Batı’nın kirli zihniyeti Rusya Ukrayna savaşında bir kez daha ortaya çıktı: Çünkü onlar Hristiyan ve beyaz…
Rusya Ukrayna savaşı, müzakerelerin de olumsuz sonuçlanmasıyla, şiddeti artarak devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgaliyle birlikte yaklaşık 500 bin Ukrayna vatandaşı da ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Savaşın ilk gününden itibaren, Ukrayna’ya destek veren Batı ülkeri, ülkelerini terk eden sivillere de kapıları açacağını duyurmuştı. Ancak aynı Batı ülkeleri, Suriye’den Afganistan’dan ve Filistin’den gelen binlerce mülteciyi almamak için yıllardır direniyor. Peki bu ayrımcılığın sebebi ne? İşte Batının iki yüzlülüğü…
500 BİNDEN FAZLA UKRAYNALI ÜLKELERİNİ TERK ETTİ
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Örgütü’nün (UNHCR) Başkanı Philippo Grandi’nin açıklamasına göre 500 binden fazla Ukraynalı komşu ülkelere sığındı.
BM ve ABD’li yetkililer, Ukrayna’nın komşuları ve diğer Avrupa ülkelerini, Ukrayna’da yaşanan insani krize yanıt olarak ortak bir diplomatik çaba göstereceklerini söyledi. Beyaz Saray Basın Sekreteri Jen Psaki, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’dan gelen mültecileri kabul etmeye “kesinlikle hazır olduğunu” söyledi, ancak çoğunluğunun muhtemelen Avrupa’da kalmayı seçeceğini ve böylece bir kez daha kolay geri dönebileceklerini kaydetti.
SINIRINA DUVAR ÖREN POLONYA’DAN DESTEK
Polonya’da, ABD askerleri ve diplomatlar tarafından desteklenen hükümet yetkilileri, Ukraynalılar için işleme merkezleri kurdu. Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski gazetecilere verdiği demeçte, “Bombalardan, Rus tüfeklerinden kaçan herkes Polonya devletinin desteğine güvenebilir” dedi.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Başkanı Filippo Grandi, “Sınırlarını açık tutan ve mültecileri karşılayan ülkelerin hükümetlerine ve insanlarına yürekten teşekkürler. Çok daha fazla Ukraynalı sınırlara doğru hareket ediyor” dedi.
Bununla birlikte Polonya hükümeti, geçen yıl Ortadoğu’dan gelen mülteci ve göçmenlerin ülkeye ulaşmaya çalıştıkları ancak komşu Belarus’ta mahsur kaldıktan sonra başladığı bir proje olan sınır duvarına yüz milyonlarca dolar harcıyor.
MÜLTECİLERİ KAFESE KAPATIP AÇ BIRAKMAKLA SUÇLANMIŞTI
Polonya’nın yanı sıra Macaristan ordusu da Ukraynalıların sınırın kapatılan bölümlerinden geçmesine izin veriyor. Macaristan’ın katı başbakanı Viktor Orban, daha önce mültecileri ülkesi için bir tehdit olarak nitelendirdi. Orban’ın hükümeti aynı zamanda mültecileri kafese kapatıp aç bırakmakla suçlandı.
Daha batıda, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, Ukrayna’daki kriz ışığında “tabii ki gerekirse mültecileri kabul edeceğiz” dedi. Geçen sonbaharda, içişleri bakanı olarak görev yaparken, Nehammer, Taliban’ın Kabil’deki hükümeti devirmesinden sonra sığınan bazı Afganları engellemeye çalıştı.
Avusturya Başbakanı Nehammer, ulusal bir televizyon programında verdiği röportajda, “Ukraynalılar Afganistan gibi ülkelerden gelen mültecilerden farklı. Mahalle yardımından bahsediyoruz” dedi. Nehammer ayrıca yardım arayan Ukraynalıların sayısının nispeten az olmasını beklediğini söyledi.
Diğer taraftan, bazı tahminler, Rus işgali nedeniyle en az bir milyon mültecinin Ukrayna’dan kaçacağını tahmin ediyor. ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, savaşın beş milyon kadar insanı yerinden edebileceğini ve “Ukrayna’nın komşuları üzerinde baskı yaratabileceğini” söyledi.
“PUTİN’İ AZARLAMAK İÇİN BİR NEDEN”
Diplomatlar ve uzmanlar, Ukraynalıları kabul etmeye istekli olan Avrupa devletlerinin, kısmen, insani bir yanıt sunarak Rusların sivillere yönelik saldırılarını vurgulamaya çalışıyor olabileceğini söyledi. Boston’daki Northeastern Üniversitesi’nden siyaset profesörü ve direktör Serena Parekh, “Mülteci krizini Putin’in Batı’yı istikrarsızlaştırma araçlarından biri olarak görebilirsiniz. O zaman sakin, Putin’i azarlamak için bir nedeniniz olur” dedi.
UKRAYNALILAR BEYAZ VE HRISTİYAN
Parekh, “Ukraynalıların beyaz, çoğunlukla Hristiyan ve Avrupalı olduğunu görmemek zor. Yani bir bakıma, son 10 yılda, özellikle 2015’ten sonra gerçekten yükselen yabancı düşmanlığı, bu krizde Ortadoğu’dan ve Afrika’dan gelen mülteciler için olduğu gibi rol oynamıyor” yorumunu yaptı.
Diğer taraftan, Biden yönetimi ayrıca, Taliban’ın Ağustos’ta iktidarı ele geçirmesi sırasında 75 binden fazla Afgan’a ikamet veya insani şartlı tahliye sağladığı şekilde, Ukraynalı mültecileri kabul etme çağrılarıyla da karşı karşıya.
