Avrupa Kışı
Arap Baharı’ndan sonra, hayatımıza “Avrupa Kışı” diye bir tabir de girecek. Biliyorsunuz ki Avrupalı liderler oturup kara kara bu kışı nasıl atlatacağız diye düşünmeye başladılar bile.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç günlük Balkan turunun Sırbistan durağında, Ukrayna savaşı ve Batı’nın Rusya’ya karşı tutumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Batı’yı “tahrik üzerine kurulu bir politika izlemekle”, Ukrayna’ya yardım niyetine sadece “hurda göndermekle” ve “Rusya’yı hafife almakla” suçladı.
Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, enerji krizine çözüm olabilecek birçok teklif sundu. Rusya’yı “doğalgaz piyasalarını aktif olarak manipüle etmekle” suçlayarak Rus gazına tavan fiyat uygulanmasını ve AB üye ülkelerine elektriğin en yoğun kullanıldığı zamanlarda tüketimi düşürme hedefi belirlenmesini teklif edeceklerini duyurdu.
Peki bu sırada kış yaklaşırken Avrupa ülkelerinde neler yaşanıyor? Çekya’da 70 bin kişi, hükûmet, AB ve NATO’ya karşı gösteri düzenledi. Protestoculara göre hükûmet kendi halkını düşünmek yerine bütün enerjisini Ukrayna’ya harcıyor. Göstericiler savaşta ülkelerinin tarafsız kalması gerektiğini savunuyorlar. Aynı şekilde Almanya’da da “enerji konusunda orta yol bulunması çağrısında” bulunmak için “yeter artık – donmak yerine protesto et” sloganıyla binlerce kişi protesto gösterilerine katıldı.
Öte yandan Avrupalı liderlerin yanlış politikalarının faturaları bir kez daha halka ödetilecek. Macron’un Fransız halkına hitaben meşhur “özgürlüğünüz için bedel ödemeye hazır olun” ve “bolluk devri bitti” sözlerini burada yine hatırlatalım. Avrupa ülkeleri şimdiden “tasarruf planlarını” açıklamaya başladılar. İsviçre’de enerji kıtlığı yaşanırsa tasarruf tedbirlerine uymayanlar hapse girecek. Fransa ise vatandaşlarına “genel olarak tükettiklerinin %10’unu tasarruf etme” çağrısında bulunuyor.
Bu kış Avrupa’da halkın sokağa döküleceğini tahmin etmek çok da zor değil. Sarı Yelekliler ve benzer eylemler tüm Avrupa’da hız kazanacak. Alım gücü düşen, sürekli artış kaydeden enflasyon ve enerji fiyatları altında ezilen halk AB’yi aldığı yanlış kararlar nedeniyle yaşadıklarından sorumlu tutacak. Ayrıca, uzmanların görüşüne göre Avrupa’da resesyon artık kesinleşti ve umutsuzluk artıyor. Ağırlaşan ekonomik koşullar Avrupa’da ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi durumları da tetikleyebilir. Tabii ki bu gelişmeler, maalesef Batı Avrupa’da yaşayan 5,5 milyon Türk vatandaşını da yakından etkileyecek.
Son olarak, şunu da eklemek gerekiyor. Avrupa’nın bu kış için tek endişesi “enerji krizi” de değil. AB, Putin’in Balkanlar gibi stratejik bir bölgedeki hamlelerinden de endişe ediyor. İşte tam da bu nedenle, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Prag’da Avrupa’nın geleceğine ilişkin yaptığı konuşmada, AB’nin Balkan ülkeleri ile Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı da kapsayacak şekilde genişlemesini desteklemeye kararlı olduğunu söyledi. Bir başka deyişle, Sholz “30-36 üyeli Avrupa Birliği” teklifini sunuyor. Macron da benzer bir teklifi “Avrupa Siyasi Topluluğu” önerisiyle yapmıştı. Ancak Macron bu ülkeleri hemen AB’ye kabul etmek yerine alternatif bir birlik olan ve “yavru AB” olarak nitelendirilen “Avrupa Siyasi Topluluğu”na dahil etmenin daha makul olduğunu düşünüyor. Hatta 6-7 Ekim’de Prag’da bir “Avrupa Siyasi Topluluğu” toplantısı yapılması planlanıyor. Toplantıya AB üyeleri dışında Türkiye dahil 17 ülkenin davet edilmesi öngörülüyor. Peki özellikle Balkanlar’da Türkiye ve Rusya’nın nüfuzunu kırmak için oluşturulması planlanan bu topluluğa Türkiye nasıl bakıyor? Bunu da bir sonraki yazımda inceleyeceğim.