Bayram Fırsatçıları…!
Ekrem İmamoğlu sembolik mesaj uğruna bence yanlış bir iş yaptı.
İstanbul’daki konserli kutlamalar için mekan olarak Sultanahmet Camii’nin avlusunu tercih etti.
Oysa cami avluları ibadethane sayılır.
Daha önce de bu alanlarda konser ve benzeri organizasyonlar yapılmak istendi.
Ama fırsat verilmedi.
Bu millet o ibadethaneler düşman postallarıyla ezilmesin, yanlarında yörelerinde saygısızlık yapılmasın diye Kurtuluş Savaşı’nda toprağa girdi.
Halide Edip, Sultanahmet Meydanı’nda milli mücadele çağrısı yaparken gönüllere düşen kuvva ateşi o camilerden yükselen ezanlar ile kıvılcımlandı.
Ayasofya ve Sultanahmet’i konser gürültüsüne boğmadan bayram kutlamak mümkündü.
Zira yüksek volümlü müziğin tarihi yapılara nasıl zarar verdiğini bilmemek için belediye başkanı olmaya da gerek yoktu.
Ama “İmamoğlu fırsatçılığı” devreye girince tüm bu hassasiyetler göz ardı edildi.
Destekçileri de İmamoğlu’ndan eksik kalmadı.
Zirveyi Athena Gökhan kaptı.
Ekrem İmamoğlu için “bugünün Atatürk’üdür kendisi” diyerek aşılması imkansız bir rekora imza attı.
Kılık-kıyafet üzerinden çağdaşlık mesajı vermeden olmazdı.
Şevval Sam konser sırasında Dilek İmamoğlu için “gerçek cumhuriyet kadını” diyerek boşluğu doldurdu.
Kimse çıkıp “sahtesi de var mı bunun” diye sormadı ama CHP’liler zevkten dört köşe oldu.
Ahali “gerçek cumhuriyet kadını olmanın alameti neymiş acaba” diye etrafa bakınırken sosyal medyada kıyamet koptu.
Dilek İmamoğlu’nun kıyafeti sebebiyle gerçek cumhuriyet kadını olarak nitelendirildiği anlaşıldı.
Arşivlere bakıldı, son zamanlarda bu kadar övgü alabilen başka bir kıyafete rastlanmadı.
Mine Kırıkkanat’ın da hakkını yemeyelim.
Gerçek cumhuriyet gazeteciliği örneği göstererek Dilek İmamoğlu’nun gerçek cumhuriyet kadını olmasını sağlayan elbisesini Yıldırım Mayruk’un tasarlayıp çırağı Barbaros Şansal’ın diktiğini duyurdu.
Ama, Barbaros Şansal için gerçek cumhuriyet terzisi diyen çıkmadı.
Neyse.
Yazıya ciddi başladık iş nereye geldi?
Siz yine de, birileri ne kadar tahrik etmeye çalışırsa çalışsın, sakin olun.
Semboller üzerinden germeye devam edecekler, belli.
Kılığınız, kıyafetiniz yüzünden sizi “gerçek” kabul etmeyenlere gülüp geçin.
Ve bu vatanın gerçek sahiplerinin kıyafetler ya da kıyafetliler değil, toprağın altında kefensiz yatan şehitler olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayın.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.