Ayıp, çok ayıp…
İyiyiz, dünyadaki pek çok ülkeye baktığımızda övünülecek bir noktadayız. Bütün istatistikler de bunu gösteriyor zaten. Ama zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Küresel bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Ancak, kendi mücadelemizi de kendimiz vermek zorundayız. Bütün milleti ilgilendiren zorlu bir sınavla karşı karşıyayız.
Asıl yük, elbette sağlık çalışanlarının üzerinde. Sağ olsunlar, çırpınıp duruyorlar. En büyük bedeli de onlar ödüyorlar…
Bizde Türk Tabipler Birliği adında bir kuruluş var. İlk günden itibaren garip tavırlar içinde. Sanırsınız, Türkiye’nin mücadelesini gölgelemek ve sıkıntı üretmekle görevli. Bütün dünya bizi alkışlayıp, örnek olarak gösterirken; bu Birlik meselelere çok farklı gözle bakıyor.
Devlet maske dağıtıyor, “olmuyor” diyor.
Yapılan testlerle ilgili moral bozucu açıklamalar yapıyor.
Küçücük sağlık ocağındaki aksayan bir konuyu büyütüp, Türkiye fotoğrafıymış gibi sunmaya çalışıyor.
Sürekli olarak hasta sayıları ile ilgili kafa karıştırıcı açıklamalar yapıyor.
Hiç memnun değil. Hiçbir şekilde tatmin olmuyor. Ama mücadeleye omuz verip, elini taşın altına koymaktan da kaçınıyor.
Sanırsınız, mücadeleyi kirletmek gibi bir görevi var. Ya sağlık sistemini çökmüş gibi gösteriyor ya da çökecekmiş görüntüsü vermek için çırpınıyor. Felaket tellalından farkı yok.
***Tabipler Birliği, elbette üyelerinin hak ve menfaatlerini koruyacak. Ama bu Birliğin yaptığı, adeta sağlık sistemine topyekûn bir saldırı gibi!
Doğal olarak tepkiler de ortaya çıkıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu tepkiyi en sert şekilde ortaya koyan bir isim.
Karşısına da İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener çıktı hemen. Ne ilgisi varsa, Atatürk’ü de işin içine katıp karşı saldırıya geçti. Aynen şu ifadeleri kullandı:
-Atamın bize emanet ettiği Türk Tabiplerine selam olsun.
İyi güzel de Atatürk “Beni Türk Tabiplerine emanet edin” dedi. Devlet Bahçeli’nin “virüsten daha tehlikeli” dediği terör destekçilerine değil ki!
Bu Birlik, 2015 yılında PKK-YPG’nin Suriye kolunun başı olan Asya Abdullah’a “Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü” verdi. Benim ülkemin düşmanı ve vatandaşlarımın katili bir kadını kutsayıp göklere çıkardı.
Bunu mu istemişti Atatürk?
Mustafa Kemal’in “Beni emanet edin” dediği Türk Hekimleri bunlar mı?
Bu kadar ucuz siyaset olmaz. Bu ülkenin kurucusu, böylesine istismar edilip kullanılmaz. Ayıptır, ayıp…
***Maalesef, Mustafa Kemal Atatürk, kullanışlı bir maske haline dönüştürüldü uzun süredir. Sıkışan, hemen o maskeye sarılıyor. Kendini korumaya, ayıbını örtmeye çalışıyor.
En acı olanı ise, bu ülkede Atatürk Maskesi ile teröre destek verilmesi. Bir gün Abdullah Öcalan ile yan yana fotoğrafları konuluyor; bir başka gün “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenler terörist Apo’nun elemanları ile kol kola yürüyor.
Atatürk Maskesi ile kirletilmeye çalışılıyor Türkiye.
Atatürk adı kullanılarak ayaklar altına alınıyor bütün değerler.
Göz bağcılıkla algı operasyonları yürütmeye çalışanların ülkesi olduk adeta. Kirli bir siyaset yapılıyor ve bütün değerlerimiz yıpratılmak isteniyor.
Yazık…