Başkan Erdoğan detayları anlattı: 13 ayrı yerde 200 bin konut
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslenen Erdoğan, ramazan ayını ve bayramı geride bıraktıklarını anımsatarak, baharın getirdiği enerji ve umutla daha güzel bir geleceğe yürüdüklerini söyledi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Dünyanın savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında sancılı bir süreçten geçtiği dönemde Türkiye’nin rotasından sapmadan hedeflerine doğru ilerlediğini belirten Erdoğan, ‘Hiç şüphesiz devletlerin ve insanlığın tamamını etkileyen olumsuzlukların hayat pahalılığı ve enflasyon gibi sonuçları bize de yansıyor ama hamdolsun diğer ülkelerden farklı olarak biz geçtiğimiz 20 yılda inşa ettiğimiz güçlü altyapıyla son 8-9 yılda yaşadığımız tecrübelerin ışığında 2023 hedefleri ve 2053 vizyonuyla sembolleştirdiğimiz kendi yol haritamıza bağlı kalmayı başardık.’ diye konuştu.
Türkiye’nin salgın ve savaş gibi gelişmelerin tetiklediği küresel üretim ve lojistik sistemindeki yeni arayışların merkezi durumunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, ‘İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan küresel yönetim ve güvenlik sistemi kökünden sarsılırken biz sahip olduğumuz tarihi birikimi siyasi, ekonomik ve askeri reformlarla canlandırdık. Artık her alanda kendi ayaklarının üstünde durabilen, bununla kalmayıp tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilen bir Türkiye var.’ dedi.
Erdoğan, yıllardır sürekli dile getirdikleri büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını adım adım yürüttüklerini belirterek, hiçbir iç ve dış hadisenin, hiçbir açık ve gizli oyunun kendilerini bu hedeften uzaklaştırmasına izin vermediklerini söyledi.
Bu mücadelede ülke ve milletçe ödedikleri bedelleri güvenli ve müreffeh geleceklerinin karşılığı olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, ‘Gelişmiş ülkelerin bile çaresiz kaldığı sınamaları Türkiye’nin en az kayıpla ve en fazla kazançla geride bırakması elbette birilerinde rahatsızlığa yol açıyor. Ülkemizin önü yıllarca siyasi istikrarsızlıkla, suni ekonomik krizlerle, terör örgütleriyle, vesayet araçlarıyla, darbelerle, evrensel kavramların arkasına gizlenmiş sinsi projelerle kesilmişti.’ dedi.
‘MİLLETİMİZLE BİRLİKTE BU KİRLİ OYUNLARI BOZARAK BUGÜNLERE GELDİK’
Erdoğan, kendi dönemlerinde de benzer senaryoların farklı görünümler ve yöntemlerle sahnelendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Bir yandan demokrasi ve kalkınma reformlarımızı kararlılıkla hayata geçirirken diğer yandan da milletimizle birlikte bu kirli oyunları bozarak bugünlere geldik. Eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’nin ayağındaki geri kalmışlık zincirlerini milletimizle birlikte parçalayıp attık. Hak ve özgürlük alanlarını genişleterek ülkemizi vesayetin boyunduruğundan milletimizle birlikte kurtardık. Diklenmeden dik durarak, egemenliğimizi hiçe sayan uluslararası baskıları milletimizle birlikte göğüsledik. Sokaklarımızı kana ve ateşe boğma gayretlerini dirayetli tavrımızla, milletimizle birlikte akamete uğrattık. Ülkemizin bağrına yerleştirilmiş bir bomba olan FETÖ ihanet çetesini canımızı ortaya koyarak milletimizle birlikte tepeledik. Bölücü terör örgütünün kanlı pençelerini askerlerimizin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle milletimizle birlikte söküp attık. Sınırlarımıza dayanan tacizleri, yaptığımız sınır ötesi harekatlarla milletimizle birlikte püskürttük. Her alçak hamlenin bir parçasını oluşturan ve ekonomimizi hedef alan niyetleri aldığımız tedbirlerle milletimizle birlikte bozduk. İnsanlığın yakın tarihte yaşadığı en büyük sağlık krizi olan koronavirüs salgınının üstesinden sağlık sistemimizin gücü ve dirayetli yönetimimize birlikte milletimizle hep beraber el ele yok ettik. Küresel finans, güvenlik, mülteci, sağlık krizleri olarak tezahür eden çarpıklıkların yükünü ülkemizin üzerine yıkma heveslerini yine milletimizle birlikte kursaklarda bıraktık.’
‘DAR GELİRLİ İNSANLARIMIZIN ALIM GÜÇLERİNDEKİ DÜŞÜŞÜN FARKINDAYIZ’
Erdoğan, bugünkü ve bundan sonraki tüm sınamaları da yine 85 milyon hep birlikte aşarak sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye’yi bırakacaklarını belirterek, ‘Hedeflerimize ulaşmamıza bir el uzatımı mesafe kaldığı bu kritik aşamada vatandaşlarımızın hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar sebebiyle zor günler geçirdiğini biliyoruz. Bilhassa dar gelirli insanlarımızın alım güçlerindeki düşüşün farkındayız. Bir yandan enflasyonu dizginleyecek tedbirleri alırken diğer yandan da ücretlerde yaptığımız artışlarla alım gücündeki gerilemeyi telafi etmeye çalışıyoruz.’ dedi.
