Beyaz Saray’da skandal ve ABD-Avrupa ittifakının parçalanışı…

Okuduğunuz Yazı
Beyaz Saray’da skandal ve ABD-Avrupa ittifakının parçalanışı…

İçerik

Büyük değişim süreci, tıpkı Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda olduğu gibi Avrupa merkezli senaryo ile başladı.

İngiltere, sürecin düşünce merkezi rolünde.

Yeni dönemin temel sorununu ABD ve Çin arasındaki rekabet olarak değerlendirirsek, İngiltere’nin hangi hedefe odaklandığını da hesaba katmamız gerekiyor.

ABD ve İngiltere artık tek merkezli ittifakı temsil etmiyor.

Trump, Zelenskiy ile görüştü. O gün yaşananlar, diplomasi tarihinin ayıbı olarak nitelendirildi.

Elbette, sahnede sunulan unsurlar bu kanaati destekliyordu.

Ama size biraz daha derine bakmayı teklif ediyorum.

Gösterilen ile amaçlanan hedef arasında belirgin uyumsuzluk vardı.

Unutmadık değil mi?

Avrupa, İkinci Dünya Savaşı sonrası iki kutup arasında paylaştırıldı.

ABD ve İngiltere merkezli dünya ile Sovyet Bloku arasında.

1990’lı yılların başında ise Sovyetler Birliği çökertildi.

Ardından bu bloka dâhil olan Yugoslavya…

Geri kalanına baktığımızda, bugün Rusya karşıtı koalisyonun parçası olan Polonya ve Baltık ülkeleri gibi devletler yeni süreçte Batı ittifakının asli ortakları hâline geldi.

Ama Avrupa, 1944’te açılan ve Sovyetler Birliği’nin zaferine giden yolda açılan ikinci cepheyi unutmadı.

ABD, bu cepheyi açarak paylaşım sürecinde Sovyetler Birliği’nin muhatabı olarak sahneye çıktı.

Şimdi neden bunları hatırlatıyorum?

Çünkü Avrupa, kendi kodlarını hiç unutmadı.

Almanya’nın istihbarat geçmişi ile ABD’nin istihbarat tarihini birbirinden ayrı okumamak gerekiyor.

Almanya, ciddi geçmişi olan ama sonra liderliği elinden alınan bir yapıdır.

Yani demem o ki, devletlerin hafızası kolay kolay yok olmaz; eğer devletin kendisi zayıf olsa bile hâlâ ayaktaysa…

Zelenskiy-Trump görüşmesinde gözler önüne serilen manzarayı sıcağı sıcağına değerlendirdiğimizde, kaba bir kovboy ve tüccar Trump’ın ayıbı olarak gördüğümüz durumu bir de farklı açıdan ele alalım.

Zelenskiy, bu ziyarete gelmeden önce Kiev’e Avrupa Birliği ekibi geldi.

Zelenskiy’ye akıl orada verilmiş olabilir.

O güne kadar Ukrayna’da zemin kaybeden Zelenskiy, Trump’a verdiği cevaplarla tekrar siyasi güç kazandı.

Bu savaşın uzaması İngiltere’ye hava ve su gibi gerekli.

Defalarca yazdığım gibi tekrar edeyim:

Savaşın uzaması, ABD açısından zaman ve güç kaybıdır.

Çünkü esas odaklanması gereken yer Pasifik’tir.

Peki, Pasifik’ten ısrarla bu hesaplaşmayı uzaklaştırmaya gayret eden kimdir?

Tabii ki İngiltere!

Avrupa’da yeniden konsolidasyon, İngiltere için derin anlam taşımaktadır.

Zelenskiy ile Trump görüşmesinden çıkan sonuç, Rusya-Ukrayna sürecinde ABD’yi tarafsız aktör olmaktan çıkarmak için tasarlanmış olabilir.

ABD-Avrupa ittifakı, zaten başından itibaren anladığımız gibi parçalanıyor.

Ama burada Almanya’yı farklı bir yere koymak gerekiyor.

Avrupa içindeki dominant küreselci elitlerle, küreselci olmayan finans çevreleri arasında çekişme var.

ABD ile alakalı konuşurken de aynı soruyu sormak gerekiyor:

Hangi ABD?

Trump hangi ABD’yi temsil ediyor?

Ve neden Trump modeli biri, yeni Amerikan hamleleri için gereklidir?

Zelenskiy bir aktör ve oyununu iyi oynuyor.

Aslında Avrupa destekli, İngiltere himayesinde Ukrayna modeli, savaşın başından beri hesaplanmış senaryodur.

Savaşın durmaması için Avrupa ve İngiltere gereken her şeyi yapmayı hedefliyor.

Londra merkezli Ukrayna konulu toplantının amacı da ABD’nin açtığı boşluğu nasıl dolduracaklarına cevap arayışıdır.

Yeni süreç, yeni ittifakları ve ortaklıkları belirgin hâle getiriyor.

Dolayısıyla Zelenskiy-Trump görüşmesinde ortaya çıkan olayı, spontane durum olarak değerlendirmek erken teşhis olur.

ABD ile İngiltere arasındaki ayrışma giderek daha fazla görünecek diye yazmıştım önceki yazılarımda.

Ukrayna sadece küçük bir örnek.

Bu ayrışmayı daha ziyade Pasifik merkezli yeni gelişmelerde göreceğiz.

Tabii Rusya’yı Avrupa ile doğrudan karşı karşıya getirme gayreti gerçekleşmezse…

Çünkü İngiltere, Polonya ve Baltık ülkelerini henüz tüm imkânlarıyla sahaya sürmedi.

Rusya, ABD ile işi kapatmaya gayret ettiği dönemde, İngiltere yeni bir sürprizle olayları farklı yöne sürükler mi?

Bunu bilmiyoruz.

Ama bilinen tek şey var:

Ukrayna konusunun nasıl biteceği değil, şimdilik bitmemesi için İngiltere şemsiyesindeki Avrupa çok şey yapacaktır.

Çünkü amaç, “Ukrayna kazansın, Rusya kaybetsin” mottosunu kendi kazanımları için sonuna kadar kullanmaktır.

Bakalım bu satrançta Trump’ın ABD’si hangi enstrümanları devreye sokacaktır?

Kameralar önünde yaşanan tartışma, manevi üstünlüğü birkaç gün öncesine kadar kaybetmiş Zelenskiy’ye bu fırsatı tanıdı. Bu durum cazibesini kaybetmiş Ukrayna konusunun yeniden gündeme alınmasına kapı araladı, kuşkusuz.

Bu durumda kim hapı yuttu, kim kime hap verdi?

Bunu daha net anlamak için daha geniş bir perspektiften bakmak gerekiyor

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%