BARONLARIN İNİNE DOĞRU…
Başkan Erdoğan öyle bir hamle yaptı ki, kuşkusuz bu hamlenin zamanlamasını da oldukça önemsedim.
Bunu ifade ederken yeni bir söylem olarak değil içini doldurup, belli bir olgunluğa erişmesinin beklendiği ve hazırlıkların bitirildiği kanaati bende hasıl oldu.
Peki neydi Başkan’ın son hamlesi?
Bundan böyle Barolar, Odalar ve Meslek Kuruluşları istedikleri gibi at koşturamayacaklar.
Yeni düzenleme ile bu kuruluşların “seçim usullerinin yeniden belirlenmesine dair kanunlara” muhatap olacaklar.
Ne anlam ifade ediyor?
Bugüne kadar “nispi temsil” sistemini yok sayan bir avuç azınlığın kurdukları ideolojik hegemonyalarına son verilecek.
Herhangi bir meslekte tekelleşme olmasının önüne geçilecek; birilerinin faaliyet alanları dışına çıkması durumunda keyfi hareket etme, uydu yapı olarak ideolojik entegrasyona tabi olmalarının da yolu kesilecek.
Basit mantıkla bunlar yapılacak gibi görünüyor.
Oysa meselenin içinde Türk Tabibler Birliği, Barolar Birliği, Mimarlar ve Mühendisler Odası gibi isimlerin zikredilmesi sanırım temizliğin hangi boyutta ve katmanlarda olacağına dair bize fikir veriyor.
Yazılarımda defalarca ifade ettiğim gibi bürokratik terör örgütlerinin her manada desteklendiği, açık açık savunulduğu, nemalandığı ve ideolojik arka plan barındıran bütün yapılar tasfiye edilmedikçe “darbe” söylemlerinin önünü alamayız demiştim.
İşte asıl neşter Başkan’ın işaret ettiği bu yapılara, odaklara atıldı.
Yerinde ve son derece önemli bir adım.
Vesayet sistemi başta olmak üzere iç ve dış bütün ihanet şebekelerinin arka bahçesi misyonunu üslenen her oluşuma devlet eli dokunmalı…
Ajan yapılanmaların terör koridoruna dönüştürülen her alan denetime açılıp ıslahsa ıslah, tokatsa tokatı hissedebilmeli…
Bürokratik terör örgütünün yetiştirildiği bu alanlar kurutulmadıkça hak, hukuk ve adalet kavramından bahsedebilmemiz mümkün olmayacaktır.
Ülkesine ve ilkesine ihanet eden her oluşum terör örgütüne ait bir yapılanmadır ve “beka” sorunudur.
Mevzunun “darbe” tartışmasına denk gelmesi ne kadar manidar değil mi?
Acaba diyorum, “darbetörler”in bir anda çark etmesi, kokuyu almış olmalarından mı?