Erdoğan, bu çerçevede yıl başında asgari ücretten işçi, memur ve emekli maaşlarına kadar geniş bir alanda ciddi artışlar yaptıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz. Haziran ayı itibarıyla başvuruları başlayacak Aile Destek Programı gibi yeni uygulamalarla da insanımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Çeşitli başlıklar altında sadece geçtiğimiz ay milletimizin farklı kesimlerine sağladığımız sosyal desteklerin toplam tutarı 5,3 milyar liradır. Elektrik tüketim desteği için geçtiğimiz yıl yaklaşık 2,5 milyon haneye 2,5 milyar lirayı aşkın kaynak tahsis ettik. Doğal gaz tüketim desteği olarak da son 2 ayda 114 milyon lirayı aşkın bir kaynağı vatandaşlarımıza aktardık. Her iki desteğin de kapsamını genişletecek çalışmaları sürdürüyoruz.’
Ekonomi programlarının merkezinde istihdamı koruma ve geliştirmenin bulunduğuna işaret eden Erdoğan, ‘Çalışmak isteyen hiçbir insanımızın işsizlik sebebiyle ailesi ve çevresinin karşısında boynunun bükük dolaşmasına yol açmayacak bir anlayışla ekonomiyi yönetiyoruz. Hamdolsun bu sayede üretim tarafında oldukça iyi bir yerdeyiz. Ülkemizi eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora tüm alanlarda cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesine çıkartmak için yaptığımız yatırımların meyvelerini toplama vaktidir.’ diye konuştu.
SİYASETTE ‘MÜLTECİ’ TARTIŞMASI
Bin yıllık vatanımız Anadolu tarihin her döneminde çeşitli sebeplerle diğer coğrafyalardan gelen insanlara kucak açmış yurt olmuştur. Başı dara düşen, hayatı ve geleceği tehdit altına giren tüm kardeşlerimiz yönünü Anadolu’ya çevirmiştir.
Çanakkale’de kol kola şehadete yürüdük, koyun koyuna yattık. Devletimizin sınırları başka, milletimizin gönül sınırları başkadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfusumuzun neredeyse yarısı sınırlarımızın d ışından gelen insanlardan oluşuyordu. Balkanlardan Kafkaslara kadar her yerde başı dara düşen kardeşlerimize kapılarımız açık oldu. Eski Yugoslavya topraklarından, Bulgaristan, Romanya, Doğu Türkistan, İran, Orta Asya, Afganistan, Bosna’dan, Kosova’dan milyonlarca aile ülkemize sığındı.
SURİYELİ KARDEŞLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ’
Şimdi Bay Kemal ‘Biz Suriye’ye göndereceğiz’ diyor. Bunları yapamayacaksınız, bunları yapmaya hiç kimsenin de gücü yetmez. Zira biz ensar kültürüyle yetiştik. Muhacir kültürünün ne olduğunu iyi biliriz. Biz sizler gibi bu toprakları hüdayinabit bulmadık. 3 milyon 700 bin Suriyeli bizim kardeşimizdir, onlara sahip çıkacağız.
Suriye’nin kuzeyinde briket evler yapıyoruz. Çatışmaların halen devam ettiği Suriye’nin istikrara kavuşması için her türlü gayreti gösteriyoruz.
Sığınmacılar üzerinden kendilerine siyasi pozisyon sağlamak isteyenlerin dedelerinin de canlarını ve onurlarını kurtarmak için Anadolu topraklarına sığınanlar arasında yer aldıklarını asla unutmamak şarttır.
Körfez savaşı başladığında Irak’tan ülkemize gelen 1 milyon kişinin tamamına yakının savaşın ardından evlerine geri döndü. Suriye’den yaklaşık 4 milyon kişi ülkemize geldi. Şimdi Suriye’nin kuzeyinde briket evleri yapıyoruz. Çatışmaların halen devam ettiği, terör örgütlerinin saldırılarını sürdürdüğü, siyasi birlik ve toprak bütünlüğünün henüz sağlanamadığı Suriye’nin istikrara kavuşması için her türlü gayreti gösteriyoruz.
’50 BİN BRİKET EVİ TAMAMLADIK’
Uluslararası yardım kuruluşlarının desteği ile 4 milyon kişinin de İdlib başta olmak üzere bulundukları yerde kalmalarını sağlıyoruz. Güvensiz ortamın sürmesi ülkemizdeki Suriyelilerin sayısının azalmasının önüne geçti.
Türkiye bu yükün büyük bölümünü hem kendi sınırları içinde hem de Suriye topraklarında üstlenmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıl 100 bin briket evi projesini başlattık. 50 bini tamamladık. Bu sayıyı daha da arttırmamız mümkün olabilir.
‘SURİYE’DE 13 AYRI YERDE 200 BİN KONUT İNŞA EDİLMESİNİ SAĞLIYORUZ’
Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Uluslararası yardım kuruluşlarının finansmanıyla Suriye topraklarında 13 ayrı yerde gereken tüm altyapıya sahip 200 bin konut inşa edilmesini sağlıyoruz. Amacımız 1 milyon Suriyelinin tüm insani şartlara sahip bu şehirlere geri dönüşünü temin etmektir.
Kurumlarımızın yaptığı çalışmalar bu geri dönüş için 1 milyondan daha fazla sığınmacının gönüllü olduğunu göstermektedir. İnşallah çalışmalar ilerledikçe bu sürecin ayrıntılarıyla ilgili bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız.
Harekatlarımız sayesinde sınırlarımızı saldırılara karşı korunaklı hale getirdik. Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile diğer statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz. Tüm yabancıların oturma ve çalışma düzenleri belirli kurallara bağladık. Kurallara uymayanları sınır dışı ettik.