Ayasofya ve gerçekler

Okuduğunuz Yazı
Ayasofya ve gerçekler

İçerik

Doğu Akdeniz ve Libya’da, Irak ve Suriye’de Türkiye’yi inisiyatif almaya, harekete geçmeye iten sebepleri küçülterek, dar siyasi analizlerle saptırarak açıklamaya çalışmak büyük resmi ve tabii ki ülkemizi hedef alan planları görmeyi ıskalamayı beraberinde getirir.

Türkiye’nin egemenlik konusu olan Ayasofya’yı iktidarın basit siyasi hesapları üzerinden okumaya kalkışmak ve anlatmak da keza aynı sonucu verir.

Ayasofya ile ilgili dışarıdan gelen tepkilere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği şu yanıt son derece önemlidir: “Gürültü çıkaran ülkelerin gayeleri, Ayasofya ve Doğu Akdeniz değil, bizatihi Türklerin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığıdır.”

Muhalefetin içeride Ayasofya ve diğer stratejik konularda “Saray rejimi” ve “siyasi hesap” söylemleriyle çıkardığı gürültü dışarıdan Türkiye’yi hedef alan plan ve saldırıları sadece gizlemeye yaramaktadır. Bu gürültüye kapılanları bir tarafa bırakırsak, muhalefeti yöneten gücün gerçek amacı da zaten Batı’nın Türkiye’ye dönük amaç ve planlarını “Saray rejimi” söylemleriyle, Erdoğan nefretini körükleyerek saklamaktan ibarettir.

Abdülhamid’i deviren İttihatçıların amacı da ülkeye “hürriyet” getirmekti! Çok geçmeden bütün Balkanlar elden çıktı. Sonra da koskoca imparatorluğun varlığı. Batı, iyi kurgulanmış bu siyasi ekol ve hareketle, bütün bir Osmanlı’yı tarihten sildi.

Aynı yöntem ve söylemin bugünün koşullarına uyarlanmış şekilde hayata geçirilmeye çalışıldığını hep beraber izliyor, görüyoruz. Dün nasıl ki Osmanlı’nın varlığın hedefledilerse, bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını çökertmeyi hedefliyorlar. Irak, Suriye ve Libya’nın dün ve bugünkü hallerine bakarsak, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde son yıllarda Doğu Akdeniz, Suriye ve Irak’ta atılan adımlar, devletimizin ve milletimizin bu coğrafyadaki varlığını korumaya dönük adımlardır.

15 Temmuz hain darbe girişimi, devlet otoritesini çökerterek ülkeyi işgale açık hale getirmeyi hedeflemişti. Pensilvanya’nın buradaki siyasi izdüşümü olarak CHP ve yönetiminin, 15 Temmuz’u saptırmaya dönük açıklamaları, işte Türkiye’yi hedef alan Batı planlarını gizlemek için uydurulup yaygınlaştırıldı.

Esas mesele, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Türklerin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığı ve bekası meselesidir. Dışarıda ve içeride Ayasofya, Doğu Akdeniz, Suriye konuları üzerinden koparılan gürültü ve patırtı ile işte bu gerçek millet gizlenmek isteniyor.

Ne var ki, 15 Temmuz’da olduğu gibi milletimiz bu gerçeği son derece açık ve berrak bir şekilde görmekte. Varlığı ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda hiçbir bedel ödemekten çekinmeyeceğini de dosta ve düşmana göstermiştir. Bundan sonra da bunun gereği neyse yapmaya hazırdır!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
100%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