‘Batı hatasını anladı’
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Batılı ülkelerin 2014’te Rusların Kırım’ı ilhak etmesine gerekli tepkiyi göstermemesinin Ukrayna’da bugün yaşanan olayların temelini oluşturduğunu söyledi. Bakan Akar ‘Batılı ülkelerin 2014’teki duyarsızlığı olayların bu şekilde gelişmesine fırsat verdi. Batı, 2014’te Kırım’a, Donbass olaylarına gerekli tepkiyi gösterebilseydi bugünlere gelinmeyebilirdi. Hatalarını anladılar’ dedi.
Kayseri’de 1926 yılında Tayyare ve Motor AŞ (TOMTAŞ) adıyla kurulan ve 1941 yılına kadar uçak üreten fabrikanın hikâyesinin anlatıldığı “Kayseri Uçak Fabrikası” adlı kitabın tanıtım etkinliğinde Milliyet’in sorularını cevaplayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamaları şöyle:
‘Batının duyarsızlığı…’
Biz başlangıçtan itibaren Ukrayna’nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu tekrar tekrar söyledik. Kırım’ın ilhakını tanımadığımızı başından beri hep ifade ettik. Batılı ülkelerin 2014’teki bu konudaki duyarsızlığı bugün olayların bu şekilde gelişmesine meydan, imkân, fırsat verdi. Batı, dünya 2014’te Kırım’a, Donbass olaylarına gerekli tepkiyi gösterebilseydi bugünlere gelinmeyebilirdi. Hatalarını anladılar. Ukrayna’da insanî yardım konusunda biz bugüne kadar üzerimize düşeni yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Oradaki insani durumun kötüleşmesinden üzüntü, endişe duyuyoruz. Bunun önlenmesi, sivil can kayıplarının sona erdirilmesi, sıkıntılı bölgelerden sivillerin tahliyesi için acil ateşkes diyoruz. Türkiye olarak Birleşmiş Milletler yaptırımlarına uyuyoruz. Biz bir an önce yeniden görüşme, konuşma sürecine geçilmesini şiddetle tavsiye, temenni ediyoruz, bunun için telkinde bulunuyoruz. Aynı zamanda Türkiye olarak NATO’nun caydırıcılık ve savunma tedbirleri var buna da gerekli katkıyı verdik, veriyoruz. Temennimiz bir an önce eğer mümkün olursa Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabet edip Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy’nin bir araya gelmesidir. Bizim Ukrayna’da insani yardım için giden iki A400M uçağımız var. Boryspil Havaalanında bekliyor. Uçaklarımızın bir an önce Türkiye’ye dönmesi için koordinasyona, temaslara devam ediyoruz.
İnsani yardım
Mariupol’deki Türklerle birlikte sivillerin tahliyesi için temaslarımızı sürdürüyoruz. Bazı tahliyelerle birlikte oradaki Türk sayısının azaldığını biliyoruz. Son aldığımız bilgiye göre, Mariupol’de camiye ulaşıldı ancak camide kimsenin olmadığı ifade edildi, bu geçen sürede vatandaşlarımızın bireysel olarak kentten çıkmış olmalarının veya civardaki diğer sığınaklara geçmiş olmalarının ihtimal dâhilinde olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceki Ukrayna ve Rusya ile yaptığımız görüşmelerimizde Mariupol’ün batısındaki limanın açık olduğunu, oraya bir gemi gönderebileceğimizi ifade ettik. Ulaştırma ve Altyapı, Ticaret, Sağlık, Dışişleri, İçişleri bakanlıkları ve İletişim Başkanlığı ile koordineli çalışıyoruz, insani yardım malzemelerini de göndermeyi planlıyoruz.
Mayına karşı SAS Timi
TSK olarak mayın avlama konusunda çok güçlüyüz. Üç mayın gemimiz İstanbul Boğazı ötesinde görev yapıyor. Bu konuda İHA’larımız, helikopterlerimiz, deniz karakol uçaklarımız, gemilerimiz görev yapıyor. SAS timlerimiz hazır. Şu ana kadar tespit edilen 3 mayın emniyetli şekilde süratle imha edildi. Konunun ciddiyetle takibini yapıyoruz. Her ihbarı değerlendiriyoruz. Bu mayınların nereden geldiği ve kaynağına yönelik çeşitli iddialar mevcut, herkes bir şeyler söylüyor. Biz Bakanlık olarak, devlet olarak bunların hepsini duyuyoruz fakat elimizde somut bir veri olmadan hiçbir şekilde işarette bulunmuyoruz. İhtimallerden bahsediliyor. Tüm ihtimalleri değerlendirerek konuyu hassasiyetle inceliyor, gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Elde yeterli somut veri olmadan herhangi bir hüküm verilemeyeceğini belirtmek istiyorum. Herhangi bir somut veri, bilgi bulduğumuzda da bunları kamuoyu ile paylaşırız.
