Azeri mi diyeceğiz Azerbaycanlı mı?
Kelimeler ve kavramlar daima önemlidir. Sizin için “çok basit” gözüken bir mevzu karşınızdaki için “büyük önemde” olabilir. O sebeple saygı duyacaksınız ve karşınızdaki nasıl anlıyorsa öyle anlatacaksınız; zira sizin bildiğiniz şeyler ancak karşınızdakinin anladığı kadardır!
Başkent Bakü’de Uluslararası Medya Kurultayında konuşmacı olarak Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini ve 15 Temmuz’u anlattık.
Konuşmaya başlamadan önce Azerbaycanlı meslektaşlarımızla ayaküstü sohbet ettik. Kendilerine “Azeri” denmesini hoş karşılamıyorlar. Bu “sıfatı” Rusya’nın bir asimilasyon politikası olarak görüyorlar. Yani Rus politikası “Siz Türklük’ü unutun, siz Azeri’siniz” diyerek farklı bir millet imajı vermeye çalışmış. Kendilerine “Azerbaycan Türkü” veya “Azerbaycanlı” denmesinin daha doğru olduğunu belirtiyorlar.
“40 GAZETECİ İLE
AZERBAYCAN
ÇIKARMASI”
Anadolu Yayıncılar Derneği ve Türkiye-Azerbaycan Kültür Bakanları’nın organizasyonu ile gerçekleştirilen “Uluslararası Medya Kurultayı” Türkiye yerel ve ulusal medyasından 40 gazetecinin iştirakiyle Bakü’de düzenlendi.
Bu etkinlik ülkede büyük ses getirdi. Azerbaycan medyasından birçok meslektaşımızla tanışma ve Bakü’nün detaylarını yakalama fırsatımız oldu.
Dolu dolu geçen bir Azerbaycan seferi..!
Ankara’dan sabaha karşı 5:30’da uçağa binerek İstanbul üzerinden 3 saat civarı bir uçuşla Bakü’ye geçtik. Mola vermeden ilk durak Bakü Büyükelçiliğimiz oldu. Burada Büyükelçi Erkan Özoral ve elçilik yetkilileri ile sohbet ettik, bilgilerimizi tazeledik.
“CUMHURBAŞKANI
YARDIMCISI ALİ HASANOV”
Ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Yardımcısı Ali Hasanov ile buluştuk. Tek tek tanıştık, sorular sorduk. Türkiye medyasını yakından takip ettiğini belirten Hasanov; “Devletlerimiz hep aynı tarafta duruyorsa, büyükelçiliklerimiz ve kuruluşlarımız birlikte hareket ediyorsa, Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanları İlham Aliyev ve Recep Tayyip Erdoğan tüm konularda ülkelerimizin çıkarları doğrultusunda ortak adımlar atıyorsa, medya kurumları da ortak çalışmalıdır”dedi.
Şimdi birileri yine “yandaş medya” diye nâra atmaya kalkabilir. Lütfen az ötede geğiriniz ya hu! Dünyanın her yerinde medya kuruluşları milletlerinin ve devletlerinin “milli çıkarları” söz konusu olduğunda hassas davranır.
Batı medyasında bir gazeteci “Katil devlet, işte o TIR’lar, 411 el kaosa kalktı” gibi bir haber yapamaz.
“1130
ŞEHİDİMİZ
BAKÜ’DE”
Ali Hasanov ile görüşme biter bitmez 1918’de Karabağ’ı düşman işgalinden kurtaran 1130 şehidimizin anısını yaşatan Şehitler Hiyabını’nı da ziyaret ettik, dualar okuduk. Bakü’nün merkezinde Azerbaycan ve Türkiye bayrakları yan yana dalgalanıyor. Allah nasip ederse Karabağ’ı yine omuz omuza düşman işgalinden kurtarırız. Yeter ki “dilde, iş’te, fikirde birlik” mevzusunu daha ileri noktalara taşıyalım!
Şehitliğin ardından kuruluşunun 143. yılı dolayısı ile Azerbaycan basın günü programına katıldık. Burada Azerbaycanlı meslektaşlarımızın ödül törenine de iştirak ettik.
“ANADOLU YAYINCILAR
DERNEĞİ”
Etkinlikte Anadolu Yayıncılar Derneği (AYD) Başkanı Sinan Burhan bir konuşma yaparak; “Siyasette nasıl ilişkiler çok iyi gidiyor ise basınımız ile olan ilişkilerimiz de çok iyi olacak. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ilk ziyaretini Azerbaycan’a yaptı. Dolayısı ile bizler de basın camiası olarak ilişkilerimizi daha da geliştirmemiz gerektiğinin farkındayız” dedi.
AYD’nin 40 gazeteci ile yaptığı Bakü programı ülkede çok ses getirdi demiştik. Aynı programlar dünyanın değişik ülkelerinde de yapılmalı. Düşünün Almanya’ya, İngiltere’ye, Rusya’ya tam 40 gazeteci gitmiş ve 15 Temmuz’u anlatıyor, Türkiye’nin değişimini anlatıyor. Bütün bir ülke bu gazetecilerin “niçin geldiğini ve ne anlattığını” merak edecektir. Üstelik gazetecilerin detay yakalaması ve yeni tecrübeler edinmesi sağlanmış olur.
“15 TEMMUZ VE
AZERBAYCAN”
15 Temmuz bizim için çok önemli bir ders niteliğinde olduğu gibi Azerbaycanlı Türkler için de önemli! Çünkü “iri, diri ve uyanık” durunca hiçbir tankın, jetin ve silahın “millet iradesini” yenemediği görüldü. Allah göstermesin 15 Temmuz başarılı olsaydı bu zulüm sadece Türkiye’yi değil Azerbaycan’ı da etkileyecekti. Zira biz “iki devlet, tek millet” şiarının ruh bulduğu topraklarız.
Bakü’deki şehitliğimizde bulunan kitabedeki sözlerle yazımızı noktalayalım: “Ayrılır mı gönül candan, Türkiye Azerbaycan’dan.”
