BAŞARAMAYACAKSINIZ
Artık seçimler için son viraja girildi. Cumhurbaşkanı adayları belli olmuştu.
Milletvekili listeleri de YSK’ ya teslim edildi.
Yani her şey milletin vicdanına ve sağduyusuna kaldı.
Muhalefet bloğu “siyasi ilkesizlik” konusunda tutarlılıklarını milletvekili listelerinde de gösterdi.
Bir kez daha anladık ki, Türkiye “millet ittifakı” na teslim ve emanet edilmeyecek kadar kıymetlidir.
Kurucu parti olmakla övünen, ama kurucu değerlere düşman ne kadar unsur varsa bünyesinde barındıran ana muhalefetin aday listeleri yine şaşırtmadı bizi.
Listeleri gördünüz.Haydi biz tarafız.
Lakin elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, Mustafa Balbay’ın, Haluk Pekşen’ in İlhan Cihaner’ in aday gösterilmediği listelerde Abdüllatif Şener’in Konya’dan 1. sıradan liste başı yapılmasına ne denir?
Siyasi ilkesizliğin dibine vurmuş bu zihniyete, çapsızlığa ve zavallılığa onay verip kabul etmek mümkün mü?
Erdoğan düşmanlığı ve nefretiyle ayarları bozulmuş, kabul edilmiş bir mağlubiyetin verdiği acıyla ne yaptığını bilmez bir ittifakın tarihe not düşülen çaresizliği.
Bırakın ülkeyi yönetmeye talip olmayı, kendi genel başkanlığını garantiye almaktan başka bir izahı olmayan bu tasarrufların anlamı, parti içi muhalefetin topyekün tasfiyesidir.
İşin daha vahimi, hep gizli bir yönetmenin verdiği rolleri başarıyla uygulamaya çalışan sağdan ve soldan figüranların Erdoğan’ ı yıkmak için yaptıkları ayak oyunlarına şahit olma hissi rahatsız ediyor insanı.
Oysa rakipte tek aradığımız kriter milli olması.
Elbette farklı düşüncelerimiz olacak…
Elbette ülkeye hizmet etmeyi farklı yollardan gideceğiz…
Ama gittiğimiz yolda yol arkadaşımız FETÖ olmayacak…
PKK’ nın açtığı patikalara yönelip hedeften sapılmayacak.Darbelerle lekelenmiş geçmişe özlemle bakmak da yok.En sert sözlerle kınanıp lanetlenecek…
Ortak değerlerimiz sırf siyasi hırslar yüzünden aşağılanmayacak…
Sandığın tercihine saygılı olunacak bir de..
Ve milletin seçtiği lideri de kabullenecek olgunluk olmazsa olmaz bir kriter…Kaosa prim asla verilmeyecek…Vandallığa ve sokağın yakıcılığına da geçit yok..İşte bu kriterlere uymayı taahhüt eden bir partiye ve lidere hiç itirazımız olamaz. Böyle bir rakiple veya rakiplerle mücadele etmek mutlu eder insanı.
Peki mevcut durum ne?
Her adımını birilerinin yönlendirmesiyle atıp,
Milletin değil, millet düşmanlarının projelerine taşeronluk edenlerle…
Çocuklarımızın güzel bir ülke hayallerini yıkmaktan başka amaçları olmayan kirli güçlerin maşalarıyla anlaşamayız.İzin vermeyiz kirli ittifakların kanlı senaryolarına…
Türkiye’ yi yıkmak için FETÖ cü teröristlerinin ceplerine 1 dolar koyarak harekete geçiren kirli güç, yine Dolar üzerinden geliyor milletin üstüne.
Hiçbir ekonomik nedene dayanmayan bir çıkışla ülkenin ekonomisini yıkmak için doları, varlığımıza sıkılmış mermi gibi kullanan güç, sadece dış odaklar değil.
İçeride de birileri gönüllü destek veriyor bu kahpece operasyona.
Dolarla, Euro ile milletin tercihlerine etki edeceklerini zannediyorlar.Tıpkı seçimlerin öne çekilmesiyle yaşadıkları şaşkınlık, algı operasyonlarına da yansımış.
Eski Türkiye’ de olsa çoktan netice alırdı bu operasyon.
Direkt etkili olurdu seçmenin tercihine.
Ama artık Eski Türkiye yok beyler. Geçti o günler. Sizin çocuklar başaramıyor artık.15 Temmuız’ da nasıl başaramadılarsa 24 Haziran’da da başaramayacaklar.
