Bay Ekrem’in “kucakladıkları” neden “tuzaklıyor” o vakit?
Bazen mesaj atan arkadaşlar oluyor ve “Niçin Binali Yıldırım’ı değil de sürekli Ekrem İmamoğlu’nu eleştiriyorlar? Neden hep onun üstüne gidiyorlar?” diye soruyorlar.
“Cevap çok basit, çünkü çaldılar” demeyeceğim! Zira o zaten seçim yenilemenin sebebi, yani bu cevabın sorusu başka! Biz baştaki soruya bakalım.
Buyurun her iki adayı da konuşalım, hangisi daha renkli(!) ve cafcaflı?
Topal Dursun’un oğlu Binali Yıldırım deyince ne konuşulursa onu konuşalım. Türkiye aleyhine iş yapmış mı? Ülkede “taş üstüne taş” koymuş mu? Bu soruların cevabını bayram için memlekete giderken kullandığınız “duble yollarda” ve etrafındaki yapılarda görürsünüz.
Sizce Şehit Savcı Selim Kiraz’ı Binali Yıldırım’a destek verenler mi sever yoksa Ekrem İmamoğlu’na destek verenler mi sever? Savcı Kiraz’ı şehit eden DHKP-C teröristleriyle röportaj yapan Ahmet Şık şu anda HDP İstanbul milletvekili ve HDP topyekûn İmamoğlu’nu destekliyor.
Hülasa; Binali Yıldırım tarafında gerçekler var, millet var ve her şey net! Diğer tarafta oyuncular var, verilmiş roller var, yalan rüzgarı, çalma çırpma, entrika var, terör örgütleri var; anlayacağınız çeşit(!) çok!
İşte bu sebeple Ekrem İmamoğlu daha fazla eleştiriliyor, daha fazla konuşuluyor.
“Kucaklayacağım” sözünü söyleyenler ile “Tuzaklayacağım” sözünü söyleyenler birleştiyse bize düşen hakikati gözler önüne sermektir!
“Seçmen olan vatandaşlara” bir şey demiyorum; sadece kime oy verdiklerini, kimlerle yan yana durduklarını görsünler istiyorum.
İyi Parti’ye oy verenler “ülkücü” diye ortada dolanmasın, sizin “ülkü”nüz Kandil’in dağlarında kalaşnikof mermisi olarak Türkiye’nin şanlı Mehmetçik’ine sıkılan bir kurşundan ibaret hale geldi!
Sayın Meral Akşener niçin çıkıp da “Ey Murat Karayılan, ey Duran Kalkan, ey elinde Mehmet’imin kanını taşıyan hunhar katiller; siz kim oluyorsunuz da bizim desteklediğimiz İmamoğlu’na oy verme çağrısı yapıyorsunuz?” diyemiyor!
İyi Parti Genel Başkanı Sayın Akşener ve yöneticileri niçin çıkıp da “PKK’lılar bizim desteklediğimiz adaydan uzak dursun” diyemiyor! Dediler de biz mi duymadık?
“İSTANBUL’U KİM KAZANIR?”
Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir ki, “İstanbul’u Binali Yıldırım, Ankara’yı Mehmet Özhaseki kazanacak” demiştik. Lakin İstanbul’da organize işler çevirenlerin “oy çalma” ihtimalini düşünmemiştik. İstanbul denklemine odaklanınca da Ankara gündem olamadı. İstanbul’da “organize işler” çevirenler Ankara’da öylece boş durdu mu zannediyorsunuz?
İstanbul’da artık telafi yok, o sebeple herkes adayına sahip çıkacak ve oyları “müşahitler önünde” tek tek sayıp, “kayıtlara tam olarak geçene kadar” başında duracak.
Kulislere göre Bay Ekrem’e oy veren HDP’lilerin durumunda “bir miktar” değişme var. Ancak seçimin asıl belirleyicisi 31 Mart’ta “sandığa gitmeyen seçmenler” olacak.
Genel söylersek, 31 Mart’ta İstanbul’da 10 milyon 500 bin seçmenin 8 milyon 800 bin kadarı sandığa gitti; kullanılan 300 bin oy geçersiz sayıldı. “Sandığa gitmeyen” seçmen ise 1 milyon 700 bin kişi oldu. Bunun bir kısmı ülkenin geleceğine “nötr bakanlardan” oluşuyor. Onlar bu seçimde de sandığa gitmeyebilir. Kalan kısmın çoğu ise “Nasılsa Binali Yıldırım kazanacak” diyerek sandığa gitmeyenlerden, hatta bu rahatlık içinde anne-babasını “memleketindeki muhtar seçimlerine götürenlerden” oluşuyor.
“ANKARA’DA NELER OLDU, NELER OLUYOR?”
Mehmet Özhaseki hem sadakatli hem liyakatli karakteriyle Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakın dava arkadaşlarından birisi olmasına rağmen Ankara’da “çok denklemli faktörler” sebebiyle seçimi kaybetmiş gibi görüldü. Ama o iş öyle değil!
Tabloya bak; 147 üyeli Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Ak Parti ve MHP’nin 107 üyesi, CHP ve İyi Parti’nin 40 üyesi bulunuyor. Yani mecliste 2,5 katı güçlü olacaksın ama Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını CHP kazanmış olacak; yani mış, mış, mış da müş, müş, müş..!
Mansur Yavaş duyum almış; “İstanbul’dan sonra Ankara’yı halledeceklermiş” diyor! Yahu Mansur Bey; İstanbul’u kim halledecek? Eğer iş “halledilmeye” kalsaydı şimdi siz o koltukta değildiniz! Fakat öyle görülüyor ki belediye meclisini “işlevsiz” görmeye devam ederseniz Ankara’nın yolları, alt ve üstyapısı sayenizde “bekleye bekleye” çürüyecek. Hukuk devreye girip yeniden seçim olma ihtimali sizi korkutuyor; çünkü bu durumda Mehmet Özhaseki’nin hakkı olanı “milletin desteğiyle” alacağını çok iyi biliyorsunuz.