Montrö vurgusu
Biz başlangıçtan beri Montrö’yü vurguluyoruz. Bu sadece bizim için değil tüm Karadeniz ülkeleri için önemli. Buraya dışarıdan mayın arama gemileri dahi gelsin istemiyoruz. Bölgesel sahiplik ilkesi, kıyısı olan ülkelerin duruma hâkim olması kapsamında buradaki dengenin bozulmamasını istiyoruz. Burada denge bozulursa olayların kontrolden çıkma olasılığı çok yüksek. Karadeniz’i bir rekabet ortamına dönüştürmeyelim bizim açıkça söylediğimiz şey bu. Karadeniz sahiplik ilkesi çerçevesinde sulhu sükûnu devam ettirsin.
ABD’den F-16 tedariki
Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’Den F-16 tedadikiyle ilgili de “Bu sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda NATO’nun da güçlenmesi anlamına geliyor. Yabancı Askeri Satışlar kapsamında süreci başlattık. Buna uygun olarak devam ediyor süreç. Konuya ilişkin Kongre’den gelen bir soruya ABD Dışişleri Bakanlığı bir mektupla yanıt verdi. Bizim basınımızda da yer alan mektup konusu bu. Söz konusu mektupta bazı olumlu unsurlar olmakla beraber ihtiyatlı olmak lazım. Bu bir süreç, temennimiz bunun olumlu sonuçlanması. Milli Muharip Uçağımız hayata geçene kadar F16’ların bizim ihtiyacımızı karşılayabileceğini değerlendiriyoruz” dedi.
SAMP-T Füze Projesi
“Türkiye, Fransa ve İtalya arasındaki ortak SAMP-T Füze Projesi’ne ilişkin de Sayın Cumhurbaşkanımız konuya ilişkin Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve İtalya Başbakanı Draghi ile görüştü” bilgisini veren Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Biz de iki ülkenin savunma bakanları ile görüştük. Bununla ilgili üçlü bir görüşme yapılması gerekiyor ancak şu anda Fransa’da bir seçim süreci söz konusu. Bu bittikten sonra temennimiz daha önce başlayan süreci yeniden başlatarak olumlu sonuçlandırmak” dedi.
‘Ege dostluk denizi olsun’
Hudutların en üst düzeyde korunduğunu söyleyen Hulusi Akar, “Hudutlarımız birlik sayısı ve fiziki koruma tedbirleri bakımından Cumhuriyet tarihinin en üst düzeyinde korunuyor. Fiziki koruma tedbirleri kapsamında hendekler, duvarlar, tel örgüler var. Bunun dışında yollar yapıldı. Gece görüş sistemleri teçhiz edildi. Mehmetçik büyük bir sorumluluk taşıyor. Beklediğimiz tek şey emeğe, fedakarlığa saygı gösterilmesi biz sadece bunu istiyoruz. 1 Ocak’tan itibaren büyük bir başarıyla tüm sınırlarımızda 1725 kişi hudutlarda yakalandı, 118 bin 496 kişi geçmeden engellendi. Bunlardan 152’si teröristti. ‘Hudut namustur’ anlayışıyla arkadaşlarımız gece-gündüz demeden yüksek bir moral ve motivasyonla çalışmalarına devam ediyor” diye konuştu. “Yunanistan’da maalesef bazı siyasilerin provokatif söylemleri, hukuk dışı eylemleri devam ediyor” diyen Bakan Akar, şunları dile getirdi:
“Bir tarafta ittifaklar peşinde koşuyor diğer taraftan silahlanma gayreti içinde. Bunların hepsi beyhude gayretler. Bu işin bir matematiği, mühendisliği var, bu açıdan bakıldığında Türkiye’ye karşı ise bunların hiçbir kıymet-i harbiyesi yok, fakat savunma için yapılıyorsa da çok. Bu kadar ekonomik sıkıntıları varken bu tür davranışlar Yunan halkının refahını etkiliyor. Biz Yunanistan ile komşuyuz, müttefikiz. Bununla birlikte iki ülkeye karşı ortak riskler ve tehlikeler var. Bunlar neler? Mülteciler, Kovid, terör var. Bu gerçekleri düşünüp kurguyu buna göre yapmak gerekiyor. Biz, samimi, şeffaf, açık bir diyalog sistemi kuralım diyoruz. Biz Ege’nin dostluk denizi olmasını istiyor, tüm zenginliklerin ortak, adil paylaşımı diyoruz. Bunların yanı sıra Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Kıbrıs’ta hak, alaka ve menfaatlerimize yönelik herhangi bir oldubittiye de asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyor, altını kalın olarak çiziyoruz.”