul’da yaptıklarını anlatan İmamoğlu, “Genel Merkez olarak beni hiç görmüyor, desteklemiyorsunuz. O kadar iş yapıyoruz, ne sosyal medyanızda, ne televizyonlarda adımı bile anmıyorsunuz. Böyle olmaz” diyerek adeta genel merkeze rest çekmiş.
İmamoğlu farkında değil ama bu bir CHP gerçeği. 2018’deki Cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce’ye yaptıklarını düşününce kendisine uyguladıkları tarifeye şaşırmaması lazım. Ona da öğretirler bu gerçeği. Biraz vakit alır ama kabullenir.