Öte yandan bir de Muharrem İnce gerçeği var ki evlere şenlik.
Elinde “Ben Cumhurbaşkanı olucam” şekeri. Kah bisiklete binerek kah traktörle gezerek kendi çapında acemice de olsa bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Tabii burada akla başka bir soru takılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında miting ve toplantılarına çok önceden başlayan Akşener’ in bu kampanyayı hangi parayla yaptığını soran yok.
Üstelik Siyasi partilere yapılan yardımdan da mevzuat gereği yararlanamıyor.
Bu arada Muharrem İnce‘ nin mitinglerine giderken özel uçak kiraladığı haberlerini yalanlamaması da ayrı bir samimiyetsizlik.Yuvadan atılmış yavru kuş misali milletvekili listelerini öğrendikten sonra verdiği sert tepkiyle “sesim kısıldı” Zonguldak ve Bartın mitinglerini yapmayacağım bahanesi, Kılıçdaroğlu ile görüşüp kendine yakın birkaç milletvekilinin seçilebilecek sıralara yerleştirilmesiyle ortadan kalktı.
Ama İnce’ nin CHP den kurumsal bir destek almadığı apaçık ortada.Hesapların, planların Meral’ in adaylığı üzerine yapıldığı o kadar belli ki.Medya ayağında bile bu durum açıkça görülebiliyor.Akşener tüm kirli geçmişine ve kirli ilişkilerine rağmen sütten çıkmış ak kaşık gibi pazarlanıyor.Seçim yarışında İnce’ yi “tavşan atlet” rolüyle seçim yarışına sürmüşler gibi.
Tıpkı genelde beş bin metre koşularında yarışmacıları daha da hızlandırmak için koşunun başında çok hızlı gidip sonra yarışı terk eden atletlerin siyasi versiyonuna benziyor.Yani amaç yarışı bitirmek değil arkadan gelene destek olmak.Akşener’ in adaylığını öne çıkarmak…
Performansını, vaatlerini ve kullandığı dili dikkate alırsak Cumhurbaşkanlığından çok Yalova’ nın bir mahallesinde Muhtarlığa talip bir havası var.
Her mitinginde plansızlığın ve projesizliğin sonucu gaflarla ve ergen heyecanı ile yıpranma katsayısını çoktan doldurdu.
En son Amerikalılar beni aradı ve “Türkiye FETO’ yu usulüne uygun istememiş” yalanı tam Cem Yılmaz’ lık bir malzeme.Diyecek fazla bir şey yok. Çap ve karat meselesi…Ama tüm bunların altında Meral’in parlatılması var.Tüm yatırım Merral’ e yapılmış.
Bu durum o kadar belli ki..
Meral’in kazanmasının hangi millet düşmanlarına eli kanlı katillere İYİ geleceği gerçeğini ne yapsalar da gizlemek çok zor.
Düşünün onca yaşanmış olaya ve milletin hassasiyetine rağmen en yakınında görev verdiği bir ismin seçime günler kala FETÖ’ den hapse atılmasına sözde özgür ve dürüst kalemlerin ettiği tek laf yok.
Normalde bu tutuklamadan sonra Akşener’ in bırakın seçim kampanyalarına devam etmesini evine kapanıp Kayahan’ın unutulmaz şarkısının “Ben nerde yanlış yaptım Allah’ ım “ nakaratı eşliğinde torununa kazak örmesi lazımdı.
Ama ne gam!
Örneğini Hoşgörü maskeli soysuzlarda sıkça rastladığımız bir yüzsüzlükle ıslık çalarak, milletle alay edercesine yollarına devam ediyorlar.
İşte daha önce de hep söylediğimiz gibi bir Erdoğan var bir de diğerleri…
Diğerlerinin sponsorlarının seçim günü yaklaştıkça daha da çirkinleşip, ülkeye, millete ve milletin adamına her türlü kötülüğü yapmaktan çekinmeyeceklerini de gördük.Erdoğan’ın Bosna ziyareti öncesinde alınan suikast ihbarı bunun en önemli delili.
Sandıkla yenemeyeceklerini anlayıp, alçakça oyunlarla devirmek için planlarının bununla da sınırlı kalmayacağını anlamak zor değil.
Ama ne kirli oyunlarına ne de ahlaksız girişimlerine asla geçit vermeyeceğiz.
Başaramayacaksınız…