Avrupa’nın işi zor artık…
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte Brüksel’deydik. AB Komisyonu ve AB Konseyi Başkanları ile NATO Genel Sekreteri ile yapılan görüşmelerin ardından Türkiye’ye döndük.
Görüşmeler verimli oldu…
Türkiye açık ve net bir tutum sergiledi. AB ve NATO’ya yükümlülüklerini hatırlattı. Artık laf değil, netice beklediğini ortaya koydu. AB yetkilileri de özellikle göçmenler konusunda Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kendilerinin ise yavaş davrandıklarını kabul ettiler.
Temaslar devam edecek…
Ama artık Türkiye beklemeyecek. AB kalıcı ve adil bir çözüm ortaya koyana kadar kapılar açık. Dileyen göçmen Yunanistan sınırını zorlayacak. Havalar ısındıkça Yunanistan yolu ile AB’nin kapısına dayananların sayıları daha da artacak.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği bilgiye göre, daha şimdiden Yunanistan’a geçenlerin sayısı 145 bini buldu. Suriye’de krizin başladığı günden bu yana çeşitli yollardan Avrupa’ya geçenlerin toplamı bir milyonu geçti. Eğer böyle giderse en az bir milyon kişinin daha Avrupa kapılarını zorlayacağı tahmin ediliyor.
***
Peki ne yapıyor Avrupa?..
Yunanistan aracılığı ile göçmen akınını püskürtmeye çalışıyor. İnsani yardımlardan kaçan AB, göçmenleri durdurmak için Yunan asker ve polisine, gaz fişeği, plastik mermi, araç-gereç ve dikenli tel desteği veriyor.
Sonuç:
Tam bir insanlık dramı! Nazi kamplarını aratmayan, Filistin’deki İsrail zulmünü hatırlatan, AB değerleri ile bağdaşmayan bir dizi görüntü!
Türkiye o görüntülerle gitti Brüksel’e. O çarpıcı anlar, ıpad tablete yüklendi. Gerekirse tablet açılacak, toplantıda “bunlar ne?” denilecekti. O çirkin görüntüler yüzlerine vurulacaktı. Yunan sınırında yaşanan insanlık dramı bütün çıplaklığı ile ortaya konulacaktı.
Belki de bundan korktular. O yüzden elektronik cihazlar alınmadı toplantı salonuna. Kim bilir, belki de AB yetkilileri çarpıcı gerçeklerle karşı karşıya kalmak istemediler.
Gözlerini kapattılar yaşananlara…
İyi güzel de zaten dönüyor o görüntüler televizyonlarda. Fotoğrafları yayınlanıyor gazetelerde. Bir Türk avukat şimdiden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
Kaçamazlar; şu anda yaptıkları sadece zaman kazanmak. Bugün olmasa da yarın yüzlerine vurulacak bu utanç görüntüleri.
Avrupa, kelimenin tam anlamıyla köşeye sıkıştı! Bütün yaldızları döküldü. Bu duruma bir çare bulmak zorunda!
***
“Sonuç çıkmamış işte, görüşmeler nasıl verimli oldu?” denilebilir…
Verimli oldu, çünkü Türkiye “yeter” dedi; yanan ateş topunu AB tarafına attı. Artık onlar düşünecek bu yangından nasıl kurtulacaklarını!
Ya yükü paylaşacaklar ya da bu insanlık dışı görüntüleri devam ettirecekler. Fakat aynı tavrı sürdürmek de çözüm değil ki! Hem istedikleri sonucu alamayacaklar, hem de karizmalarını alabildiğine çizdirdikleriyle kalacaklar.
Onlar da durumun farkında…
O yüzden, önceki gün Brüksel’de görüşmelerin devam ettirilmesi kararı çıktı. AB, artık çarpıcı gerçeklerle karşı karşıya ve soruna bir çözüm bulmak zorunda.
Bugüne kadar uyguladığı politika sürdürülemez! Hem akıl ve mantık, hem de insanlık dışı çünkü!