En azından şu anda ABD’nin Ukraynalılar için mevcut mali yılda toplam mülteci kabulü için izin verilenin üzerinde bir insani şartlı tahliye programı sunması pek olası değil. Avrupa ve Orta Asya’dan gelen 10 bin mülteci de dahil olmak üzere bu sayı bu yıl 125 bin ile sınırlandırıldı.
Öte yandan Parekh, komşu ülkelerin de Rusya’nın saldırılarının doğrudan bir sonucu olarak tehlike altındaki insanları karşılamada tarihin tekrar edebileceğini açıkladı. Örneğin, Sovyetlerin baskısı nedeniyle 1956’da başlayan bir Macar ayaklanması çoğu Avrupa’daki onlarca ülkeye yerleşmeden önce Avusturya’ya kaçan 200 bin mülteci ile sonuçlandı. 80 bin ile 100 bin arasında insan 1968’de demokrasi yanlısı Prag Baharı protestolarını susturmak için başlatılan bir Sovyet işgalinden kaçmak için o zamanki Çekoslovakya’yı terk etti.
Parekh, “Her iki durumda da ABD, Avrupa ülkelerinin mültecileri yerleştirmesine yardım etmek için yardım gönderdi. Bu, büyük ölçüde ABD’nin Macarları yeniden yerleştirmek için Avrupa devletleriyle birlikte çalışmasının sonucuydu. ABD’nin tarihsel düşmanı olan Ruslardan kaçanlara yardım etmek onları motive eden bir şey” dedi.
EN FAZLA POLONYA EN AZ BELARUS
Polonya, 281 bin kişiyle şu ana kadar en fazla mülteci kabul eden ülke oldu. Polonya’yı 84 bin 586 kişiyle Macaristan takip ederken, Romanya 70 bin 803 kişi, Moldova 36 bin 398 kişi, Slovakya 25 bin 935 kişi kabul etti. Ukrayna’nın en büyük sınır komşusu olan Belarus ise sadece 263 Ukraynalıyı sınırdan içeri aldı. Raporda diğer Avrupa ülkelerinin 37 binden fazla kişiye kapılarını açtığı ifade edildi.
SINIRDA IRKÇI MUAMELE
Ukraynalı mültecilere sınırlarını açan Avrupa devletleri, Ukrayna’da bulunan Afrika kökenlilere yönelik ırkçı muamelede bulundu. Afrikalıların kimi sınır kapısından geri çevrilirken, kimi de sözlü tacize uğradı. Afrikalılar, Twitter’dan başlattıkları “AfricansinUkraine” etiketiyle yaptıkları paylaşımlarla yaşadıkları olayları anlatırken, Ganalı Akwesi Ebenezer, “Sınırda çok fazla ırkçılığa maruz kaldık. Bize ‘Ülkenize dönün ve köle olmaya devam edin’ dediler” sözleriyle yaşadığı kötü tecrübeyi anlattı. Afrika kökenliler, pasaport kontrolünde en sona bırakılırken, bazı göçmenler ise bindikleri otobüsten ‘Siyahlara hayır’ bağırışları arasında atıldıklarını ve bombaların altında kaderlerine terk edildiklerini kaydetti. Polonya sınırında çekilen görüntülerde de, Ukraynalıların hiçbir zorlukla karşılaşmamasına karşı, Polonya ordusunun siyahi göçmenlere silah çektiği ve geçişlerine izin vermediği görüldü.
“BUNLAR HRİSTİYAN AVRUPALI, SURİYELİ MÜLTECİ DEĞİL!”
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde 5. gün geride kalırken, Batı medyasının yaşanan savaşla ilgili ırkçı söylemleri sosyal medyada infiale neden oldu. ABD merkezli CBS NEWS muhabiri Charlie D’Agata canlı yayında “Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri görmeyi hiç ummadığınız medeni Avrupalılara has bir kent” ifadelerini kullandı. ITV News muhabiri Lucy Watson da canlı yayında “Burası gelişmekte olan bir üçüncü dünya ülkesi değil, burası Avrupa” ifadelerini kullandı.
BBC’ye konuşan Ukrayna’nın eski başsavcı yardımcısı David Sakvarelidze, “Benim için bu yaşananlar çok duygusal, çünkü mavi gözlü ve sarı saçlı Avrupalıların öldürüldüğünü görüyorum” derken, Fransız kanalı BFM TV’de konuşan başka bir yorumcu, “Putin’in desteklediği Suriye rejiminin bombalarından kaçan Suriyelilerden bahsetmiyoruz, Avrupalılardan bahsediyoruz” dedi. NBC News muhabiri Kelly Cobiella ise canlı yayında “Bunlar Suriye’den gelen mülteciler değil, bunlar Ukrayna’dan gelen mülteciler. Hristiyanlar, beyazlar, birbirlerine çok benziyorlar” ifadelerini kullandı.
AVRUPALI GAZETECİLERİN IRKÇI AÇIKLAMALARI DEHŞETE DÜŞÜRDÜ: BUNLAR SURİYELİ DEĞİL BUNLAR BİZİMKİ GİBİ ARABALARA BİNEN AVRUPALILAR
Avrupalı gazeteciler, canlı yayında Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili açıklamalarda bulunurken, sarf ettikleri cümleler dehşete düşürdü. Kadın muhabir, ‘Şimdi başlarına düşünülemez bir şey geldi ve bu gelişmekte olan bir üçüncü dünya ulusu değil, burası Avrupa.’ derken bir diğeri ise, ‘Mavi gözlü, sarı saçlı Avrupalı insanlar öldürülüyor’ diyerek Avrupa dışındaki kişileri ikinci sınıf gördüklerini açıkça belli ettiler.